İsrail-Filistin savaşı; Filistin ile İsrail arasında Filistin topraklarında devam eden silahlı çatışmanın adıdır.
1897 Birinci Siyonist Kongresi ve 1917 Balfour Deklarasyonu ile Filistinde Yahudi vatanı kurulmasına ilişkin iddiaların kamuoyuna duyurulması, bölgede gerilim yaratmıştı..
Gerilim, Yahudiler ve Araplar arasında çatışmaya dönüşmüştü.
Çatışmayı çözme girişimleri, 1947 Birleşmiş Milletler Filistin Bölme Planı ve daha geniş Arap-İsrail çatışmasının başlangıcı olan 1947-1949 Filistin savaşıyla sonuçlanmıştı.
İsrail-Filistin savaşt,1967 Altı Gün Savaşı'nda İsrail'in Filistin topraklarını işgal etmesiyle başlamıştı.
İsrailliler ve Filistinliler nihai bir barış anlaşmasına varamamışlardı..
1993-95 Oslo Anlaşmalarıyla iki devletli çözüme doğru ilerleme sağlanmıştı,
Bugün Filistinliler, Gazze Şeridi'nde ve Batı Şeria'daki 165 mıntıkada İsrail askeri işgaline maruz kalmaya devam ediyor.
İsrail ile bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını içeren iki devletli bir çözüme aracılık etmek için birçok girişimde bulunulmuştu..
Çözüm arayışları sonuç vermemiş ve bugünkü Gazze dramı ortaya çıkmıştır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda düzenlenen "Büyük Filistin Mitinginde Gazze'de yaşanan insanlık dramına dikkat çekti.
Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, başta İsrail olmak üzere Amerika Birleşik Devletleri ve Batılı ülkeleri çok sert bir dille eleştirdi.
Mitinge katılanlara, Filistin davasına sahip çıkarak Gazzeli mazlumlara umut oldukları için teşekkür eden Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, "Bu toprağı bize vatan olarak bırakan ecdadın tüm şehitlerini, gazilerini, kahramanlarını rahmetle anıyorum. Anadolu Selçuklu Devleti'nden Osmanlı'ya ve Cumhuriyet'e kadar vatan topraklarına hükümranlık mührümüzü vurduğumuz devletlerimizin kurulmasında ve yaşatılmasında emeği geçenleri minnetle yad ediyorum." dedi.
Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, Türkiye'nin yer aldığı coğrafyanın semalarında bayrağın ilelebet dalgalanması, ezanların kıyamete kadar okunması için emek veren, akıl ve alın teri döken herkese şükranlarını sunduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Kardeşlerim, siz bugün burada öyle büyük bir milletsiniz ki bunu farklı bir şekilde ortaya koydunuz. Öyle büyük bir millet ve devletiz ki ne gücümüz ne derdimiz ne mücadelemiz sadece kendi sınırlarımızda kaimdir.
Yarın Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılının coşkusunu yaşarken bugün Gazze için yüreklerimizin yangınını cümle aleme haykıracağız.
Tıpkı geçmişte Trakya'da, Balkanlar'da, Kafkaslar'da, Doğu Akdeniz kıyılarının her karışında, Orta Asya'nın, Güney Asya'nın, Afrika'nın dört bir yanında..."
Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'un, "Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz. Gelmişiz, dünyaya milliyet nedir öğretmişiz!" dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Velhasıl ufkumuzun uzandığı her yerde, kalplerini ve gözlerini bize çevirmiş kardeşlerimizin derdiyle dertlendiğimiz, yardım eli uzattığımız, gerektiğinde sınırlarımızı açtığımız kardeşlerimize yaptığımız gibi, Gazze için de bugün olduğu gibi kıyamdayız." diye konuştu.
Netanyahu ve Hamas’ı bir tutanlara karşı Erdoğan, "Netanyahu nasıl terörist ise Hamas da teröristmiş. Yazıklar olsun. Hamas nedir, Hamas kimdir? Bundan bihaber olan bedhahlar, talihsizler var ve onlara ülkemde oy atanların da şu anda iyi düşünmesi lazım." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kırım'dan Karabağ'a, Bosna'dan Kerkük'e, Filistin'den Türkistan'a, Afganistan'dan Çeçenistan'a pek çok coğrafya için biz gözyaşı döktük. Ömrümüz boşuna geçmedi. Bugün birileri Gazze'yi uzakta çok uzakta, bizimle hiç alakası olmayan bir yer gibi görüyor hatta bunu ne yazık ki açıkça söylüyor." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir asır önce bu millet için, bu ülke için Adana neyse Gazze'nin de o olduğuna dikkat çekerek, "Tıpkı Edirne neyse Üsküp'ün, Kırklareli neyse Selanik'in, Mardin neyse Musul'un, Gaziantep neyse Halep'in o olduğu gibi Gazze de vatan topraklarının ayrılmaz sandığımız bir parçasıydı. Nereden nereye geldik? Çanakkale Şehitliği'ne yolunuz düştüğünde ihmal etmeyin. Muhakkak gidin. Mezar taşlarının üzerindeki isimlere ve şehirlere iyi bakın. Orada, Balıkesirliyle Şanlıurfalının olduğu gibi Gazzeliyle Üsküplünün yan yana yattığını göreceksiniz. Öyle ki Çanakkale Şehitleri listesinde Gazze, verdiği 53 şehitle, bugün sınırlarımızın içindeki şehirlerin çoğunun üstünde yer alıyor." dedi.
