Öncelikle vatanınıza hoş geldiniz diyeyim. Nasıl geçti Afrika yolculuğu?
Hoş gördük. Gayet güzel, etkileyici, ilginç ve de renkli bir seyahatti. Afrika’ya doyamadan dönmek durumunda kaldım.
Nasıl karar verdiniz Afrika yolculuğuna?
Yol arkadaşım Melih Yavaş bundan bir yıl önce Mısır’dan motosikletiyle başladığı yolculuğu yaşadığı talihsiz bir trafik kazası sebebi ile yarım bırakmak zorunda kalmıştı. Seyahatine kaldığı yerden birlikte devam etmeyi teklif etti. Ben de kabul ettim.
Kimler vardı yanınızda?
Motosikletiyle Melih Yavaş, Kenya vatandaşı olan rehberimiz ve ulaşım personelimiz olan Ali Omar’la birlikte gerçekleştirdik bu seyahati.
Orada neler yaptınız?
Yedik, içtik, uyuduk… Şaka bir yana görülmeye değer birçok ilgi çekici yer var Afrika’da. Özellikle Afrika halkının yaşam biçimlerini gözlemlemek enteresandı. Afrikalı çocuklar, rengârenk kıyafetli kadınlar, trafik karmaşası, aniden başlayan yağmurlar, derinizi yakacak derecede sıcak bir güneş ışığı, ilginç yemekler, yöresel danslar ve olağanüstü Afrika müzikleri…
Gitme amacınız neydi? Amacınıza ulaştınız mı?
Aslında biz dört aylık bir seyahati kapsayan belgesel çekimi için geçtiğimiz Nisan ayında planlamalarımızı yapmaya başlamıştık. Ancak malum 15 Temmuz olayları sebebiyle bu belgesel projemiz suya düştü. Ama Melih vazgeçmedi. Önümüzdeki yıllarda çekmeyi planladığımız belgeselin bir ön çalışmasını yapmak üzere birlikte yola çıkmaya karar verdik. Bir ön çalışma yapacakken yine de nur topu gibi bir belgeselimiz doğdu Afrika’da. Henüz belgesel montaj aşamasında… Sanırım Mart ayı sonuna kadar tamamlamış oluruz. Aslına bakarsanız yola çıkış sebebimize göre amacımızı gerçekleştirdik. Ana belgesel için epey bir gözlemleme yapma fırsatımız oldu.
Afrika’da yaşadığınız unutamayacağınız bir anınızı sorsak?
O kadar çok unutulamayacak anı yaşadım ki anlatmaya kalksam gazetenizin sayfaları yetmez. En ilginçlerinden birisi ise Tanzanya’da şehirlerarası yollardaki trafik polislerinin sıklığıydı. Bembeyaz üniformalarıyla yol ortasına geçip ellerini havaya kaldırıp sürücüleri durduruyorlardı. Ancak tecrübeli rehberimiz bu dur uyarılarına hiç kulak asmıyor yolumuza devam ediyorduk. Üçüncü sefer de sordum neden böyle yaptığını. ‘’Hocam baksanıza tek başına yolun ortasına çıkmış bizi durdurmak istiyor, durmamamıza rağmen peşimizden gelmiyor. Bunlar mesai saatleri dışında çalışan rüşvetçi polisler ya da polis kılığına girmiş dolandırıcılar.’’ Çok şaşırmıştım bunu duyunca. Ancak yol kenarında üç ya da dört kişilik ekipten oluşan namuslu trafik kontrol ekipleri de bol miktarda mevcut. Onlara kulak asmamazlık edemezdik tabi ki de
Yolculuğunuzun takip edilebilmesi için bir de internet siteniz vardı. Bahseder misiniz? Sitede her detayı paylaştınız mı örneğin?
Kuşadası ve Ankara’da bulunan destek ekibimiz web sitemiz ve de sosyal medyada tüm gelişmeleri adım adım takipçilerimize aktardılar aktarmaya da devam ediyorlar. Onlara minnettarım. Yolculuk hikâyelerimiz, fotoğraflar, belgesel fragmanlarımız ulusal basında çıkan TV ve gazete haberleri bu sitede geniş ölçüde bulunmakta. Merak edenler www.icimdekiyol.com adresinden veya İçimdeki Yol ‘’Afrika’’ sosyal medya hesaplarından seyahatimizi inceleyebilirler.
"Dansı büyükbabam Yapıcı'ya adadım"
Aslında planlı bir hareket değildi. Turistik olmayan doğal bir Massai köyü aradık ve çok zor da olsa sonunda Tanzanya’da istediğimiz köyü bulduk. Bize yerel danslarını sergilediler. Tabi bu esnada kameralarımız da kayıttaydı. Kabile üyelerinin dansı bitince Melih’e göz kırptım hadi sıra biz de diyerek. Piste çıktık ve ezgiyi mırıldanarak Harmandalı oynamaya başladık. Hem bizim hem de köy halkının çok hoşuna gitti bu durum. O dansı hayattayken iyi bir zeybek oyuncusu olan ve o günlerde ölüm yıldönümü olan rahmetli büyükbabam Necip Yapıcı’ya adadım.
Döndüğünüzde neler hissettiniz? Mesela şu an orada olduğunuz günlere özlem duyuyor musunuz?
İnsan farklı bir coğrafyaya gittiği zaman vatanını özlüyor elbette ki. Ben ise döndüğümde daha havaalanındayken Afrika’yı özlemeye başladım. Olağandışı bir coğrafya, ılıman bir iklim, bozulmamış bir bitki örtüsü, yoksul ama mutlu insanlarla dolu bir yeri kim özlemez ki.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Uzaklara gitmek insanın hayata bakış açısını değiştirebiliyor daha doğrusu geliştirebiliyor. Bu yüzdendir ki seyahat etmenin tadını her insan yaşamalı. Farklı kültürler görmek, o bölgenin insanlarıyla kaynaşmak harikulade bir olgu. Son olarak şunu ifade etmek istiyorum: ‘‘Çok okuyun, çok gezin’’