Osmanlı devletinde hukuk sistemi iki temel esasa dayanıyordu. Biri Şer’i Hukuk, diğeri Örfi Hukuk’tu.

Bunlardan Şer’i Hukuk kaynağını Kur’an-ı Kerim ve Hadisi Şeriflerden alıyordu. Örfi Hukuk ise, töre ve padişah fermanlarına dayanıyordu.

Şer’i kanunlar her alanda hüküm koymadığı için onun boş bıraktığı alanlar örfi hukuk ile doldurulurdu.

Örfi hukuk yazılı olmayan töreler ve gelenekler şeklinde uygulana gelen usul ve kurallardan ibaretti.

Örfi hukuk dini değil milli geleneklerden oluşuyordu.

Orta Asya’ya kadar uzanan örfi hukuk, törelerden derlenmiş bir hukuk manzumesi idi.

Osmanlı’da bir işin hukuka uygun olabilmesi için öncelikle şeriat hükümlerine uygun olması gerekirdi.

Bu konuda yetki Şeyhülislam‘a aitti. Mahkemelerde ise, Kadılar tarafından uygulanırdı.

Osmanlı Devleti’nde XIX. Yüzyıl İslam Hukuku’nun dışında kalan bazı alanlarda yeni düzenlemelere gidilmek istendi.

II. Mahmut zamanında ve Tanzimat döneminde bazı yenilikler yapıldı.

Ancak bu yeniliklerden sonuç alınamadı.

Batı tarzında mahkemeler kurulmasına rağmen Şer’i mahkemeler ve kapitülasyonlara göre çalışan mahkemeler devam ettiğinden hukuk birliği sağlanamadı.

Yine son olarak Ahmet Cevdet Paşa başkanlığında bir komisyon 1876’da Mecelle adı verilen bir medeni kanun hazırlayarak hukukun yenilenmesi amaçlandı.

Tanzimat döneminde Fransız kanunlarından faydalanılarak hukuk alanındaki karışıklık giderilmeye çalışıldı.

1840’da Ceza Kanunu, 1850’de Ticaret Kanunu, 1868’de Deniz Ticaret Kanunu çıkarıldı ve 1869’da Danıştay Kuruldu.

Bazı din düşmanları Roma Hukukunun İslam Hukukuna etkisinin olduğunu savunmuşlar ve hatta İslam Hukukunun Roma hukukunun aynen devamı olduğunu ortaya atmışlardır.

Bu fikir yanlış olduğu gibi Osmanlı devletinin kuruluşunda o dönemlerde güçlü devletlerden olan Bizans ve Roma’nın etkisinde kaldığı şeklinde ortaya konan fikirler de yanlıştır.

Avrupalı bazı tarihçiler hâlâ bu iddiada bulunmakta ve Osmanlı Hukuk sisteminin Bizans hukuk sisteminden etkilendiğini yazmaktadırlar.

Büyük bir ihtimalle bahsedilen tarih kitabı bu düşüncede olanlardan birinin ortaya koyduğu fikirleri içeren bir kitap olsa gerektir.

O dönemin Bizans’ı İslam Dinine karşı bir devlettir.

Osmanlı devleti Müslüman bir devlettir.

İslam dininin ortaya koyduğu fikirler Osmanlı devletinin hukuk ve idare sistemine etkili olmuştur.

Bizans’sın hukuk sistemi değil İslam dininin esasları bu hukuk sistemini ortaya koymuştur.

Osmanlı devletinin kuruluş yıllarını incelediğimiz zaman kendisinden önce var olan Müslüman devletlerden ve eski Türk devlet teşkilatlarının prensiplerinden istifade edildiği görülmektedir.

Ancak iddia edildiği şekliyle Rum ve Bizans Osmanlı hukuk sistemlerine hiç etki etmemiştir.

Divan teşkili eski Türk kurultaylarından örnek alınmıştır.

Divan-ı hümayun, Kazaskerlik, Eyalet Sistemi’nin Bizans’tan değil de başta Abbasiler olmak üzere Müslüman devletlerden örnek alındığı da söylenebilir.

Alınan bazı vergiler her ne kadar Bizans sistemini çağrıştırmakta ise de İslam hukuku incelendiği zaman bu hukuk sisteminde aynı vergi sistemlerinin varlığını görmek mümkündür.

Yabancı tarihçilerin yazdığının aksine Osmanlı Hukuk sistemi ve devletin diğer müesseseleri Bizanstan değil, eski Türk devletlerinden, eski İslam devletlerinden etkilenmiştir.

Hoşça kalınız.