Şunu hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayınız ki üniversite sınavını kazananlar ile kaybedenler arasındaki temel fark, düzenli çalışma prensiplerin

Şunu hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayınız ki üniversite sınavını kazananlar ile kaybedenler arasındaki temel fark, düzenli çalışma prensiplerine uyulup uyulmamasıdır. Üniversite sınavlarında ülke çapında başarılı olanların söylediklerini hatırlamaya çalışınız. "Sosyal faaliyetlerimi çok fazla ikinci plâna atmadım, öyle çok fazla ders çalışmadım. Yaptığım tek şey, plânlı ve şuurlu bir şekilde sınava hazırlanmak oldu..." türünden cümleleri çok sık duymuşsunuzdur.
Her aday, sınav hazırlığına başlarken çalışmaktan başka sihirli bir yol olmadığı gerçeğini kabul ederek yola çıkmalıdır.
Evet; sınavda başarılı olmanız, seviyeniz ve bilgi birikiminiz ne olursa olsun, çalışmalarınızı sistematik ve plânlı bir çerçeveye oturtmanızdan geçer. Plânlı çalışmaktan kastımız, robot gibi hayatınızın her dakikasını programlamak değildir.
Evvelki yazılarımızda tafsilâtlı olarak açıklanan esasların kendinize has olan şartlar altında gerçekleştirilmesidir.
Sınavlarda başarılı olmanın ilk şartı, o derse veya konuya ne kadar zaman ayrıldığı ve ders başında ne kadar zaman geçirildiği değil ne kadar tekrar yapıldığıdır.
• Üniversiteye veya koleje giriş gibi önemli bir sınav için hazırlıkların başlama tarihi en az bir yıl öncesine dayanır. Hazırlıklar ister bir yıl önceden ister sınavdan kısa bir süre önce başlamış olsun, önemli olan ve birinci adım, elde bulunan zamanı plânlayarak en iyi şekilde değerlendirmektir. Her şeyden önce yapacağınız tekrarlar için büyük sınavdan önceki son altı haftayı, haftalık ve saatlere bölünmüş günlük programlar yaparak zamanca plânlamak ve hangi dersi hangi gün çalışacağınızı belirlemek uygun olur. Bu zaman plânlamasını sekiz hafta önceden yapın, ancak zaman plânlamasını altı hafta önceden başlatın.
• İki haftalık zaman çizelgesini oluşturun, daha sonra geri kalan dört haftayı, sekiz ve yedinci haftalar içerisinde zaman çizelgesinin gerçekçi olup olmadığını kontrol ettikten sonra doldurun.
• İkinci adım olarak, öğrenilecek dersleri kalan zamana göre makul şekilde bölün. Kaç tekrar yapmak istiyorsanız altı haftayı o şekilde plânlayınız. Her geceye başka ders alanı koyun. Daha ilginç olanı dersleri kayırmamaya dikkat edin ve size zor ya da sıkıcı gelen derslere sıkı sarılın. Sosyal faaliyetleri çizelgeye koyun.
• Sistemli bir tekrar programı yapın. Tespit ettiğiniz hedefler, çalışmanız gereken derslerin miktarına ve zorluk derecesine bağlı olarak değişecektir. İlk tekrarın daha sonraki tekrarlardan daha fazla zaman alacağını hesaba katın. Beş veya altıncı tekrar, sınavdan bir önceki gün, sadece bir saat kadar zaman alacaktır.
• Bir sınava hazırlanırken zaman daima sınırlıdır ve zamanı nasıl kullanacağınız konusunda, devamlı olarak çok dikkatli olmanız gerekir. Unutmayınız ki başarınızın garantisi ve mutlak şartı, sınav kapısından içeri en fazla sayıda tekrarı (beş-altı) defa yapmış olarak girmektir.
