Bir kadın bir erkek varmış insan türünde. Erkek bedenen daha iri sert çizgiler taşıyan, duygularından çok yaradanın ona verdiği mantığı

Bir kadın bir erkek varmış insan türünde.
Erkek bedenen daha iri sert çizgiler taşıyan, duygularından çok yaradanın ona verdiği mantığı kullanmayı tercih eden, tercih ettikçe onu doğuranların gazıyla daha da ileriye giden… dünyanın tek varlığını olduğunu düşünüp, evrende yola çıktığı canlıya tahakkum eden, ezmeye çalışan ve hatta hatta yok etmeye çalışan canlıymış.
Kadın ise bedeni daha narin hatları kıvrımlı cilveyi seven, çok ama çok akıllı, bazen tehlikeli bazen çok aptal, duygularından hiçbir zaman vazgeçmeyen, genelde boyun eğmeye müsayit, kararsız ancak karar verdi mi kararından vazgeçmeyen canlı türüymüş.
Tabii de söz meclisten dışarı bu çizgilerin dışında da gelişirmiş olaylar…
İnanmak istemediğim kadın tipini çizen…
Hemcinslerimden bahsedeceğim biraz.
Ortalıkta serseri mayın gibi dolaşan tüketmeye güdümlü, her türlü makyajı matah zanneden, ilkel ihtiyaçlarına fit olan, üretmek yerine oturup eleştirmeyi seçen, koca bulup parasını yemeğe güdümlü, okuyup öğrenmek yerine kulaktan dolma şeylerle yaşayan, dayak yemeyi onur sayan, erkektir yapar deyip karşı tarafın egosunu şişiren, hiç susmayan, son yıllarda da olayların üstüne panter gibi atlayıp şirretçe karşı koyan kadınlar, aynı cins olmaktan utandığım o anı bana yaşatan kadınlar. Haklıyken haksız konuma düşen kadınlar.
Hele de o sabahtan akşama dek süren evlilik programlarında kendilerini acınası hale düşüren zavallılar.
Sonra da sonuçlarını yaşıyorlar. Dayak yiyerek, satılarak canlarını vererek …
Gariptir kadın milleti… empati yapsam da hiç anlayamadım.
Tabii ki etki tepki yaratır buna karşılık veren, aynı şekilde düşünmeden yoksun erkekler de tacizi kendine hak görür.
Tüm bu dengenin oturması okumak, çalışmak her cinsin sınırlarını bilmesiyle olur.
O zaman paylaşım önce bu iki canlı arasında güzele sonra da evrene açılır. Bunu yaşayan muhteşem kadınlar, muhteşem erkekler, muhteşem çiftler tanıdım. Pozitif enerjileri halka halka yayılan…
2 ay önce, Güncel Sanat Dergisi meslekte olduğum için Zaha Hadid ile röpörtaj teklifinde bulundu. Önce çekindim sonra atladım. Hadid’in hayatına focus oldum sorular çıkardım. Hayranlığım ve mesleksel meraklarımı da katarak güzel bir metin oluşturdum. Londra’daki ofisinden cevap bekliyorduk. Genelde mütevazı olarak röpörtajlara açıkmış.
Heyecanımız yarıda kaldı. Çünkü Zaha Hadid geçenlerde kalp krizinden vefat etti.
Çok üzüldüm en verimli çağında bırakıp gitmek de kötü ya…
Zaha Hadid, Irak asıllıydı… Çok ünlü bir mimar, dekonstrüktivistti. Pritzker Mimarlık Ödülü'nü kazanan ilk kadın mimar, kentsel tasarımın sınırlarını zorlayan bir fenomendi.
65 yıllık hayatı olağanüstü bir hikâye. Arap, üstelik kadın ve modern mimariye damgasını vurmuş bir deha. Uzaylıların yaptığını zannedebileceğiniz binalar çizerdi. Ve en zoru da muhteşem detaylarla uygulatırdı.
350 kişinin çalıştığı mimarlık ofisinin ilk yıllarında bütün projeleri geri dönse de o yılmamış. Bir röpörtajında ilk günlerdeki zorlukların işle ilgisi olmadığını belirtmiş ve “Karşılaştığım en büyük mesele kadın ve Arap olmamdı” demiş.
Herkese nasip olmayan olağanüstü bir performans, bitip tükenmeyen öğrenme hırsı… ancak her sıra dışı yetenek gibi o da bunun bedelini ödedi.
…….
Bir çılgın fenomen geçti aramızdan çok güzel eserler bırakarak…
Ona hayranlığım, Art_Nouveau dehası Gaudi de olduğu gibi hiç bitmeyecek.
…….
İçimizde de böyle kadınları daha fazla görmek istiyorum. Sağlam duruşuyla güzelleştikçe güzelleşen, hayatının tadını dibine kadar çıkaran, başarılı, gelecek küçük kadınlara örnek olan …
Haydi yolunuz açık olsun, başarılar sizi bekliyor!