Türk milletini, kanı kadar, canı kadar, sevdası kadar kendinden olan tüm bu topraklardan ne yazık ki ayırdıklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hamas terör örgütü değildir dedim ya, bundan İsrail çok rahatsız oldu. Ya zaten başka bir şey beklemiyorduk. Bunu söyleyeceğinizi biliyorduk ve bunu bildiğimiz için de açık ve net olarak ifade ettik. İnşallah ne diyoruz? La galibe illallah. Biz buna iman etmişiz. Buna imanımız var. Galip olan sadece Allah'tır. Dolayısıyla biz burada sadece Gazze'de yaşanan katliamı telin etmekle kalmıyoruz, onunla birlikte kendi istiklalimizin ve istikbalimizin de müdafaasını yapıyoruz. Sultan Abdülhamit oralarla az mı haşır neşir oldu. İsrailli yöneticilerin en üst seviyede dile getirdiği kavramların altını kazıyın, hepsinin içinden ülkemiz topraklarını da kapsayan bir ihanet haritası çıkar. 1947'de Gazze, Filistin buralar neydi, bugün ne? Ya İsrail, sen buralara nasıl geldin? Nasıl girdin? Sen bir işgalcisin, sen bir örgütsün. Dolayısıyla Türk milleti bunu biliyor. Batı sana borçlu ama Türkiye'nin sana borcu yok. Onun için bu kadar rahat konuşuyoruz. Türkiye sana borçlu olmadığı için Erdoğan böyle konuşuyor."
Ne yazık ki Batı'nın her ülkesinin İsrail'e borçlu olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Borçlu oldukları için de konuşamıyorlar, seni ziyarete geliyorlar. Ziyarete gelerek, senden adeta af diliyorlar. Ya bizim böyle bir derdimiz yok. Biz mazlumlardan yanayız?
Şair ne diyor? Zulmü alkışlayamam zalimi asla sevemem, Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem, Biri ecdadıma saldırdı mı hatta boğarım, boğamazsam da hiç olmazsa yanımdan kovarım, Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam, Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam, Doğduğumdan beridir aşığım istiklale, Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale, Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum, Kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum." ifadelerini kullandı.
Dün Ukrayna-Rusya savaşında katledilen siviller için timsah gözyaşları dökenler, bugün binlerce masum çocuğun ölümünü sessizce seyrediyor." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ukrayna'da ölenler için gözyaşı döktünüz de Gazze'de ölen bu yavrular kim? Niçin sesiniz çıkmıyor? Ey Batı, size sesleniyorum, siz yeniden bir hilal-haçlı mücadelesini mi estirmek istiyorsunuz? Eğer böyle bir gayretin içindeyseniz biliniz ki bu millet ölmedi, bu millet dimdik ayakta. Yine aynı şekilde, aynı kararlılıkla Libya'da neysek, Karabağ'da neysek, bilesiniz ki Orta Doğu'da oyuz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı olarak milleti çok sevdiğini söyleyen Erdoğan, "Milletimize feda-yı can etmeye hazırız. Milletimizle beraber bu yolda ilerlemeye her an hazırız. Çünkü tarihte nasıl destanlar yazdıysak, bu millet yeni destanlar yazmaya da Allah'ın izniyle hazırdır. Bunlar dediğimizin kimler olduğunu biliyorsunuz değil mi? Amerika'sıyla, Avrupa'sıyla, iplerini onların tuttuğu tüm piyonlarıyla, merhum Mehmet Akif'in 'tek dişi kalmış canavar' diye tarif ettiği Batı'dan bahsediyorum. Gazze'deki katliamın da en büyük sorumlusu işte bu Batı'dır. Varlıklarına kendi evlerinde bile tahammül edilemeyen kimi vicdanlı sesleri bir kenarda tutacak olursak, Gazze'de yaşanan katliam topyekun Batı'nın eseridir. Yahu o yavrunun, annesinin saçlarına sarılıp 'Annemi ben saçlarından tanırım.' deyişini bir kenara koyabilir miyiz?" diye konuştu.
