Bu metodun ilk tatbikatçısı filozof Sokrates’tir. M.Ö. 469-399 yılları arasında yaşamıştır. Sokrates'in bu yeniliği

Bu metodun ilk tatbikatçısı filozof Sokrates’tir. M.Ö. 469-399 yılları arasında yaşamıştır. Sokrates'in bu yeniliği, ölçülü soru-cevap yoluyla aktif öğretimdi. Sual sorardı. Küçük küçük sorular. Öğrencinin bilgisizliğini yakalamak için değil, zihnini gıdıklamak, bilgi noktalarını uyarmak ve doğru cevabı kendisinin bulmasını sağlamak için. En kolay noktadan başlayıp, aldığı cevaba göre gitgide zorlaşan, sorulardan oluşan bir öğretim tekniği. Bu yolla cahil bir köleye bile geometriden bir problem çözdürmüştür.


1948’de Prof. Sidney L. Pressey, Sokrates'in sual-cevap tekniğini canlandırarak, öğrenciye bildiğini bildiren basit bir "Öğretim Makinesi" geliştirdi. Aynı yıllarda Prof. Dr. Francis P. Robinson ile beraber Psikoloji ve Yeni Eğitim adlı kitabı yazarak Sorularla Programlanmış Öğretimin psikolojik temellerini ortaya koydular. Özetini çıkardığım ve her öğretmenin anlayarak okumasını arzu ettiğim bu kitaptan istifade ederek hazırladığım, Materyal Hazırlama Kontrol Formunu, materyal hazırlama ile ilgili makalemde arz edeceğim ki, ders hazırlayacak öğretmen kardeşlerimize ve programlama ekiplerine rehber olsun. Bu kitap M.E.B.’lığının arşivinde olsa da muhtemelen piyasada bulamayabilirler.


1950’lerde Prof. Burrhus F. Skinner, aşağıdaki ilkelerinin ışığında lineer (doğrusal) metodu geliştirdi. Columbia Üniversitesi Eğitim Fakültesinde uygulamaya başladı.


PROF. SKINNER’İN İLKELERİ




  1. Davranış işlemi / Şartlandırma

  2. Teşvik veya takviye (geri besleme)

  3. Takviyenin hemen oluşu

  4. Şekillendirme

  5. Söndürme (hatanın teşvik görmemesi)

  6. Spesifik cevap bekleyen sorular (programın tüm muhtevası)


Dr. Norman Crowder bir başka usul olan dallara ayrılan (Branching) programlama metodunu “AutoTutor” öğretim makinesiyle geliştirdi. ABD ordusu için programlar hazırladı.


1960’lı yıllarda Dr. Reha Oğuz Türkkan California eyaletinde “Learning Foundations” adlı bir enstitü kurarak bu metotla öğretime başladı. Lisans vermek suretiyle multimedya tekniği ile çalışan 124 okul açtı ve 1968 yılında Federal Hükûmet tarafından kendisine ABD’nin 4 eyaletinde bu tekniği yerleştirme görevi verildi. Böylece 1960’lı yıllarda Dr. Reha Oğuz Türkkan, Prof. Skinner ve Dr. Crowder adlarında ki üç psikolog bu metodu, "Sorularla Programlı Öğretim" adı altında yeni psikolojik temellere oturtarak geliştirdiler.


ABD’DEKİ UYGULAMALARDAN SONRA S.P.Ö. İÇİN NE DEDİLER?


Pennsylvania eyaletinin 1961 yılı eğitim raporundan:




  • Daha gelişmiş bir anlama ve öğrenme sağlanmıştır,

  • Öğrenilen materyal daha uzun zaman hatırda kalmıştır,

  • Daha az zamanda, daha çok öğrenim elde edilmiştir,

  • Sorularla Programlı Öğretim öğrencide, kendine güvenme ve kendini disipline sokma yeteneklerini geliştirmiştir.


