Birinci Dünya Savaşı sırasında Alman uçaklarını şaşırtmak için yapay bulutlar üretmeye çalışan İngiliz hükümetinin belgeleri 99 yıl önceye dayanıyor. Ancak şimdi, birinci sınıf bir casus filminden fırlamış gibi görünen bu konu, bugün Amerikan gizli servisinin ilgisini çekiyor. İklim değişikliği biliminde önde gelen bir uzman, ABD istihbarat servisinin gizli bir amacı olabileceğine dikkat çekiyor.

Geo-mühendislik olarak adlandırılan bu teknoloji, atmosferden karbon dioksiti uzaklaştırmayı veya dünyanın yüzeyinin yansıtıcılığını, bulutlar veya hatta uzay tozu aracılığıyla artırarak güneşin ısısını azaltmayı amaçlıyor.

Ancak Naomi Klein gibi birçok çevre aktivisti, küresel ısınmanın basit bir teknolojik çözümünün köşede olduğunu öne sürdüğü için bu konsepti eleştiriyor. Ancak geo-mühendisliğin daha karanlık bir yönü olabilir.

1980’lerde nükleer bir kışın potansiyel etkilerini inceleyen Alan Robock, CIA’nın iklim değişikliği ile mücadele konusundaki farklı yaklaşımları inceleyen Ulusal Bilimler Akademisi raporunun finansmanına katkıda bulunmasından ve CIA’nın geo-mühendislik konusundaki ilgisini açıklamamış olmasından endişe duyduğunu dile getirdi.

Hava durumunu silahlaştırma fikri yeni bir şey değil. İngiliz hükümetinin belgeleri, 99 yıl önce Suffolk’deki Orford Ness deneme askeri üssünde, Birinci Dünya Savaşı sırasında Alman uçaklarını şaşırtmak amacıyla yapay bulutlar üretmeye çalışan altı denemeden birini gösteriyor. Bu denemeler, birçok askeri deneme gibi başarısız oldu, ancak bulut ekimi gerçeği 1967/8’de ABD’nin “Operation Popeye” adlı programı ile gerçek oldu. Bu program, Vietnam’ın bazı bölgelerinde yağışı tahminen %30 artırarak asker ve kaynakların Güney Vietnam’a taşınmasını engellemeyi amaçlıyordu.

Son yıllarda, ABD askeri HAARP araştırma programının Alaska’daki bu gizemli tesisin iyonosferi incelemesiyle nasıl hava durumunu manipüle ettiğine dair birçok teori ortaya atıldı.

İklimi kontrol etmeyi nasıl yapacağımızı bildiğimizde, kötü niyetli kişilerin zaten bunu yapmış olması fikri, komplo teorileriyle pek örtüşmüyor. Bazıları, uçakların kasıtlı olarak toksik kimyasallarla karıştırılmış izler bıraktığı “kimyasal izler” sayesinde hava durumunun zaten şekillendirildiğine inanıyorlar ve gizemli hava durumu savaşçılarının neden bilinmeyen nedenlerle doğu ABD’yi dayanılmaz soğuklukta ve Kaliforniya’yı kuraklıkla vurduğunu iddia ediyorlar. İklim bilimcileri böyle teorileri reddediyor ve iklimi değiştirmeye yönelik araçlar için uzun bir patent listesi gibi kanıtlar, operasyonel teknolojinin daha sınırlı erişiminden ziyade insan hayal gücünün sınırsız kapsamını göstermeye yeterlidir
Umarız Turkiye’de İklim konusunda gerekli adımları atar ve küresel güçlerin yaptirimlarina karşı dik durabilir.