“Meyve olgunlaşmadan yere düşmez” derler. Adım adım yürütülen BOP projesi artık olgunlaşmış ve son aşamasına geçilmiştir. Bulunduğumuz co

“Meyve olgunlaşmadan yere düşmez” derler. Adım adım yürütülen BOP projesi artık olgunlaşmış ve son aşamasına geçilmiştir.
Bulunduğumuz coğrafya jeopolitik yapısından dolayı dünyanın en zor coğrafyalarındandır. Zira Avrupa kıtası ile Asya kıtasını birbirinden ayıran doğu ile batı arasında bir köprü olmasının yanı sıra dünyanın petrol rezervlerinin büyük bölümünün bulunduğu bu bölgeyi kontrol etmek için Türkiye’yi ya etkisizleştireceksin ya da yeraltı kaynakları zengin Ortadoğu ile arasına kukla devletçikler kurmak suretiyle petrolü kontrol altına alacaksınız. Çünkü Amerika’nın Dünya’ya hükmetmesi gücünün devamı tamamen petrolün dolar üzerinde işlem görmesine bağlıdır.
Ortadoğu’da zengin enerji kaynaklarındaki paylaşımda dünyanın iki süper gücünün verdiği mücadelede özellikle ABD Türkiye’yi hep yanında görmek istemiştir. ABD uzun yıllar Türkiye üzerinde ne öldür ne oldur siyaseti izlemiştir.
ABD Sovyet Rusya’nın komünizm hâkimiyeti süresince Türkiye’yi gerek siyasi gerekse askeri teçhizat bakımından kendi teknolojisi ile desteklemiştir. ABD Rusya’nın Avrupa ve Ortadoğu’da hâkimiyet kurmasını kendi gücünün devamı için bölgede Türkiye’nin varlığına ihtiyaç duymaktaydı.
Bu dönemde askeri güçler önem arz ettiği üzere Türkiye’de askeri bir vesayet uygulanagelmiştir. Bu vesayet demokrasinin üzerinde demoklasi kılıcı gibi sallanmıştır. Komünizm yıkılışı ve soğuk savaş dönemlerinin sona ermesiyle birlikte farklı bir mücadele dönemine girilmiştir. Bu yeni yöntem kolay fark edilmeyen fakat aslında daha da şiddetlenen bir biçim almıştır. Siyaset ön plana çıkmış, ekonomi ve terör örgütleri etkin olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ayrılıkçı güçler desteklenmiş mezhep farklılıkları ön plana çıkartılmak suretiyle kamplaşmalar sonucunda Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da kısa sürede ülkeler parçalanmış etkisiz kabile devletleri oluşmuştur. Tıpkı; Libya, Irak, Suriye vs. gibi
Batı kendi elleriyle verdiği askeri vesayeti, yine kendi elleriyle yıkmıştır. Bunu yapmaları kısmen kolay olmuştur. Dini grupları kullanmışlardır; çünkü geçmişte kendilerini askeri vesayetten mağdur olarak görenler kullanılmış ve öç alma duygusu ve iktidar hırsının birleşmesi sonuncu devletin temel koruyucu gücü askeri vesayet kırılmış hatta ordu moralmen yıkılmış. Psikolojik olarak yıpranmıştır koruma, ait olma, vatan sevgisi ve sadakat gibi vatani duyguları yok edilmek istenmiştir.
Bu durumu okuyamayan ileri görüşten mahrum bilgi ve tarihten ders çıkarmasını bilemeyen ülkeler tabi burada tüm Ortadoğu ülkeleri dâhil büyük balıklara yem olmaktan kurtulamamışlardır. Tüm bunlar olurken toplumu yönlendirecek politikalar eş zamanlı olarak uygulanmıştır. Topluma bezginlik umutsuzluk aşılanmıştır. Çaresiz olduğu çıkış yollarının olmadığı kötü gidişatı değiştirmenin mümkün olmadığı algı operasyonuyla halkı kamplaştırma suretiyle gerçekler gizlenmeye çalışılmıştır. Gerçek hedefe adım adım yaklaşılmıştır.
Tepkisiz bir toplumu yönetmek kadar kolay bir şeyin olmadığını bilmektedirler. Bu eli kolu bağlı insanı dövmenin kolaylığı kadar basitleşmiştir. Süreci iyi yönetemeyen liderlik ve ileri görüş yoksunu yöneticilerin büyük sorumlulukları vardır bilerek veya bilmeyerek de olsa sonuç değişmemektedir.
Geleceği okuyamayan diplomasiden bi haber yöneticiler sayesinde emperyalist güçlerin şimdilik Ortadoğu planları tıkır tıkır işlemektedir. Bugün Suriye kendini yutmak isteyen güçleri yine kendi elleriyle ülkesine davet edebilmektedirler. Dünyada örneği olmayan bir ülkenin başka bir ülkeyi kurtarmak adı altında o ülkeye bağımsızlık ve özgürlük getirsin. Ancak bunun adı mandalığı kabul etmekten başka bir şey değildir.
Aynı oyunlar ülkemiz içinde geçerlidir yönetenler umarız ki daha fazla geç olmadan Ortadoğu üzerinde oynanan oyunlara karşı oyuna gelmezler.
Son olarak her ülkenin kendi coğrafyasına uygun jeopolitik dış politikaları ve hafızası vardır. Geçmişten ders almak suretiyle dış politikamız ayakları yere basan bir politika uygulayabilsinler. Aksi halde atılan her yanlış adım bizi bataklığa biraz daha gömecektir.
Yalnız şunu da unutmamak gerekir bazen her şey bitti denilen yerden her şeyin yeniden başladığı tarihi bir gerçektir.
Türkü ayağa kaldırmak ne kadar zor ise durdurmakta o kadar zordur.