Sporla yakından ilgilenen toplumuz ama yalnızca futbolla odaklanıyoruz. Böylesine u ilgi duyduğumuz futbolda uluslar arası düzeyde başarıya ulaşamayışımız biraz garip değil mi?
Yıllar öncesi Avrupa Fuar Kupasında Göztepe çeyrek finale yükselmiş, Galatasaray’da UEFA kupasını kazanmıştı. Kulüpler düzeyinde onca para harcanan, yabancı transferle umutlandığımız futbolda söz sahibi ulaşamayışımızın nedenleri üzerinde akıl yoranlar olmalıdır. Bu iş parayla değil akıl ve bilimle olmalıdır Gurbetçi futbolcularımız olmasa neredeyse milli takımı bile kuramayacağız.
Spora baktığımızda atletizmde, halterde, yüzmede, okçulukta, eskirimdeki, bireysel başarıdan ileriye gidilemiyor. Gerçekte mayamızda bazı şeyler varsa da onları yönlendirecek anlayış yok…
Bir ara devşirme atletlerle, haltercilerle uluslararası arenaya çıkmış, onlarla övünmüştük.
Son yılarda erkeklere geride bırakan boks ve güreşteki başarılarımız kızlarımızdan geldi. Minder ve ringlerde fırtına gibi estiler ve madalyaları topladılar. Hepimizin gururu oludular.
Kadını ikinci planda görmek isteyen örümcek kafalar kuşkusuz onardan rahatsız olmuşlardır!..
Medyamız futbolla yatıp kalktığında kazanılan bireysel başarıları bile birkaç satırla araya sıkıştırılıyor, üzerinde durulmuyor. Bizler bu başarıları face’den öğreniyoruz.
Birkaç gün öncesi çok sattığını övüne övüne yazan bir gazete sayfalarını bir kulübümüzün kongre haberiyle, verilen demeçlere, teknik direktör arayışlarına ayırmış büyük bir başarı elde ederek süper lige yükselen Bodrum’dan söz etmemişti.
Şimdilerde ulusla arası müsabakalarda atlın kızlarımızın oluşturduğu voleybol milli takımımız başarıdan başarıya koşuyor. Kazandıkları madalyalar birbirini izlerken dünyanın bir numarası oldular. Onların övünülecek başarıları yine de medyada başarısız futbolumuzun altında kaldı. Buna rağmen yılmadılar; hepsi kültürlü, sosyal yönleri ağırlıklı, yabancı dili ana dili konuşan kızlar… Magazinlerde isimleri geçmeyen, olur olmaz demeç vermeyen, seyircileri kışkırtmayan, el kol hareketleri yapmayan, yalancıktan sakatlanmayan şımarıklık yapmayan, yalnızca oynadıkları oyunla ilgilen kadınlar… İnsan şaşıyor bu altın kızlar bizlere hiç benzemiyor; acaba Alis Harikalar diyarından mı geldiler.
Önceki yıllarda FVB Milletler Ligi finalinde dünya devlerinden Çin’i 3-1 yenerek dünya sıralamasında birinci dereceye oturmuşlardı. Milletler Liginde şampiyon olan filenin sultanları yanılmıyorsam altı kez uluslararası kupayı kaldırmışlardı. Kulüpler arasında ise yirmi dört kupanın sahibi olmuşlardı. Filenin sultanlarının Balkan Şampiyonasını, Akdeniz Oyunlarını da kazanmışlardı.
Kısacası altın kızlarımızın oluşturduğu voleybol milli takımımız başarıdan başarıya koşuyor.
Spor Tarihimizde ilk Avrupa Şampiyonu olan filenin sultanları 2024 Paris Olimpiyatlarına katılma hakkını elde ettiler.
Kadın Voleybol Milli Takımımız FTVB Milletler Ligini yeniden kazanmak için zorlu bir mücadelenin içerisindeler Almanya’yı 3-0, Sırbistan’ı 3-, Güney Kore’yi de 3-0, ABD’yi 3-2 yenerek, dünya voleybol devleriyle mücadele ediyorlar.
Türkiye’nin sporda yüzünü ağartan kadın voleybolcularımıza her türlü imkânı hazırlamamız gerekirden onları ABD Teksas eyaletinde Arlinton’a 13 saatlik uçak yolculuğunda eziyet çektirerek ekonomik sınıfta göndermiş olmamıza ne demeli?
Türkiye’de özel uçak tahsis edilenler varken gururumuz kadınlara yapılan eziyetin açıklaması var mı?
Ortalama boy uzunluğu 1.90’in üzerindeki voleybolcularımızın sıkışık koltuklarda bacaklarını karınlarına çekerek iki büklüm gitmeleri biraz garip değil mi?
Sporumuzun sponsoro olan THY onlara uçak tahsis etmeyişine söylenecek söz bulamıyordum. Şimdi de federasyon iletişim eksikliğimiz oldu diyerek kendilerine savunuyorlar. Biletler 364 gün önce satıldı, onlar için yolcuları indirelim mi diye garip bir savunma…
İnsan elinde olmadan düşünüyor; acaba voleybolcularımız uluslararası kurallara göre başları açık, şortla oynuyorlar diye mi bu ilgisizlik?
İyi ki varsınız Atatürk’ün çağdaş kadınları