İSTANBUL- 11. Ulusal Dil ve Konuşma Bozuklukları Kongresi (UKDB) bu yıl Dil ve Konuşma Bozuklukları Derneği ile Anadolu ve Üsküdar Üniversitelerinin işbirliğinde 19-21 Mayıs 2023 tarihleri arasında İstanbul’da Üsküdar Üniversitesi NP Sağlık Yerleşkesinde gerçekleşti. Yaklaşık 1500 uzmanın salonları doldurduğu kongre rekor bir katılım sayısına ulaştı. Katılımcıların giriş ve kayıt için uzun kuyruklar oluşturduğu kongre, yabancı akademisyenlerin yanı sıra farklı meslek gruplarından uzmanların 14 konferans, 9 panel, 8 kurs ve 150’nin üzerinde bildiri sunumuyla tamamlandı. 

Akademisyenlerinden çok sayıda öneri ve bildiri geldi 

Kongrenin açılış konuşmasını gerçekleştiren Dil ve Konuşma Bozuklukları Derneği (DKTD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Konrot, kongrenin gerçekleşmesine katkı sağladıkları için Üsküdar Üniversitesi’ne teşekkür ederek sözlerine başladı. ‘Konuşmanın Motor Kontrolü ve Değerlendirilmesi’, ‘Öykü Dil Örneklerinin Çözümlenmesi’, ‘Okul Çağı Çocuklarda Kekemelik ve Yönetimi’ konularında, alanının önde gelen uzmanlarının konuşmacı olarak kongreye katıldıklarını belirten Konrot, “Kongre için açık bir çağrı yaptık. Gerek öğrenci ve mezun arkadaşlarımızdan gerekse de diğer üniversitelerin akademisyenlerinden öneriler ve çok sayıda bildiri, kurs ve panel desteği geldi. Biz de her birini takdirle karşıladık. 10 salonda 14 konferans, 9 panel, 8 kurs ve 150’nin üzerinde bildiri ile kongremizi gerçekleştirdik.” şeklinde konuştu.

Kongreye uluslararası katılım sağlandı

Kongre dil ve konuşma bozuklukları alanında uzman konukları ağırladı. 11. Ulusal UDKB Kongresi Eş Başkanı Prof. Dr. İlknur Maviş de konuşmasına dünyanın farklı üniversitelerinden gelen konuşmacıları tanıttı. ABD Cincinati Üniversitesi’nden Prof. Suzanne Boyce, Motor konuşma bozuklukları ultrason kullanımı gibi cihazlarla ilgili sunum ve bir workshop gerçekleştirdi. Almanya’dan ZAS Enstitüsü Müdürü olan Prof. Natalia Gagarina ‘Tipik, atipik ve düzensiz dil edinimi için anlatı becerilerinin değerlendirilmesi neden çok önemlidir’ başlığıyla katılımcılara alandaki yenilik ve uygulamalar hakkında bilgi verdi. Kekemelik hakkında düzenlediği seminerlerden tanınan ve Belçika Thomas More Üniversitesi’nden katılan Prof. Kurt Eggers’in de sunumu katılımcılar tarafından dikkatle izlendi. 

Anadolu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dil ve Konuşma Terapisi Anabilim Dalı'nda tam zamanlı öğretim görevlisi olarak görev yapan Prof. Dr. Şükrü Torun “Nörobilim Perspektifinden Dil ve Konuşmada Ritim” başlıklı konuşması ve nörobilim alanının duayenlerinden Nöropsikiyatri Derneği Başkanı Öget Öktem Tanör “Afazi” hakkındaki sunumuyla kongrenin disiplinler arası yaklaşımını öne çıkaran konuklar arasında yer aldı. 

Öfke patlamalarının damar işlevini bozabileceği uyarısı Öfke patlamalarının damar işlevini bozabileceği uyarısı

Prof. Dr. Nazife Güngör: “Dünyayla bağımızı önce dil üzerinden kuruyoruz”  

Kongre açılış konuşmasını gerçekleştiren Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, 11. Ulusal UDKB Kongresi’nin açılışının 19 Mayıs Cumhuriyet Bayramıyla aynı güne denk gelmesinden dolayı duygulanarak sözlerine başladı ve “Nerede Cumhuriyet varsa ve nerede Atatürk’ü tekrar anıyorsak orada her zaman çok duygusallaşırım.” diyerek sözlerine devam etti: Güngör; “Dil ve Konuşma Terapisi sağlık bilimlerinin çok önemli bir alanı ve üniversitemizin de en çok tercih edilen bölümlerinden biri. Biz içinde yaşadığımız dünyayla bağımızı önce dil üzerinden kuruyoruz. Düşüncelerin sözlere dökülmesiyle sosyalleşebiliyoruz. Böyle bir alanın kurulup yayılmasına emek vermesinden dolayı Prof. Dr. Ahmet Konrot’u tebrik ediyorum.” dedi. 

Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ “Nörobilim ile Dil ve Konuşma Terapisi birbirinden ayrı düşünülemez”

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ da kongre kapsamında ‘Dil ve Konuşma Terapisinde Disiplinler arası Yaklaşımın Önemi: Nörobilim” konulu bir seminer gerçekleştirdi.

Kongre bilimsel programında kendisine yer verilmesinden onur duyduğunu belirterek sözlerine başlayan Tanrıdağ, “Nörobilim ve Dil ve Konuşma Terapisi birbirinden ayrı düşünülemez. Bu iki meslek alanı birbirleri için vazgeçilmezdir. Çünkü nörobilimsiz bir dil konuşma terapisi terapistin biyolojik hipotezden uzaklaşarak ne yapacağını bilmediği ve ölçemediği bir süreç olur. Bunlar olmadığı sürece de bilimsellikten uzaklaşılan bir çaba haline gelir. Dil konuşma terapisiz bir nörobilim ise insan beyninin inleyişleri hakkında eksik bilgilenmenin yanı sıra dil baskın beyin yarısının genel kognitif yapılanma içindeki yeri ve diğer beyin bölümleriyle ilişkileri hakkında bilgi sahibi olunamayan mekanik bir çaba haline dönüşür. Dolayısıyla bırakın disiplinler arası etkileşimi bu iki bilim alanının birbirleri için vazgeçilmez bilimsel alt yapıyı oluşturduklarını söylemeliyiz.” diyerek bu iki alanın birlikte çalışması gerekliliğine vurgu yaptı. 

HABER: BURHAN AKDAĞ 

Editör: Elif HAYVALI