Kabul, ama iletişimin adı sanal iletişim olmuş! Evde olup bitenden haberin olmayacak, el alemin neler yaptığını bileceksin. Yakınındaki insanların

Kabul, ama iletişimin adı sanal iletişim olmuş!
Evde olup bitenden haberin olmayacak, el alemin neler yaptığını bileceksin.
Yakınındaki insanların yüzlerine bakıp, hallerini anlamayacaksın. Japon uydurması emojilerden, uzaktaki   insanların ruh hallerini çözmeye çalışacaksın.
Yanımızdakiler  kadar, dünyanın  başka yerlerindeki insanları da kolayca gözlemleyebilmek acı tatlı her olaya şahit kılıyor bizi.
Hâl böyle olunca, birçok insandan ve birçok hayattan iyi-kötü etkileniyoruz.
Beni çok etkileyen birkaç olayla devam etmek istiyorum..
Biri; daha ömrünün baharında bir gencin, internette canlı yayında intihar etmesi..
Diğeri; annesi vefat eden bir çocuğa, bu haberi babasının canlı yayında vermesi..
Bir başka haberde, birkaç genç kızın, bir başka genç kıza yaptığı korkunç işkenceler var..
Yine bir diğerinde, iki genç bayanın ölümüne kavgası...
Hepsinde ortak tek bir nokta var '' duygu ve merhametten yoksunluk''
Farkında değiliz belki ama acıma duygumuzu ve vicdanımızı hoyratça kullanıyor bu insanlar.
Çocukluğu ve gençliği benim gibi 80'li 90'lı yıllarda geçenler bilirler.
Biz ancak gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinde rastlardık bu tür olaylara ve itiraf edeyim çoğu zaman da okumazdık.
Şimdiki gençlerin ve çocukların psikolojisini, bu olaylardan nasıl etkilendiklerini varın siz düşünün!
Olayı sadece bu boyutu ile ele almak da yeterli değil galiba.
Sosyal medyada özel hayatların deşifre edilmesi de gençlerde, hayatın özeline dair hiçbir şeyin kalmaması gerektiğini öğretiyor malesef.
İlk başta futbolcularla başlayan, sonra sanatçılara yönelip tüm özel hayatı gözler önüne seren ''televole kültürünün'' bize hediyesi bu yaşadıklarımız.
Artık ünlüler kadar birbirimizi de merak eder olduk.
Herkes özel hayatının nerdeyse en mahrem anlarına kadar insanlarla paylaşma gereği duyuyor.
Bu, toplumda tarifi ve tamiri  imkânsız bir yozlaşmanın tezahürü.
N’olur eskiye dönelim. Özelimiz olsun. Kimsenin gözüne sokmadan yaşadığımız anlarımız olsun...
Hep güzel, örnek olacak şeyler yaşamıyoruz ya!
Yukarıda etkilendiğimi söylediğim acı olayları paylaşmanın, kime ne faydası var?
Yaşadığımız her an, rıza-i ilâhi için mi acaba?
Biraz düşünelim.
Rıza-i ilahi için yaşadığımız  anlar, örnek olması açısından paylaşılabilir. Tabi nefsimizi şımartmayacaksa..
Onun dışında
Rabbimiz nasıl günahlarımızı setreyliyorsa, biz de öyle örtmeliyiz.
Resulullah (aleyhisselâtu vesselam) buyurdular ki:
''Ümmetimin hepsi affa mazhar olacaktır. Günahı aleni işleyenler hariç''
İnşallah günahlarımıza şahit, yüzlerce binlerce insanla Allah'ın huzuruna varmayız.
Bir dahaki yazıda görüşmek üzere Allah'a emanet olun...