“Vücudumun babası Ali Rıza Efendi, hislerimin Namık Kemal, fikirlerimin Ziya Gökalp’tir.”
Mustafa Kemal Atatürk
Ziya Gökalp yıllar geçse de unutulmayacak isimlerden birisidir. Çünkü Gökalp, Türkler için en mühim zamanda ortaya çıkmış ve Türkçülüğün ilmi yoldan tarifini yaparak fikirleri ile çöken bir devletten yeni bir devletin kurulmasına katkı sağlamıştır. Çünkü Milli Mücadeleyi başlatan ve cumhuriyeti kuran kurucu kadro Ziya Gökalp’in Türkçülük fikir akımından etkilenmişlerdi.
Ziya Gökalp 23 Mart 1876 tarihinde Diyarbakır’da dünyaya gelmiş ve 25 Ekim 1924 tarihinde hayata gözlerini kapamıştır. Onun fikir sahnesine çıkmadan evvel devletin içinde bulunduğu durumu da ifade etmek gereklidir.
Osmanlı İmparatorluğu çeşitli milletleri içinde barından bir dünya imparatorluğuydu. İçinde barındırdığı gayrimüslimlere her zaman hürmet eden, kıymet veren, adalete, hakka, hürriyete ve bütün dinlere hürmeti vazife edinen bir dünya görüşü vardı. Neredeyse Osmanlı bünyesindeki gayrimüslimler hele ki son zamanlarda bütün haklardan Türklerden daha fazla istifade etmişlerdi. Fakat dünyada milliyetçilik cereyanları hâsıl olunca Osmanlı içerisindeki gayrimüslimlere de sirayet etmiş ve bu ayrılıkçı hareketler Türkler için bir tehlike halini almaya başlamıştı.
Bu sıralarda bazı Türklerde, Türkçülük ve Milliyetçilik fikri uyanmış ise de yılların verdiği alışkanlık ve görgü ile devletin siyasi görüşü icabı olarak bu fikirler tam bir vuzuh kazanamamış Türklük yerine Osmanlılık veya bazı kimselerde Ümmetçilik fikirleri şeklinde tezahür etmişti. Osmanlı İmparatorluğu’nun aslı Türk olmasına rağmen Türk sözü ve anlayışının ortaya atılmasından çekinildiği acı bir hakikat olarak ortayken Ziya Gökalp böyle bir ortamda Türkçülük fikir akımını ortaya atarak Milli Mücadele’nin sonunda yeni kurulacak Türkiye Devletine sağlam bir temel inşa edecekti. Bununla birlikte memlekete Milliyetçilik ve Türkçülük fikrini aşılamış ve kökleştirmiş ve günümüze kadar da bu fikriyat ile milyonlarca genç yetişmişti.
İşte bu nedenle Ziya Gökalp, büyük bir fikir adamıdır. Aynı zamanda yaşadığı dönemdeki bilimsel çalışmaları iyi okumuş ve Türk toplumuna Türk – İslam Sentezinden kopmayarak uyarlamayı başarmıştır.
Ziya Gökalp Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü ve Kurtuluş Savaşı’nın başladığı dönemde ortaya çıkan Mustafa Kemal’in fikir hayatındaki uygulamaların arkasındaki en güçlü kişiydi.
Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin etrafı bu kadar ateş çemberindeyken Ziya Gökalp’in fikirlerinin tekrar sağlam bir şekilde hayata tatbik edilmeye ihtiyaç duyulmaktadır. Yeni Türkiye’de toplumun ve devletin benzer sancıları ve felaketleri yaşamaması için Ziya Gökalp’in fikri düşünce sisteminin anlaşılması ve değerlendirilmesi gerekmektedir.