Son zamanlarda yaşadığımız toplumda gerek psikolojik gerek fiziksel şiddet eğilimimiz arşa çıkmaya başladı. 

Nedir bu şiddete yönelten durum?

Aslında uzun zaman önce demografik yapımız bozulmaya başladı. Aile içinde başlayan şiddet, önce sokaklara daha sonra toplumun geneline yayıldı. Hemen hemen her gün ya bir silahlı çatışma, ya bir kavga, ya da sözlü şiddet görmeye başladık. Evde, okulda, hastanede, sokakta, adliyede, mecliste her yerde… Birçok insan bunu artık yadırgamıyor. 

Şiddet, ne zamandan beri normal kabul ediliyor? 

Eski zamanlarda karşılaştığımız şiddetin herhangi bir türünde şaşkına dönüp hepimiz tepki gösterirdik. Şimdi ise normal karşılayıp gözümü kapatıp kulağımızı tıkar olduk. Hoş kapatmazsak da ‘Kadir Şeker’ olayına döneceğiz diye çekiniyoruz. 

Bu yeni yüklenen simülasyon ile merhametimiz ve saygımız yitip gitmeye başladı. Ki bu toplumu dünya merhamet ve saygı ile tanırken üstelik… 

Televizyonlar da burada çok önemli rol oynadı tabii bu noktaya gelmemizde. Eskiden haberlerde bizim şu an soft dediğimiz güzel haberler olurdu, şimdi soft haber bulamıyoruz. 

Gündüzü ayrı, akşamı ayrı, televizyon dünyasının gündüz kuşağında; cinayetler, tecavüzler, dövmeler - sövmeler yok yok… ee akşamı da aynı! Diziler, filmler, tartışma programları şiddet içerikli unsurlar barındırırken, biz bunu normalleştirip görmezden gelirken, sonra gördüğümüz haberlerde iki insanın kavga haberine söyleniyoruz çok ironik değil mi sizce de? 

Uzun zamandır, topluma empoze edilen şiddet senaryolarının geldiği nokta burası. Birileri çıkıp bu toplum şiddeti seviyor, kaos iş yapıyor deyip, silahı, öldürmeyi, dövmeyi bizlere yavaş yavaş işleyip şu anki şiddet toplumunun oluşumunda büyük katkı sağladı. 

Elbette sadece, yapımcıları yöneticileri suçlamamak gerek, burada ekranlardan bangır bangır bağıran siyasetçiler, mecliste tekmeli yumruklu kavga eden milletvekilleri, hukuk sisteminin caydırıcı olmaması,   bizler de bize dayatılan öfkeyi, nefreti bastırmak yerine, bize dayatılan senaryoya sıkı sıkıya sahip çıktık. 

Dünya çirkinleşmeye devam ederken, keşke toplumunuz güzelleşmeye çalışmaya başlasa, medeni, sosyal, hoşgörülü bir toplum olarak yaşamaya tekrar yeniden başlasak. 

Bize çekirdek ailemizde öğretilen bunlardı, o öğretileri unutmadık, bastırdık sadece, bastırılmış sağlıklı sevgi ile alakalı tüm duyguları tekrar gün yüzüne çıkartıp dünyamızı güzelleştirmeye başlamamız gerekiyor.

Yeni bir nesil doğuyor, suç ve şiddet eğilimi olan, henüz ne onlar için ne de bizim için zaman geç değil. 

Bu toplum şiddeti değil, sevgiyi hak ediyor…