• Bu sınavlara hazırlanırken yapacağınız tekrarlama şekli, yapabildiğiniz kadar test çözmektir. Çözdüğünüz testleri sadece doğru ve yanlış sayısını alıp bir kenara atmayın. Yanlış yaptığınız soruları mutlaka gözden geçirip, nerede hata yaptığınızı bularak eksiklerinizi tamamlayın.
• Her ders için hedeflerinizi belirleyin. Dersleri konulara, konuları da anlamlı parçalara bölün. Her parça sizin ara hedefiniz olacaktır. Bu kontrol listesini görebileceğiniz bir yere yapıştırın. Tekrarlanan her konunun yanına bir çarpı işareti koyun. Bu programla her günkü gelişmenizi gözleyin ve daha ne kadar yol almanız gerektiğini takip edin. Yaptığınız hataları bularak eksiklerinizi tamamlayın.
• Bir plânlamanın içinde her saatin değeri vardır. Böylece yürütülen sınav plânının amacına ulaşma şansı konusunda doğruya yakın bir bilgi sahibi olursunuz. Ne yapmak niyetinde olduğunuzu bilmeniz ve niyetlendiğiniz her konuda ne kadar zaman harcayacağınızın farkında olmanız büyük önem taşır. Unutmayınız ki savaş, savaş başlamadan kazanılır.
• Sınavın türüne ve şartlarına uygun yeterli sınav tecrübesine sahip olmayanlar başarısız olurlar. Üniversite giriş sınavına 20-40 dakikalık alıştırmalarla girilmez. En az iki defa yabancı bir ortamda girilecek sınav süresi kadar bir süreyi deneme sınavlarında yaşamak gereklidir.
• Son haftalarda zaman faktörü öğrenci üzerinde büyük bir baskıdır. Zamanın kısalmasını göz önüne alarak, derslerinize sınav sorularındaki sayı ve puan olarak ağırlık durumuna göre öncelik vererek çalışın.
• Kâğıdınızı gözden geçirin. İster test biçiminde olsun ister düz yazı, her türlü sınavın sonunda cevaplarınızı kontrol etmek için mutlaka bir süre ayırın. Bu süreyi test sınavlarında cevapların doğru sıraya işlendiğini kontrol etmek için, diğer tip sınavlarda imlâ hatalarını, cümle düşüklüklerini ve ifade bozukluklarını düzeltmek için kullanın.
• Çoktan seçmeli sorularla karşılaşacaksınız. Bu tip soruların amacı, bilginizi derinlemesine değil temel kavram ve ilkeler bazında durumunuzu ortaya koymaktır.
• El yazınız düzgün olsun. Hiçbir şey kötü bir el yazısı kadar olumsuz bir kanaat uyandıramaz. Eğitim gören bir kişiden düzgün bir yazı yazması beklenir. Kötü yazı, sınav sırasında özellikle heyecan ve yorgunluk sebebiyle daha da bozularak iyice okunmaz bir hâle gelir. Sınavı değerlendiren öğretmen çok sayıda kâğıt okumaktan ötürü yorgun olduğu için, kötü yazılmış ve anlaşılması güç bir kâğıda müsamaha göstermez.
• Hiçbir sınavda "Ben matematik veya fen grubu derslerin sorularını cevaplayamam." psikozuna kapılarak bu soruları okumamazlık etmeyin. Pek çok lise mezunu öğrenci üniversite sınavında, ilkokul seviyesindeki sorulara hiç cevap vermedikleri veya yanlış işaretledikleri müşahede edilmiştir. Kesinlikle hiçbir soruya ben bu sorunun cevabını bilemem önyargısı ile yaklaşmayın.
• Öyleyse burada yapmanız gereken, verilen tercihler arasından yani cevaplardan, doğruyu bulmaktır. Bu sınav sistemi şansa, ezbere ve bilgisizliğe yer vermediğine göre, mantıklı tahminlerle tercihinizi doğru yapmanız, kazanma şansınızı yükseltecektir. Çünkü sistem, düşünme, analiz ve sentez yapabilmeyi öne çıkarıyor.
