Balikesir

Adramytteion Antik Kenti'nin 10 kilometre güneyinde Tahtacı Mahallesi yakınında 2015-2016 yıllarında baraj inşasına yönelik yüzey araştırmalarında, Çingentarla mevkisinde geç antik dönem yerleşiminin kalıntılarına rastlandı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Balıkesir Kuva-yi Milliye Müzesi Müdürlüğü başkanlığınca bu bölgede Adramytteion Araştırmaları heyeti tarafından yaklaşık 9 ay önce başlatılan kurtarma kazısında 4 ila 7'nci yüzyıllara ait geç Roma ve erken Bizans dönemlerinden kalma antik yerleşim yerine ulaşıldı.

Ekipler, baraj suları altında kalacak bölgedeki kazıda iki evreli kilise, vaftizhane, çevre mezarları, kayaya oyulmuş mezarlar ile tarımsal üretime dönük depo mekanları, yüksek kapasiteli şarap işliği ve seramik fırınına rastladı.

Gün ışığına çıkarılan eserler, Balıkesir Kuva-yi Milliye Müzesinde sergilenecek.

Adramytteion Araştırmaları Başkanlığını yürüten Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Murat Özgen, Geç Antik Çağ'da tek tanrılı dine geçişle erken Bizans döneminde tarım faaliyetlerinin sürdürüldüğü kırsal alanlarda, Edremit Körfezi bölgesinde şu ana dek bilinen en büyük ve en erken 15 metre eninde, 25 metre boyundaki kilisenin bu bölgede bulunduğunu söyledi.

Güzellik merkezinde yanlış uygulanan botoks "taksirle yaralama" sayıldı Güzellik merkezinde yanlış uygulanan botoks "taksirle yaralama" sayıldı

Özgen, buluntulara rastlanan bölgenin körfeze de ismini veren, "Edremittene" olarak bilinen Adramytteion Antik Kenti'nin etki sahası içinde olduğunu dile getirdi.

Vaftizhaneye de sahip kilisenin çevresinde birçoğu çoklu gömü şeklinde yaklaşık 60 mezarın, tarımla ilişkili ticari mekanların bulunduğunu belirten Özgen, şöyle devam etti:

"Mozaik tabanlı iki evreli kilise oldukça geniş bir alanı kaplıyor. Kilise kompleksinden çok sayıda ritüelle ilişkili törensel haçlar, askılar gibi materyal kültür ürünlerinin yanı sıra çevre mezarlardan da oldukça fazla bize dönem hakkında veri sunan buluntular ele geçti. 100 metre ilerisinde ticari mekanlar başlıyor. Bunlar depo mekanları, çevrenin tarımsal potansiyelini değerlendiren, daha uzak noktalara ihracından önceki organizasyonla ve üretim safhalarıyla ilişkili mekanlar durumunda. Tarım endüstrisine ait bulgularımız var; ağırlıklar var, tartılar yine aynı şekilde onun dışında işte büyük pitos depo kapları ve farklı tarımsal faaliyette kullanan aletlere dair bulgular var."

Erken Osmanlı dönemine ait yapılar da var

Hüseyin Murat Özgen, yenibulgular arasındaki oldukça geniş kapasiteli şarap işliğinin, biriktirme havzası ile tortuyu altta çökertme amacıyla profillendirilmiş sarnıç niteliğinde korunageldiğini aktardı.

Seramik işliği ve tepenin deformasyonu gereği kuzey tarafta kaya mezarlarının belgelenen tespitler arasında yer aldığını anlatan Özgen, kurtarma kazısı kapsamında bu yapılara yakın konumlanan geç Bizans, erken Osmanlı dönemlerine ait bir bölgenin de bulunduğunu ifade etti.

Reşitköy'ün 1970'lerde terk edildiğini ancak Osmanlı salnamelerinde kaydına rastladıkları daha eski bir köy yerleşiminin, değirmen kalıntılarının bulunduğunu söyleyen Özgen, "Dolayısıyla çok boyutlu olarak buradaki kültürel süreci bize aktaran somut bulguları belgeleyerek bölge tarihi içinde veri kaybetmeksizin elimizden gelen çabayı Müze Müdürlüğümüze beraber gösteriyoruz." dedi.

Müze müdürlüğünün kazı temsilcisi arkeolog Filiz Gürbuğa da yapımı süren barajın su tutma rezerve alanında kalacak bölgenin belirlendiği ve Balıkesir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca tescil edildiği bilgisini verdi.

Kurulun, su altında kalacak alanda kurtarma kazısı yapılmasına karar verdiğini bildiren Gürbuğa, "Balıkesir DSİ 25. Bölge Müdürlüğü ile Kuva-yi Milliye Müzesi Müdürlüğü arasında iki yıl süreli kurtarma kazısı protokolü gerçekleştirildi. Su toplama havzasında tam orta noktada ve tamamen suyun altında kalacak bir yer olması ve daha önceki geçmişinde de kaçak kazı bulunması nedeniyle öncelik alanımız Çingentarla mevkisi oldu." diye konuştu.

Kaynak: AA