Yeni bir bayramın arifesinde, Ramazan'ın son günlerini yaşarken tatlı bir telaş başladı. Bayramı tekrardan yaşayacak olmanın telaşı. Şükürler o

Yeni bir bayramın arifesinde, Ramazan'ın son günlerini yaşarken tatlı bir telaş başladı. Bayramı tekrardan yaşayacak olmanın telaşı. Şükürler olsun Allah'ıma yeniden bir bayramı daha yaşayacağız.
Bayramlar bir sevinç, neşe ve mutluluk günüdür. Yüce duyguların coştuğu, sevgi ve saygı, hislerinin insanlar arasında alabildiğine canlandığı güzel günlerden biridir.
Nerede o eski bayramlar diye bir serzenişte bulunmayacağım. Günümüzde de o duyguları yakalamak çokta zor değil.
Bayram daha gelmeden heyecanı başlar. O gün ne giyilecekse önceden hazırlanır. Arife akşamı yatağın başucuna konur, sabah kalkınca ilk olarak yeni elbiseler giyilirdi.
Bayram sabahları, bayram namazı kılmak için, çoluk çocuk yaşlısı ve genciyle camide namaz kılar, daha sonra cami içerisinde büyükler önlerde sıra oluşturur, içerideki herkes bayramlaşırdı. Yürekler bir olur, gönüller sevgi dolardı. Bayramlaşmadan sonra camidekiler kabristan ziyaret ederdi. Kabristan ziyareti büyük bir katılım olur, insanlar mezarlığa giderek dua ederlerdi. "Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var? Ayetini iyi biliyorlardı. Duâ, Allah ile kul arasında kuvvetli bir bağdır. Başka bir ifade ile kulun düşüncesinin Rabb'e arz edilmesi şeklidir duâ. Yasinler, Fatihalar okunarak tamamlanırdı mezarlık ziyareti… Sonra herkes sessizce evine dağılırdı.
Bayram sofrası ile devam ederdi. Ayranaşı ile başlayan bayram yemeği, su böreği, sarmalar, börekler, keteler, baklavalar ile devam eder. Demli bir çay, bayram şekerleri, şeker isteyen çocuklar, bir telaş bir koşturmaca. Tabi bu bayramlar çocukluğumuzun bayramlarıydı. Günümüzde şeker toplamada yaşanan olumsuz durumlardan dolayı iyice azaldı. Artık şeker toplayan çocuklarda büyükşehirlerde yok denecek kadar az.
Bayramlar o kadar önemsenirdi ki, gelişi bütün bir yıl beklenir ve gidişindeki keder de ancak böyle bir ikinci geliş ümidiyle hafifler; sevinç olur, beklenen bir neşeye dönüşür.
Ramazan Bayramının insanlar arasında ayrı bir yeri vardır. Çünkü Ramazan Bayramı, her gün tutulan orucun iftar vaktindeki sevinci gibi, tutulan bir aylık orucun toplu bir iftar sevincini ifade eder. Bir ay gibi uzun bir süreyle, özellikle Ramazan'ın yaz mevsimine denk geldiğinde sıcak günlerde nefislerine oruç tutturan Müslümanlar, sabır imtihanını vererek manevi sorumluluktan kurtulmanın sevincini Ramazan Bayramında yaşama imkânına kavuşurlar.
Bayramı sünnette yer aldığı gibi bayrama önceden hazırlanmak, temiz ve güzel elbiseleri giymek, gusletmek, dişleri fırçalamak, güzel kokular sürünmek, güler yüzlü olmak, namazdan önce Ramazan Bayramında hurma vb. tatlı bir şey yemek bugünlerimize ayrı bir mana kazandırır.
Bayramlar sosyal kaynaşma için bir fırsat, o yüzden bu fırsatı iyi değerlendirmek gerekir. Bayramda küskünlerin barışması, insanların tokalaşarak, kucaklaşarak birbirleriyle bayramlaşması, bayramlarını kutlaması ve tebrikleşmesi ve selamlaşmaları çok önemlidir.
Gurbette bayramı yaşamak nasıl bir duygu acaba? O duyguyu hiç yaşamadım ama memleketten uzak ve yabancı diyarlarda yaşamak zor olsa gerek…
Ramazan Bayramının;
Saygıdeğer büyüklerime, hocalarıma, arkadaşlarıma, dostlarıma, sevgili kardeşlerime ve bunların aile ve tüm yakınlarına ve tüm sevdiklerine, İslam âlemine ve tüm insanlığa sağlık, mutluluk, huzur ve refah getirmesini yüce Allah’tan temenni ediyorum. Hep bir arada, sevgi dolu ve huzurlu nice bayramlar geçirmek dileğiyle,
Savaştan, merhametsizlikten ve sevgisizlikten uzak daha nice güzel bayramlara.
RAMAZAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN…