17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de meydana gelen ve yaklaşık 45 saniye süren 7.4 büyüklüğündeki depremin üzerinden 19 yıl geçti. Tarihin en yıkıcı depremlerinden birisi olarak tanımlanan Büyük İstanbul Depremi, büyük endişeyle bekleniyor. 26 Eylül’de İstanbul'da yaşanan 5,8 büyüklüğündeki depremin ardından 300 artçı deprem daha yaşandı. Vatandaşlar tedirgin biçimde “Büyük Depremi” konuşmaya başladı. 5.8 büyüklüğünde olan bu deprem, Büyük Marmara Depremi’ni oluşturacak fayın üzerinde gerçekleşti. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın Kumburgaz Fay Kolu olarak da bilinen bölümünden, Orta Marmara Çukurluğu ile Çekmece göllerinin açıklarına uzanan 75 kilometre uzunluğunda bir hat ve bu fayın içerisinde hala enerji birikmesi yaşanıyor. Bu enerji birikmesi sonucu artık bir yerde enerjinin dışarı çıkması ve fay hattının kırılması, Büyük İstanbul Depremi’ni meydana getirmesi bekleniyor. Uzmanlara göre böylesi bir felakette Marmara’nın altındaki tüm fay sistemi harekete geçer ve kırılırsa 7.6 büyüklüğünde bir deprem yaşanabilir. İstanbul’un böyle bir depreme hazır olmadığı herkes tarafından biliniyor.

Bu saatten sonra hangi önlemler alınabilir?

Öncelikle İstanbul’un yapı stokunu depreme güvenli hale getirilmeli. Kentin tüm altyapısının elden geçmesi gerekiyor. Yollar, viyadükler, köprüler, barajlar, atık su şebekeleri, kanalizasyonlar, içme suyu şebekesi, elektrik şebekesi, haberleşme hatları, aklınıza ne gelirse elden geçmeli ve sağlamlaştırılmalı. Bina yönetimince önceden belirlenen, mesken veya işyerinin özelliği ve büyüklüğüne göre uygun yangın söndürme cihazı mutlaka bulundurulmalı ve periyodik bakımları da yaptırılmalıdır. Bu cihazlar; kolayca ulaşılabilecek bir yerde tutulmalıdır, yeri herkes tarafından bilinmeli duvara sıkıca sabitlenmelidir. Her yıl ilgili firma tarafından bakımı yapılmalıdır. Bir kez kullanıldıktan sonra mutlaka tekrar doldurulmalıdır. Binalarda asansörlerin kapı yanlarına "Deprem Sırasında Kullanılmaz" levhası asılmalıdır. Tüm bireylerin katılımı ile (evde, iş yerinde, apartmanda, okulda) “Afete hazırlık planları” yapılmalı, her altı ayda bir bu plan gözden geçirilmelidir. Zaman zaman bu plana göre nasıl davranılması gerektiğinin tatbikatları yapılmalıdır. Bir afet ve acil durumda eve ulaşılamayacak durumlar için aile bireyleri ile iletişimin nasıl sağlayacağı, alternatif buluşma yerleri ve bireylerin ulaşabileceği bölge dışı bağlantı kişisi (ev, işyeri, okul içinde, dışında ve ya mahalle dışında) belirlenmelidir. Önemli evrakların (kimlik kartları, tapu, sigorta belgeleri, sağlık karnesi, diplomalar, pasaport, banka cüzdanı vb.) kopyaları hazırlanarak su geçirmeyecek bir şekilde saklanmalı, ayrıca bu evrakların bir örneği de bölge dışı bağlantı kişisinde bulunmalıdır.