Beşiktaş, tarihinin en kötü sezonunda 62. Türkiye Kupası’nı müzesine götürmeyi başararak, 2024-25 sezonunda UEFA Avrupa Ligi’ne play-off turundan katılmaya hak kazandı.

Hangi yönden bakılırsa bakılsın müthiş bir sonuç.

Beşiktaş’ın UEFA Avrupa Ligi’ne gidecek olması, yeni sezonu 22 Ağustos’ta açması demek. Bu sürede, Beşiktaş’ın kendini yenilemesi açısından yeterli bir süre olacak. Aksi takdirde, Beşiktaş sezona Temmuz’da başlayacaktı. Haliyle transferler yetişmeyecek ve sağlıklı bir kamp dönemi geçirilemeyecekti.

Bu sezon başından beri, Beşiktaş’ın yaşadığı tüm sorunların temelinde; geç gelen transferler, iyi geçirilmeyen hazırlık dönemi düşünüldüğünde ne kadar önemli olduğu açık. Beşiktaş, dün gece sadece “kupa şampiyonu” olmadı, gelecek sezonun da ilk dalgasını başlatmış oldu.

Maça baktığımızda, Süper Lig’de siyah beyazlıların sergilediği kötü performans nedeniyle maçın favorisi, Trabzonspor’du. Fakat yayında da söyledim ve bana soran tüm arkadaşlarıma ifade ettiğim gibi finallerin favorisi, sahada belli olur.

Final stresi; içinde birçok ögeyi barındıran süreçler içerir. Buna verilebilecek en başat örnek; takımın ortaya bir hedef koyup, mental güçle, adanmışlıkla, sahada tüm olumsuzluklara rağmen üstün bir performans sergilemesidir. Trabzonspor 87. dakikada 2. golü bulduğunda maç tam uzatmaya gidecek derken, 90+4’te yani maçın uzatmasının, son dakikasında Al-Musrati’nin füzesi başka türlü açıklanamaz.

G O S2 D G O Xs A A3I0K

Serdar Topraktepe’yi çıkardığı kadro nedeniyle tebrik etmek gerekiyor. Sezonun en iyi oyununu oynattı Beşiktaş’a.

Ghezzal, Gedson, Salih Uçan ve özellikle Al-Musrati sezon boyunca oynamadıkları oyunu oynadı. Gedson ve Ghezzal biraz kımıldayınca Beşiktaş 2. bölgeden hücumu besleyerek, anlamsız kanat ortalarından nihayet kurtuldu.

Salih, orta sahada öyle bir pasörlük yaptı ki; tribünde basın mensupları oylamayla Salih Uçan’ı pardon Salih De Bruyne’yi maçın oyuncusu seçti. Al- Musrati ilk kez kendisinden beklenen performansı tam anlamıyla ortaya koydu. Libyalı, orta sahada öyle etkili ortalar ve paslar dağıttı ki, merkezde komutaya geçmiş komutan gibiydi. Bu oyununu, müthiş bir golle de taçlandırarak, Beşiktaş’a kupayı getiren isimlerden biri oldu.

Maçın en önemli anı ise; bitime 3 dakika kala kalesinde golü gören Beşiktaş’ın bundan sadece 7 dakika sonra inanılmaz bir gol atarak, müthiş bir geri dönüş yapmasıydı. Beşiktaş, maçı uzatmadan bitirdi ve kupasına kavuştu.

Özetle, Kara kartal kanadı kırık da olsa, kupasına binerek Avrupa’ya uçtu. Ben de lafı uzatmadan söylüyorum. Bu kadronun bir evrim geçirmesi gerekiyor. Oyuncular üzerine düşeni yaptı, artık bundan sonra sahne yönetimin!