Neredesin Ruh!
Tarihinin belki de hiç yaşanmasını istemediği bir sezonu yaşayan Beşiktaş, gün geçmiyor ki hayal kırıklığının bir başka zirvesini yaşamasın!...
Şenol Güneş ve Burak Yılmaz sonrası Beşiktaş'ın efsanelerinden Atom Karınca Rıza Çalımbay geldiğinde bir umutla bekleyiş başladı ama ne yazık ki gelen gideni aratır oldu!
Beşiktaş'ın saha içinde taktiksel durumunu konuşmak bomboş bir muhabbet olur çünkü; ortada bir takım yok!
Sezon başı kadro planlamasını yapan ve buna onay verenleri andıkça kulakları çınlıyor olması bugün gelinen noktayı asla değiştirmez ancak, Rıza Hoca'nın açıklamaları belki de kadro plansızlığından daha ağır gelmeye başladı.
Rıza Hoca, Lugano deplasmanında galip gelen takımı hem bozarak hem de genç oyuncuların getireceği sinerjiyi de hiçe sayarak kendisinden önce başarısız olan Şenol Güneş ve Burak Yılmaz'dan bir farkı olmadığını ispat etmiştir!
Amartey'den maç sırasında oyuncu değişikliği konusunda yardım istese ilk önce kendisinin mevkisini değiştirmesini söyleyeceği gibi sözde takımın kaptanı olup kaptanlık namına hiçbir şey yapmayan Cenk'e sorsan "İlk beni çıkar hocam!" cevabını alırdı.
Rıza Hoca ise sene başından bu yana umarsız ve ciddiyetsiz oynayan oyunculara bel bağlayarak Beşiktaş'a kötülük yapmıştır.
Haftalardır kendini naza çeken Masuaku, Lugano karşısında moral ve özgüven kazanmış Emrecan Terzi'nin yerine nasıl tercih edilir?
Beşiktaş'ın hem saha kenarında hem de saha içinde isyan eden kimsesi yok!
Beşiktaş'ın özüne dönebilmesi için yönetimin kadro dışı sayısını artırması mı gerekirdi yoksa Rıza Hoca geldiğinde kendisi mi neşter vurmalıydı?
Kimse kusura bakmasın Beşiktaş'ta ruh kalmamış!
Rıza Hoca da bu ruhu geri getiremediği gibi sürekli olumsuz açıklamaları ile camiayı demoralize etmektedir. Bu sebeple bu birliktelik dakika sürmemeli!
Yönetimin işi çok zor ama net ve keskin kararlarla doğru hamleler yapmalı.
İlk iş ise kaybolan ruhu bulup geri getirmektir ya da saklandığı yerden çıkarmaktır!...