• Testlerdeki sorulara "madde kökü", bunu inceleyen cevaplara da seçenek (tercih) adı verilir. Tercihlerden biri "doğru cevap" diğerleri ise "çeldirici" cevaplardır. Bu tür sorularda adaylardan, doğru cevabı işaretlemesi istenir. Tek doğru cevap da bir şarta bağlı olmaksızın tercihler arasına yerleştirilir.
Bu açıklamadan sonra bilgi ve kabiliyetinizi birleştirerek şunları yapın:
• Çoktan seçmeli sorularda seçmiş ve işaretlemiş olduğunuz bir cevabı değiştirme konusunda, eğer bir başka cevabın doğru olduğu kanaatiniz kuvvetliyse ve iyi sebepleriniz varsa cevabı değiştirin.
• Girdiğiniz sınav, yanlış cevaplardan ötürü bir ceza sistemi getiriyorsa, tavsiyemiz, cevabından en az %40 emin olmadığınız bir soruyu işaretlememenizdir. Giriş sınavında rastgele tahmin ihtimalini ortadan kaldırmak için her dört yanlış bir doğru cevabı götürmektedir. Buna karşılık Açık Öğretim Fakültesi Sınavları gibi bazı sınavlar, yanlış cevaba puan kırmaz. Böyle bir sınavda cevabını bilmediğiniz bir soruda, önce cevap olamayacak seçenekleri elemek ve kalanlar arasında bir tahmin yapmak uygun bir yoldur.
• Eğer doğru cevaplarla ilgili hiçbir fikriniz yoksa, tercihan "B" şıkkını işaretleyin. Zira araştırmalar, sınav cevaplarını hazırlayanların doğru cevabı "B" şıkkına koyma eğiliminde olduklarını ortaya koymuştur.
• Ancak eğer doğru cevapla ilgili bir ipucunuz varsa, bu formül yerine onu kullanın.
• Seçmeli sorularda doğru cevabı bilmiyorsanız, önce uygun olmayan seçenekleri eleyin ve cevap şıklarını ikiye indirin. Böylece doğruyu bulma şansınız %50'ye çıkacaktır.
• Adayların zihinleri sürekli olumlu soru köklerine şartlandığından "hangisinde olmaz", "hangisinde rastlanmaz", "değildir", "mamalıdır" gibi olumsuz ifadeleri olumlu algılamaya dikkat edin.
• Sayısal soruları cevaplandırırken bir değil, birkaç yol deneyin ve en kısa sürede sonuç vereni tercih edin.
• Sözel soru kökünden ne istendiğini iyi anlayın. Böylece doğru cevabı daha rahat bulabilirsiniz.
• Dikkat etmeniz gereken diğer bir nokta da sözel bölüm sorularında bütün seçeneklerin doğru cevaba yakın olmasıdır. Burada doğru cevabı veya en doğru seçeneği bulmak için soruyu hazırlayan kişi gibi düşünün.
• Sözel bölümdeki paragraf soruları uzun olacağından, önce soru kökünü okuyup, sizden ne istendiğini anlayın; böylece zaman kazanacaksınız.
• Testteki soruları sırayla çözün. Önce emin olduğunuz soruları işaretleyin. Çözemediğiniz soruları, zaman kaybetmemek için geçin. Bütün testi inceledikten sonra kalan zaman içinde çözemediklerinizi yeniden gözden geçirin.
• Geometri sorularını şekil üzerinde düşünmek; yardımcı dikmeler, çizgiler kullanmak bağıntıları süratle denemek, çözümü kolaylaştırır. Mesela; ilk bakışta hiçbir bağıntı kuramadığınız bir açı sorusu, üzerine bir paralel çizmeyle ya da bir dikme inmeyle çok basit bir hâle gelir. Geometride bu inceliği görebilmek, soruyu çözmek demektir.
• Fizik soruları düşünme ve yorumlama, kimya soruları ise özellikle Lise 2 kimya soruları iyi bir muhakeme gerektirir. Sorulara bu açıdan yaklaşırsanız başarınız artacaktır.