Hayatında hiç Türkiye'ye gelmemiş, Amerikalı bir psikiyatri profesörü, Adı Arnold Ludwig, bir kitap yazıyor. Adı "Dağın Kralı" King of te Mountain" Dünyada ülke yönetmiş politikacılarla ilgili bu kitap, 20. Yüzyıl'da dünya liderleri ile ilgili bir seri araştırmayı kapsıyor. Bu çalışması 18 yıl sürüyor.


Dünyadaki tüm liderler arasında 2000 kişi değerlendiriliyor. Bu kapsamlı araştırma sonunda öne çıkan 377 devlet adamı belli ölçütlere göre tekrar değerlendiriliyor. Öne çıkan liderlerin hepsine aynı olmak üzere 200 kadar değişik kıstas uygulanıyor.


Bu kıstaslara göre 1'den 31'e kadar değişen puanlar verilip değerlendiriliyor. Uygulanan testin tam adı “Political Greatness Scale” olarak tanımlanıyor ve buna göre sıralama yapılıyor.


Örneğin, en çok Roosvelt ve Mao 30'ar puan almışken, Nehru'ya 25, Churchill'e 22, Kennedy'ye 15 puan veriliyor. Sadece bir tek lider 31 puanla ilk sırayı alıyor. Bu lider “Visionary” (ileriyi gören, öngörülü, büyük görüş gücü olan) sıfatıyla, 20. Yüzyılın en büyük devlet adamı unvanına layık görülüyor. Evet, işte o lider devlet adamı "Mustafa Kemal Atatürk'tür."


Mektubu yazan Atatürkçü Bilim Adamları Derneği üyesi Prof. Vural Cengiz;“ En ilginç olan husus, yazılı ve görüntülü Türk medyasının bu haberi hak ettiği gibi duyurmamış olması” diyor ve ekliyor: “Türk halkı, gurur duyduğu Ata'sı hakkındaki bu güzel haberden mahrum bırakıldı. Bizlerin ilk görevi bu gerçek bilgileri tüm millete iletmek.”

Bu gün Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’ü ve inşa ettiği her şeyi yok sayanlara karşı yabancıların var etmesi ne kadar anlamlı. Yokluk yıllarında kurduğu fabrikaların kar etmemesini dahi yönetenlere değil de onu kurana mal edilmesi başka bir anlamlı. 

Tüm bunlara rağmen Atatürk’ü kullananlardan değil de gerçekten ona inananların, kökleri Göktürklerden gelen Türk olduğunu gösteriyor.

Hiç akıllarına gelmeyen; Atatürk’e tapıldığını, putlaştırıldığını başkalarından dinliyorlar da onu sonsuz sevgi, saygı ve minnetle anmaya devam ediyorlar.