Tüm yaşananların gölgesinde Beşiktaş, İstanbulspor karşısında kötü bir oyunla galip gelmeyi başardı.

Maça 6. dakikada Aboubakar’ın erken gelen golüyle önde başlayan Beşiktaş’ta teknik sorumlu Burak Yılmaz, farklı bir ilk 11’le sahaya çıktı. 

Beşiktaş İstanbulspor karşısında maça ön alan baskısıyla hızlı başladı. Fakat maç bittiğinde seyir zevki düşük, oyun anlamında eksik bir maç izlediğimizi söyleyebilirim. Tabela  2-0’ı gösterse de hala oyunda çözülemeyen sıkıntılar mevcut. 

Nedir bu sıkıntılar? Bakalım…

Burak hoca savunma hattında sakatlıklar ve yorgunluklar nedeniyle Rosier-Bailly-Amartey-Zaynutdinov dörtlüsünü tercih etmişti. Tandemde Bailly-Amartey ikilisinin etkisiz olduğu bariz. Geri dörtlüde tek olumlu iş yapan Zaynutdinov’du. 

Orta sahaya baktığımızda üretemeyen bir takım vardı sahada. Salih’in attığı asist haricinde 2. bölgenin verimli olduğunu söylemek zor. Amir yetersiz. Ghezzal ve Chamberlain etkisiz! Maçta kilit pas vermesi, oyunun yönünü değiştirmesi, taraftarı coşturması beklenen bu iki isim sahada sadece yürüyor. Ghezzal’ın gol atması sizi kandırmasın çok kötü bir performans sergiledi İstanbulspor karşısında. Tam olarak sahaya ne zaman döner bilinmez. 

Hücum hattına baktığımızda ise, Aboubakar ve Cenk dışında olumlu bir şey görünmüyor. Her ikisi de oynadığı her maçta skora doğrudan etki eden özel yetenekler. Muleka içinse aynı şeyi söylemek mümkün değil. Önceki yazımda belirtmiştim Aboubakar atmayınca Beşiktaş kazanamıyor. Beşiktaş’ın hücum varyasyonu sadece Aboubakar’dan oluşmamalı. Aksi takdirde bu şekilde büyük maç kazanmak imkansız. 

Öte yandan taraftarın sahaya sırtını dönmesi önemli bir mesajdı. Beşiktaş taraftarı bu yönetimi kesinlikle istemiyor. Yönetimin bu mesajı algılaması gerekiyor. Futbol kollektif bir oyun eğer başarı isteniyorsa taraftar, yönetim, teknik ekip ve oyuncular birlikte hareket etmek zorundadır.