Batı'ya yönelik eleştirilerini sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti:
"Çocuk katillerine verdikleri tam desteği demokrasi, insan hakları, adalet gibi kavramlarla gizlemeye çalışmaları da ayrı bir komedidir.
Herkes biliyor ki İsrail bölgede sadece günü geldiğinde feda edilecek bir piyondur. Daha düne kadar uğradıkları mezalim üzerinden dünyayı ayağa kaldıranların bugün sergiledikleri sınırsız zalimliği başka türlü izah etmek mümkün değildir. Bölgede oynanan oyunun asıl sahipleri, İsrail yönetiminin şımarıklıklarına kol kanat gerenlerdir. Çünkü İsrail onlara rağmen adım atamaz. Atmaya kalksa bile üç gün dayanamaz, çöker."
Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, "Batı dünyası Gazze'deki çocuk, kadın, masum katliamını meşrulaştırmak için siyasetçisinden medyasına seferber oldu. İsrail tam 22 gündür açıkça savaş suçu işliyor. Şimdi İsrail, biz de seni 'savaş suçlusu' olarak dünyaya ilan edeceğiz. Bunun hazırlığı içindeyiz. Bunun çalışmasını yapıyoruz ve 'savaş suçlusu' olarak İsrail'i dünyaya tanıtacağız. Ama Batılı liderler bırakın buna tepki göstermeyi, İsrail'e ateşkes çağrısı dahi yapmıyor." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail ve Batı'ya, "Ne kadar çocuk, kadın, yaşlı ölmesi lazım ki siz ateşkesi ilan edin?" sorusu yöneltti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu son tavrıyla Batı'nın günah defteri bir kez daha boyunu fersah fersah aşmıştır.
Elbette her ülkenin kendini savunma hakkı vardır. Tamam da adalet nerede? Gazze'de savunma değil, açık ve alçak bir katliam yürütülmektedir. Gazze halkını bir silah gibi kullandıkları açlıkla, susuzlukla, yakıtsızlıkla, sağlık hizmetlerini çökerterek topluca yok etme peşindeler." dedi.
Erdoğan, devamında "Karınca yumurtasından kartal çıkmayacağı gibi Batı'nın vicdanından merhamet, küçük hesaplarla hareket edenlerin heybesinden hayırlı neticeler asla sadır olmaz. Bunun için artık hangi kökene, hangi inanca, hangi mezhebe sahip olursa olsun coğrafyamızdaki tüm toplumlar olarak bir olmalı, birlikte olmalı, beraber hareket etmeliyiz." ifadelerini kullandı.
Aksi takdirde teker teker herkesin aynı akıbete düçar olmasının kaçınılmaz olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bölge ülkelerinin ve halklarının tamamını birliğin rahmetinde buluşmaya, ayrılığın azabından uzak kalmaya davet ediyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in 7 Ekim'de başlattığı saldırılardan bu yana şehit olan çocukların sayısının 3 bin 600'ü, şehitlerin tamamının sayısının da 7 bin 700'ü bulduğunu belirtti. Şehit edilenler arasında 500 sağlık çalışanı, 25 gazeteci, 38 de Birleşmiş Milletler görevlisinin yer aldığını belirten Erdoğan, "Yaralanan 19 bin 734 Gazzelinin sığındığı hastaneleri vuran bir vahşetle karşı karşıyayız." diye konuştu.
İnsanların alışveriş yaptığı pazar yerlerinin, okulların, sokakların, ayakta kalan her türlü binanın bu barbarlığın hedefi altında olduğunu kaydeden Erdoğan, kesintisiz süren bombardımanlarda 30 bin bina, 200 bini aşkın konutun yerle yeksan olduğunu, neredeyse hiçbir Gazzelinin başını sokacak evi, işini yürütecek dükkanının kalmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Elektrik, su, kanalizasyon altyapısı zaten tümüyle imha edildi. Dışarıdan yardım getirilmesine izin verilmediği için elektrikten gıdaya, sağlık ve temizlik malzemesine kadar tüm insani ihtiyaçlar karşılanamaz halde. Dün geceden beri yapılanlar ise tam anlamıyla bir cinnet halidir. Tüm bu vahim tabloya rağmen Gazze halkının sergilediği vakur, kararlı ve inançlı duruş tarihe şanlı bir direniş destanı olarak yazılacaktır." diye konuştu.
.Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sabır ve kararlılık öyle bir haslettir ki aynı noktaya vuran su damlalarının yaptığı gibi mermeri bile deler. Filistin direnişi, Gazze'deki son hadiselerle geçmişte yaşadığı sıkıntıları aşarak işte böyle bir cesaret hikayesine dönüşmüştür. Esasen bu ruh ve heyecan, Filistin halkında hep vardı. Sadece İsrail'in ve onu destekleyenlerin orantısız saldırıları ile bölge ülkelerinin geçmişteki dirayetsiz tutumları yüzünden Filistin halkı ihtiyaç duyduğu ve hak ettiği desteği alamıyordu." ifadelerini kullandı.
Gazzelilerin dişleriyle yurdunu savunmaya hazır olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz de hazır mıyız, gereğini yapar mıyız?" sorusuna alandaki vatandaşlardan ''evet'' yanıtını aldı.
''Bu millet yapar. Dün yaptı, bugün de yapar, Allah'ın izniyle yarın da yapar" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"Buna hazırlıklı olmamız lazım. Geçmişte yurtlarını bir süre terk ederlerse geri geldiklerinde huzuru bulacaklarını sanan veya kendilerine o şekilde telkin edilen Filistinlerinin hiçbiri bir daha evlerine dönemediler. Şimdi de aynı şeyi Gazze halkı için söylüyorlar. Ne diyor bu ahlaksızlar? 'Gidin' diyor. 'Nereye?' diye sorulduğunda 'Çöle gidin, şu ülkeye geçin.' diyorlar. 'Şu kapıya yönelin.' diyorlar. Yaralı veya çaresiz olduğu için bu söze kulak vererek yola düşenlerin de tepelerine bomba yağdırıyorlar. Çünkü bunlar sadece öldürmeyi bilir. Zalimin yağdırdığı bombalara rağmen Gazze halkının evini, şehrini terk etmeme kararlılığını buradan milletim adına saygıyla selamlıyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin tıpkı 500 yıl önce olduğu gibi, İkinci Dünya Savaşı'nda olduğu gibi, başı dara düşen her mazlumla birlikte bu insanların da umudu olacağını belirterek, şunları kaydetti:
"Geçtiğimiz günlerde İsrail yönetimine yaptığım çağrıyı burada bir kez daha ifade ediyorum: Boyunuzu da çapınızı da yüreğinizi de aşan zırvalarla, tavırlarla, sözlerle, Türk milletinin merhamet duygularını törpülemeyin. Emin olun tıpkı atalarınız gibi sizler ve sizlerin de çocukları ileride buna ihtiyaç duyacak, Türkiye'ye ihtiyaç duyacak. O gün size uzanacak elleri yana düşürmemek için gelin bugün bize kulak verin. Gelin bugün mazlumlara yardım ulaştırma talebimize, barışı tesis etmek için diyalog kapılarını açma çağrımıza kulak verin. Gelin bugün kendinizin ve çocuklarınızın geleceği için belki de hayatınızda ilk defa hayırlı bir adım atın."
Adil bir barışın kaybedeni olmayacağına olan samimi inançla hareket ettiklerini, muhataplarını da aynı anlayış etrafında buluşmaya çağırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail'in kurulduğu günden beri yürüttüğü saldırılarla adım adım evlerinden, yurtlarından, vatanlarından, canlarından ettiği, unutmayın bir Filistin gerçeği var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun, Gazze'de "acil, kalıcı ve sürekli bir insani ateşkes çağrısında bulunarak çatışmaların durdurulmasının" istendiği karar tasarısını kabul etmesine ilişkin, "Ey İsrail. Oylama yapıldı Birleşmiş Milletler'de, ne oldu? 120 ülke İsrail'e ne dedi, ateşkes için 'Evet' deyin dedi. 40 ülke çekimser kaldı. 13-14 tane ülke İsrail'in yanında yer aldı. Yani İsrail, sen dünyada yalnızlığa mahkumsun ve bundan sonra da mahkum olacaksın. Görünen bu. Ne yaparsan yap. Ve şu anda Birleşmiş Milletler, bu kararı vermek suretiyle güzel bir adım attı." değerlendirmesinde bulundu.
Atatürk Havalimanı'ndaki mitinge katılanların gösterdiği duruştan duyduğu memnuniyeti ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gönül dünyanızdan gelen şu öfkeyi şahsım, milletim adına gerçekten selamlıyorum ve karşınızda ben de gerçek manada eğiliyorum. Ve Gazze'de çocukların, kadınların, masum insanların hunharca katledilmesi karşısında bizim, durmamız mümkün değildi. Ve siz de bugün bunu yaptınız ve 1,5 milyona yakın İstanbullu burada toplandınız. Allah sizlerden razı olsun. Rabbim yar ve yardımcımız olsun inşallah. Sağ olun, var olun." diye konuştu.
İşte Cumhurbaşkanımızın İsrail Gazze savaşı ile ilgili görüşleri…
Son söz Cumhurbaşkanımızın…
Hoşça kalınız.