Amerikan Millî Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Dairesi tarafından 1971 yılında hazırlanan rapordan bir paragraf:


“Bu yöntemin, geri zekalı çocuklardan yüksek yetenekli öğrencilere kadar çok çeşitli kesimlerde ileri derecede öğrenme sağladığı aşikardır. S.P.Ö.’li öğrenim makineleri, konvansiyonel öğretim metotlarına nazaran sadece hata oranı daha düşük bir performans sağlamakla kalmıyor, öğrenme süresini de kısaltıyor... Bu metot, kitabın, radyonun ve televizyonun bulunmasına benzer bir devrimdir.”


PROGRAMLI ÖĞRETİM METODUNUN KULLANIM SONUÇLARI


* Bir sömestrlik (3 aylık) geometri kursunu S.P.Ö. ile;


Yavaş öğrenen öğrenciler 2 ayda,


Vasat öğrenciler 1/2 ayda


Üstün zekalı çocuklar ise 5 günde


öğrendiler. Hepsi de o dersten geçer not aldılar.


* Bir grup Üniversite öğrencisi S.P.Ö. metodu ile istatistik çalıştılar; finallerde %90’dan aşağı not almadılar, buna karşılık, S.P.Ö. metodu ile çalışmayan grubun not ortalaması %63 oldu.


* IBM’in bir kompüter kursunu, normal çalışanlar 15 saatte tamamladı. Not ortalaması %86.2 olurken; S.P.Ö. metodu ile hazırlanan kursları takip edenler kursu 11 saatte tamamladı ve not ortalaması %95.1 oldu.


DERSLERE GÖRE SONUÇLAR


Fen Dersleri 7 ve 8. sınıf öğrencileri, S.P.Ö. ile 9. sınıf fen derslerini kolaylıkla öğrenmişlerdir.


Cebir 8. sınıf öğrencileri, 2 dönemlik dersi S.P.Ö. ile 1 dönemde tamamlamış ve ayrıca %41’i 9. sınıf öğrencilerinin ortalamalarının üzerine çıkmışlardır.


Aritmetik 3. sınıf öğrencileri 28 saat S.P.Ö. ile çalışınca, tam yıl ortalamalarının üzerinde not almışlardır.


Yabancı Dil Bir yıllık lisan dersi, S.P.Ö. ile


Üstün zekalılar 17 saatte,


Vasat öğrenenler yaklaşık 25-30 saatte,


Yavaş öğrenenler 38 saatte


öğrenerek tamamlanmıştır.


PROGRAMLI ÖĞRETİMİN ÖĞRENCİ AÇISINDAN FAYDALARI




  1. Öğrenci öğrenme zevkini tadar ve dersin sonuna kadar ilgisi canlı kalır.

  2. Dersi anlatım metoduna göre yarı zamanda öğrenir.

  3. Öğrenilen konu üç veya dört misli daha uzun zaman fazla akılda kalır.

  4. Kullanılan malzeme öğrencinin ilgisini çekecek şekilde düzenlenmiştir.

  5. Öğrenci kendi ilerleme hızına göre çalışır.

  6. Öğrenci öğrenme süresince daima dikkatli ve aktiftir.

  7. Öğrenme sonucu hakkında anında geri bildirim alır.

  8. Orta vasıflı bir öğrencinin sınav puanı %10 ile %30 daha fazla olmaktadır.

  9. P.Ö. materyalleri ile ders dışında öğrencilerin öğrenme eksiklikleri tamamlanabilir.


PROGRAMLI ÖĞRETİMİN ÖĞRETMENLER AÇISINDAN AVANTAJLARI


1. İdari görevi çok olan öğretmenlere yardımcı olabilir.


2. Öğretmeni tekrar yapmaktan kurtarır.


3. Öğretmen, ferdi çalışma (öğrenciyle teke tek ilgilenme) ve rehberlik için öğrencilerine daha fazla zaman ayırabilir.


