Geçtiğimiz günlerde çok ilginç ve bir o kadar da acı bir haber duyduk. Rahmetli ağabeyimiz Muhsin Yazıcıoğlu'nun yakın koruma polisi olan ve aynı zamanda arkadaşı da olan, yoldaşı da olan Erol Yıldız hayatını kaybetmişti. 

Üstelik vadesinin yettiği manzara gerçekten üzücüydü. 

İddialara göre kendi aracını iterken altında kalmış ve ezilerek can vermişti. 

Garip bir kazaydı... 

Araç çalışmamıştı, o da aracını kendi başına itmeye başlamıştı, nasıl olduysa araç birden geri geri gelmeye başladı ve altında kaldı. 

Şimdi sevgili arkadaşlar, bende bir şoförüm araç kullanıyorum. 

Yani şunu demek istiyorum araç kullananlar beni anlayacaktır. 

Bizim toplumda araç çalışmadığı zaman meyilli bir yerden aşağıya araç itilir ve toplum arasında bu eyleme vurdurma denir. 

Yalnız burada bir püf noktası var. 

Her ne olursa olsun şoför olan kişi aracın arka tarafına geçmez. 

Direksiyon olan kapının yanında kapı açık vaziyette aracını itikler ve araç birazcık hız alınca hemen koltuğa oturur direksiyonu kavrar ve içeride gaz debriyaj vites kombinasyonlarını kullanıp aracını çalıştırmaya çalışır. 

Koruma polisinin ölümünde ise öyle ilginç ki iddiaya göre kendisi aracını arkadan itiyordu. 

Direksiyonda kim vardı? Cinler mi ?

Yani iddia edilen şey gerçekten mantıksız!

Çünkü bakın haberlere kendi aracının altında kaldı diyor. Yani gelip başka bir araç çarpmamış. 

Kendi itiklediği aracın altında kalmış. 

Ya aklı başında bir şoför direksiyonu boş bırakıp  aracını arkadan itmez! 

Tabi burada bir husus var. Bazı beyanlara göre koruma polisinin aracını ittiği yer evinin önüydü. 

Ve evinin önü de yukarı doğru meyilliydi. 

Yani aracını aslında yukarıya doğru itiyordu. 

Doğru sonucu mahkemenin araştırması belirleyecek elbette. 

İşte bu nedenle Ankara Cumhuriyet başsavcılığı bu şüpheli ölüm hakkında soruşturma açtı. 

Bence çokta iyi yaptı! 

Çünkü yaşasaydı Muhsin Yazıcıoğlu davası hakkında ifade verecekti bildiklerini anlatacaktı ve iddialara göre de çok şey biliyordu. 

Yıllardır aydınlatılamayan bir konudur Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümü! 

Helikopter kazasının nasıl olduğunu 5 yaşında ki çocuğa sorsanız suikast der ve o helikopterin içinde ki malzemelerin sökülmesi, o gece baz istasyonlarının çalışmaması, yanlış bilgi yayılması, yanlış yerde arama yaptırılmasına varana kadar bir çok sebep var suikast olduğunu haklı çıkaracak. 

Ve hayatını kaybeden koruma polisi Erol Yıldız'da Muhsin Yazıcıoğlu'nun şüpheli ölümü ile sonuçlanan mahkeme de açıklamalar yapacaktı. 

Kim bilir belki de helikopter kazasında kaybolan muhsin yazıcıoğlunun çantasının nerede veya kimde olduğunu söyleyecekti. 

Ve hatta belki de o kayıp çantanın içinde ki mavi kapaklı kalın dosyanın rahmetli kaşif kozinoğlu tarafından hazırlanan barnabas incilinden tutun da Fetö'nün siyasi yapılanmasına kadar bir çok detayın olduğunu ortaya çıkaracaktı. 

Ya da kendini mitçi diye tanıtan bir infaz memurunun daha sonra fetöcü çıkmasıyla alakalı bilgiler sunacak ve muhsin yazıcıoğlu olayında başka kapılar açacaktı. 

Ne diyelim koruma polisimize Allah'tan rahmet ailesine de baş sağlığı dilemekten başka elimizden bir şey gelmiyor. 

Ve artık tek temennimiz var. 

Muhsin Yazıcıoğlu davası çözülsün!