Ankara’dan Sayın EMİN AKDOĞAN soruyor:
SORU: Mevlit; Dini hayatımızın adeta bir parçası olmuştur.
Anadolu’da ölen kişilerin arkasından veya dini gecelerde mutlaka mevlit okunuyor.
Başka bir deyişle ölen kişinin ailesi mutlaka mevlit okutuyor.
Bazı kimseler ise Mevlit’in bidat olduğunu söylüyor.
Ben Mevlit’in tarihçesini öğrenmek istiyorum.
Mevlit ne zamandan beri okutulmaktadır?’’
CEVAP: İslâm dünyasında mevlit merasimi ilk defa, Mısır'da hüküm süren Fatımîler (910-1171) tarafından tertiplenmiştir.
Bu merasimler saraya ait olup, sadece devlet erkanı arasında cereyan etmekte idi.
Fatimîler, Hz. Ali (r.a.) ve Fatıma (r.anha.)'ın doğum günlerinde de mevlit merasimleri tertip ederlerdi.
Sünnî müslümanlarda ilk mevlid merasimi, Hicri 604 yılında, Selahaddin Eyyubî'nin eniştesi ve Erbil atabeği Melik Muzafferuddun Gökbörü tarafından tertiplenmiştir.
Uzun hazırlıklarla düzenlenen merasimler, bütün halkı kapsayan bir şekilde düzenlenirdi. Muzafferuddin, çevre bölgelerden fakıh, sûfi, vaiz ve diğer alimleri Erbil'e çağırır ve kutlamalar gayet debdebeli bir şekilde cereyan ederdi.
Daha sonra, değişikliğe uğrayarak, Mekke'de de mevlid merasimleri tertiplenmeye başlanmıştır
Mekke ve Medine'den sonra mevlid merasimleri, İslam coğrafyasının her tarafında birbirinden farklı şekillerde tertiplenmeye başlanmış ve bu, bugüne kadar sürekliliğini korumuştur.
Osmanlılar tarafından mevlid, ilk defa III. Murat zamanında, 1588'de resmi hale getirildi. Merasimler, belirlenmiş teşrifât kaidelerine uygun olarak sarayda tertiplenir, ayrıca, önceleri Ayasofya Camii'nde, sonraları ise Sultan Ahmet Camii'nde yapılan merasimlere, devlet erkanı ile birlikte halk da katılırdı.
Bu merasimlerde, önce müezzin tarafından Kur'an-ı Kerîm okunur, bunun peşinden de vaazlar verilirdi. Daha sonra mevlithan kürsüye çıkar ve bir bölüm okuduktan sonra iner hediyesini alır ve ikinci mevlithan kürsüye çıkarak, okumaya devam eder ve belirlenmiş kaideler çerçevesinde mevlit kutlamaları son bulurdu.
Rasulullah (s.a.s.)'ın doğumunu ve hayatını medh ve senâ eden, "Mevlit" adını taşıyan çok eser kaleme alınmıştır.
Bu eserler daha sonra, mevlit merasimlerinde, mevlidhanlar tarafından teğannî ile okunmaya başlanmıştır.
Bunların Türkçede en meşhur olanı Süleyman Çelebi'nin Vesiletun-Necât adındaki mevlididir.
Mevlit metinlerini kaleme alanlar, hiç bir zaman hanendeler tarafından camilerde, makamlı bir şekilde, ibadet yapıyor süsü verilerek türkü, şarkı söyler gibi okunmasını akıllarına getirmemişler; yalnızca Peygamber'e olan aşırı sevgileri onları, onun hatırasını canlı tutmak için bu tür eserleri yazmaya sevk etmiştir.
On üçüncü ve on dördüncü asırlarda Anadolu’da dini edebiyat büyük gelişme göstermişti.
On beşinci asırda Anadolu’da görülen kültür ve edebiyatın gelişmesi Osmanlı hanedanının mensuplarının yaşadığı alanlarda görülmeye başlamıştır.
İkinci Murat, Fatih Sultan Mehmet, İkinci Beyazıt, Cem Sultan pek çok şiir yazmış Yıldırım Beyazıt'ın oğlu emir Süleyman da şairleri himaye etmiştir.
Bu arada kıymetli eserler ortaya çıkmıştır.
Mevlit; O dönemde yaşayan Süleyman Çelebi'nin yazdığı “Vesîletü’n-necat” isimli eseridir.
Süleyman Çelebi'nin hayatı hakkında fazla bilgi olmamakla birlikte Birinci Murat devri vezirlerinden Ahmet Paşanın oğlu olduğu söylenmektedir.
Yıldırım Beyazıt zamanında divan-ı hümayunda imamlık yaptığı bilinmektedir.
Mezarının nerede olduğu pek bilinmemekle birlikte Bursa Çekirge yolu üzerinde bulunduğu İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nde öğrencilik yıllarımda İslami Türk Edebiyatı öğretim üyemiz muhterem hocam Sayın Necla Pekolcay’ın tutturduğu ders notlarından anlaşılmaktadır.
Dr. Necla Pekolcay hocamızın anlattıklarından hatırımda kaldığı kadarıyla Süleyman Çelebi'nin yazdığı Mevlit’inin İstanbul Kütüphanelerinde tespit edilebilen nüshalarının sayısı 51 adettir.
Sayın hocamız yaptığı araştırmada İstanbul Kütüphanelerinde 30 çeşit ve 100 nüsha Türkçe Mevlit tespit etmişti.
Bunlardan 48 tanesinin diğer şahıslara ait olduğunu belirtmişti.
Yine aynı araştırmasında İstanbul Kütüphanelerinde 71 nüsha Arapça, 55 adet farsça, 3 adet Arnavutça, 1 adet Kürtçe, 1 adet Rumca olmak üzere 81 adet mevlit metni tespit etmişti.
Herkesçe ve Boşnakça mevlit metinlerinin varlığından da bahsetmişti.
Necla Pekolcay hocamı buradan rahmetle anıyorum.
Mevlit; Peygamberimizin doğum yıldönümü kutlama merasimlerine özel ad olmuştur.
Mevlit merasimlerinin yapılması için 1231 yılında İbn Dıhye isimli bir din bilgini “kitabut-tenvir fi Mevlidi’s-siracii-münir.” isimli eseri yazarak Erbil Emiri Muzafferüddin Gökbörü’ye sunmuştur.
İlk Mevlit merasimini kutlayan Muzafferüddin Gökbörü olmuştur.
Mevlit merasimleri bütün İslam aleminde kutlana gelmiştir.
Sultanahmet, Ayasofya, Süleymaniye, Hamidiye.. gibi selatin camilerde “Mevlit alayı” adıyla geniş kapsamlı kutlamalar 100′lerce yıl devam etmiştir.
Mevlit kandili de üçüncü Murad'ın emriyle umumî bayram günü ilan edilmiştir.
Hoşça kalınız.