Kıymetli okurlarım...

Sizleri her yazımda evvela Alemlerin Rabbi'nin selamı ile karşılamaya gayret ediyorum.

Rabbimin rahmeti, bereketi, hidayet ve mağfireti kutlu yolun yolcularının üzerine olsun!

İnsanın yaratılış tarihinden itibaren var olan, hepimizin ilgilenmesi gereken bir kavram var, insanlık...

Zira dinler üstü, hemen her uhrevi ve beşeri dinin ortak paydası insanlıktır!

Dinimizin en güzel örnekleri, yegâne önderleri müslüman olmadan evvel güzel birer insandı!

Örneğin Hz. İbrahim as...

Daha küçük yaşlarda iken, insan gibi şerefli bir mahlukâtın, düşünen/akleden yönüne dikkat çekmiş, insanların kendi elleriyle yonttukları putlara tapmamaları gerektiğini belirtmiştir!

Hepimizin, her kesimin ortak paydası, bizleri Alemlerin Rabbi'ne karşı sorumlu kılan şey evvela akıl ve insanlıktır!

Önce insan, sonra müslüman olabilene ne mutlu!

Zira insan olmadan, insanlıktan nasip almadan insanım demek, aç kişiye dönerin lezzetini anlatıp onu doyurmaya çalışmak gibidir!

Dostlar...

Konuyu fazla dağıtmadan, başlığı ve yazıyı saptırmadan esas meseleye geleyim.

İnsan kalemi eline alınca aklına herşey bir anda gelebiliyor, hakkınızı helal edin!

Mübarek Ramazan ayındayız. Geçenlerde ülke gündeminde olan konulardan biri de "patatesle" verilen bir pozdu. Bürokrat olduğunu duyduğumuz biri Peygamberler Şehri Urfa'da insanlık onuruna yakışmayan bir şekilde ihtiyaç sahiplerine patates dağıttı ve bu fotoğraflar kamuoyu vicdanında derin yaralar açtı. Yine aynı konuda patatesi basın açıklamasıyla dağıtan abla hepinizin malumu!

Hayır yapayım, yirmi liralık patates vereyim derken göz çıkarmak buna denir!

Bu ve benzeri şov yapmaya, slogan atmaya yönelik görüntülerin aksi yok mu? 

Elbette var.

Ak Parti Yeşilyurt İlçe Başkanı Sn. Muhammed Emin Yalçınkaya ve ekibi.

Her gün, özellikle iftar sonrası bir mahalledeler. Farklı ekiplere bölünüp dikkat çekmeden, kimseyi incitmeden, kimsenin hanesini postallarla çiğnemeden, kimsenin fotoğrafını çekip mahcup etmeden onlarca kalbe dokunuyor, tebessüme vesile oluyorlar!

Üstelik bunu sadece kendi bütçeleriyle yapıyorlar. Yönetimde ve partide bulunan şahısların zekât ve infaklarıyla yüzlerce ailenin kalbine dokunuyorlar.

Konuyla ilgili kendisi, "bu aslında bizim iyiliğimiz falan değil, ödevimiz, görevimiz" diyor. Ve akabinde ekliyor. 

"Bu Allah'ın hakkıdır"!

Ne güzel bir bakış açısı...

Kısaca biz buna mecburuz, Allah bize veriyorsa onların da bunda hakkı var, demek istiyor ve gerekeni yapıyor.

Yönetim Kurulu üyelerinden Sn. Abuzer Atmaca'nın daveti üzerine iki gece bu güzel hadiseye, tebessüm eden garip gönüllere şahitlik ettim. Fotoğraf çekme talebimi bile olumsuz karşıladılar. Gören, görüyor zaten dediler!

Ne kadar hoşuma gitti anlatamam!

Başta ilçe başkanı olmak üzere bu adamlara hakkını teslim etmek icap etmez mi? Bu güzel hizmeti sahiplenmek gerekmez mi?

Üstelik alışverişlerini de yerli esnaftan, bakkallardan, küçük işletmelerden yapıyorlar. Kısacası hem alırken hem de satarken kazanıyorlar!

Bence takdire şayan...

Keşkeleri sevmem ama, bunca israfın, talanın kol gezdiği şu zamanda keşke herkes bir "Muhammed" olsa...

Selam ve dua ile...