4. S.P.Ö., öğretmenin öğretim dışındaki ağır olan iş yükünü ve nazari çalışmasının bir kısmını üzerine alabilir. (Öğrenciye uygulamadan evvel verilmesi gereken nazari bilgilerin verilmesinde yardımcı olur.)


5. Öğretmen de öğrencisinin kolaylıkla öğrenebilmesi karşısında öğretebilmenin zevkini ve sevincini yaşar.


PROGRAMLI ÖĞRETİMİN DEZAVANTAJLARI


1. Konunun adım adım öğretilmek üzere çok küçük parçalara ayrılması öğrencinin senteze gidebilme imkanını sınırlamaktadır.


2. Eğitimde çok sık kullanıldığı zaman öğrenciler arası etkileşimi azaltmaktadır.


3. Öğretimden çok değerlendirmeye ağırlık verme ihtimali vardır.


4. Programlı öğretim gereçlerinin hazırlanması geniş zamana ve uzmanlık bilgisine ihtiyaç gösterir ve pahalıya mal olur.


5. Programlı öğretim gereçlerinin yapımı, dağıtımı ve uygulaması ekip çalışması gerektirir. Programlı öğretim materyali iyi hazırlanmazsa öğrenciler için sıkıcı olabilir.


Peki, Sorularla Programlı Öğretim öğretmenin yerini alabilir mi? Kesinlikle alamaz. Öğretmen tecrübe demektir. Öğretmen eğitimin kalbidir.


Yazılı S.P.Ö. materyali bilgisayara uyarlanırsa ne olur? Tabii ki çok güzel olur. Ben bunu yaptım ve kullandım. Türkiye’ye girmiş olan 901 serisi İngilizce ders kitaplarının alıştırma kitapları, dallara ayrılan metot ile programlanmıştı. Bunu Folio programı ile bilgisayara uyarladım. Örneği aşağıdaki resimlerde görülmektedir. Kullanıldığı takdirde diğer metotlara göre daha iyi netice alınacağını ümit ediyorum. Hele bir de bilgisayarın multimedya uygulaması özelliklerinden teşvik edici olarak istifade edilirse öğrencilerin en çok tercih edecekleri bir metot ortaya çıkar. Neler olacağını Dr. Reha Oğuz Türkkan da şöyle ifade ediyor:


“Fen, matematik ve yabancı dil (özellikle gramer) gibi derslerin S.P.Ö. esaslarına göre hazırlanmış materyalleri varsa (veya hazırlanabilirse) ve bilgisayarlara programlanırsa, en etkili bir sistem ortaya çıkacaktır. “Branching” ani dallara ayrılan metot tercih edilir, her öğrencinin zeka (IQ) derecesi ve öğreneceği dersteki daha önceki başarı profili bilgisayara yüklenebilirse, daha da mükemmel bir bilgisayar destekli ve S.P.Ö. esaslı öğrenim verilebilir.”


   


 

 

 

 

 

 

 

 

Dallara ayrılan şekli ile kitap olarak hazırlanan, Ef’al-i Mükellefin adlı materyalin, bilgisayara uyarlanmış halini sağda ki resimde görmektesiniz. Her sayfa, yani her adım, bilgisayarın özelliklerine uygun olarak bir ekran olmuştur.


 


 

 

 

 

 

 

 

 

Yine programlanmış bir İngilizce alıştırmalar kitabının ilk sayfası, sağda ise bilgisayara uyarlanmış ilk adımı görmektesiniz. Programlanmış alıştırma kitabının bir sayfasına 8-10 adım yazılabildiği halde, bilgisayarda her adım veya soru bir ekranı kaplamaktadır. Bilgisayara uyarlanmış materyal öğrenciyi düşünmeye daha çok sevk edecektir, çünkü gelecek ekranları görememektedir. Oysa kitapta doğru cevapları sayfa çevirmek suretiyle görebilir. Altı alıştırma kitabı bu şekilde tarafımdan bilgisayara uyarlanmıştır.