Tüketiciler Derneği (TÜDER) Genel Başkanı Levent Küçük, vatandaşların yılbaşı alışverişinde kişisel ihtiyaçlarını ve aile ihtiyaçlarını önceden belirleyerek bunlara uygunalışveriş yapmaları gerektiğini belirterek, " Yılbaşı için yapılanalışveriş ve hediyeler kısa vadeli bir mutluluk sağlayabilir ama bu mutluluk uzun dönemde geri ödeme yükünden dolayı tüketicilerimizi zor durumda bırakabilir" dedi.

Küçük, tüketicilerin, yaklaşan yılbaşı nedeniyle "reklam ve indirim bombardımanından" kendilerini korumaları gerektiğini söyledi.

Küçük, tüketicilerin kişisel ihtiyaçlarını ve aile ihtiyaçlarını önceden belirleyerek bunlara uygun alışveriş yapması gerektiğine dikkati çekerek, bunu yaparken de aile bütçelerine ve aylık ödemelerine uygun firmalar ve işletmeler arasında karşılaştırma yaparak en uygun fiyat ve en iyi ödeme imkanına sahip ürünleri tercih etmeleri gerektiğini belirtti.

İndirimler ve cazip görünen kampanyaların tüketicileri tüketim çılgınlığına ve ihtiyaçları dışında alışveriş yapmaya teşvik edebildiğini aktaran Küçük, şu tavsiyelerde bulundu:

"Tüketicilerimizin bu konuda öncelikle ihtiyaçlarına uygun alışverişler yapmasını öneriyoruz. İnsanların, tabii ki sevdiklerine, arkadaşlarına, dostlarına kendi tercihlerine uygun hediye alması, hediye vermesi sosyal anlamda bir mutluluk sağlayabilir. Vatandaşlar, sonraki aylardaki gelirlerini hesaba katmadan 'mutluluk veya sosyal fayda sağlayacağız' diye bu mutluluğu zulme dönüştürmesin. Kısa vadeli bir mutluluk sağlanabilir ama bu mutluluk uzun dönemde geri ödeme yükünden dolayı tüketicilerimizi zor durumda bırakabilir. Burada tamamen zorunlu ihtiyaçlar kapsamında aile bütçelerine uygun alışveriş yapmalarını tavsiye ediyoruz."

"Kasadaki fiyatla, raftaki fiyat arasında fark varsa, ürün düşük fiyattan satılmak zorunda"

TÜDER Genel Başkanı Küçük, takipteki kredilerde, bireysel krediler ve kredi kartlarının en ön sırada bulunduğunu vurgulayarak, "Dolayısıyla tüketicilerimizin aslında kredi kartına bağlı borçlarında artış olduğunu gözlemliyoruz. Bu da tüketicilerimizi daha temkinli olmaya, harcamalarını daha kontrollü yapmaya zorunlu olarak itmektedir" değerlendirmesini yaptı.

28 Mayıs'ta yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna göre çıkarılan fiyat etiket yönetmeliğine değinen Küçük, şu bilgileri verdi:

"Bu yönetmelik kapsamında ürünlerin; gerçekten indirime girip girmediği, etiketlerinde indirim öncesindeki fiyatın yazılı olup olmadığı, raftaki fiyatıyla kasada ödeme yaparken ortaya çıkan fiyatın aynı olup olmadığı mutlaka kontrol edilmeli. Eğer kasadaki fiyat ile etiket fiyatı veya ürünün raftaki fiyatı arasında fark varsa hangi fiyat daha düşükse tüketicilerimiz o fiyattan yararlanmak zorunda. Bu bir yasal zorunluluk. Ayrıca, tüketicilerimiz alışveriş sonrasında ödemeyi kredi kartıyla yaptıklarında POS cihazından çıkan tutarı genelde kontrol etmiyorlar. Bu konuda ürün fiyatı ile kredi kartı arasında farlılık olabiliyor. Bazen bu kasiyerin dikkatsizliği bazen de düşünmek bile istemiyoruz ama bazı kişilerin kötü niyetinden kaynaklanabilir. Tüketici, POS cihazından çıkan tutarla, faturada yer alan fiyatta bir farklılık varsa mutlaka düzelttirmeli."

Bu yasa ile bir önceki 4077 sayılı yasada birçok değişiklik yapıldığını ve yeni hükümler ortaya konulduğunu aktaran Küçük, tüketicinin özellikle ayıplı mal veya hizmetle karşılaşması halinde tüketici hakem heyetlerine başvurabilecekleri tutarların yükseltildiğini dile getirdi.

Küçük, tüketicilerin 3 bin liraya kadar tüketici hakem heyetlerine başvurabildiklerini söyleyerek, "Tüketicilerimizin bilinçli ve sorumlu vatandaş olmaları açısından sivil toplum kuruluşlarına ve tüketici derneklerine üye olmalarını, tüketici yasasından kaynaklanan haklarını öğrenmelerini ve kullanmalarını tavsiye ediyoruz" dedi.
Editör: TE Bilisim