Harvard Üniversitesi’nden uluslararası ilişkiler profesörü Prof. Stephen M. Walt tarafından Foreign Policy dergisinde yayımlanan “Israel Can’t Be a Hegemon” başlıklı analiz, bölgesel güç kavramı üzerine yeni bir tartışma başlattı. Walt, İsrail’in askeri operasyonlar yoluyla elde ettiği zaferlerin, onu kalıcı bir bölgesel hegemon yapmaya yetmeyeceğini öne sürerken; bu tespiti destekleyen, fakat perspektifi Türkiye’ye çeviren dikkat çekici bir analiz Türkiye’den geldi. Cambridge Üniversitesi mezunu Türk siyasetçi ve girişimci Esen Ermiş Ertürk tarafından kaleme alınan “Türkiye: A Regional Power Beyond Israel’s Reach?” başlıklı yazı, uluslararası çevrelerde ilgiyle karşılandı.
Ertürk yazısında, İsrail’in askeri kapasitesine rağmen neden bölgesel hegemonya kurmakta zorlandığını, bunun karşısında Türkiye’nin demografik gücü, kurumsal sürekliliği, askeri-teknolojik bağımsızlaşma adımları ve çok yönlü dış politikası ile nasıl alternatif bir model sunduğunu analitik biçimde değerlendiriyor. Yazının en dikkat çekici çıkarımlarından biri, klasik güç tanımlarının ötesinde meşruiyet, sürdürülebilirlik ve bölgesel kabulün stratejik değerine odaklanmasıdır.
“Gerçek güç yalnızca askeri zaferlerle değil; meşruiyet, sürdürülebilirlik ve bölgesel kabul ile inşa edilir. Türkiye bu bağlamda sessiz ama stratejik bir aktör olarak öne çıkmaktadır.” cümlesi, yazının temel argümanını özetler niteliktedir.Makale, teorik kavramları somut göstergelerle harmanlayarak hem akademik hem de stratejik bir derinlik taşımaktadır. Türkiye’nin savunma sanayiinde Bayraktar TB2, Akıncı ve Kızılelma gibi insansız hava araçlarıyla kazandığı üretim kabiliyeti, enerji ve lojistik alanlarında üstlendiği bölgesel rol, Karadeniz, Kafkasya, Balkanlar ve Afrika’da artan diplomatik kapasitesi ile birlikte çok katmanlı biçimde ele alınmıştır.Yazının dili akademik sadeliğe ve analitik tutarlılığa sahiptir. Bu da onu yalnızca dış politika uzmanları için değil; medya, kamu diplomasisi, düşünce kuruluşları ve siyasi karar alıcılar için de referans niteliğinde bir içerik haline getirmektedir. Ertürk’ün değerlendirmesi, Türkiye’nin yalnızca askeri değil, siyasi ve diplomatik olarak da bağımsız bir aktör olma yönünde ilerlediğini gösteren bir okuma önerisi sunmaktadır.Bu analiz, Türkiye’nin uluslararası sahnede tanıtımını ve anlaşılmasını kolaylaştıran bir kamu diplomasisi aracına da dönüşmüş durumdadır. Akademik niteliği, uluslararası etkileşim kapasitesi ve Türkiye merkezli yaklaşımıyla yazı, hem içerik hem de zamanlama açısından dikkate değerdir.
Makalenin tamamına ulaşmak için:
https://esenermiserturk.com.tr/anali̇zler/f/türkiye-a-regional-power-beyond-israel’s-reach