Haber: Damla Oya Erman 

Bu bulgu, Dünya benzeri ekzoplanetlerin, uzayın en zorlu ortamlarında bile oluşabileceğini gösteriyor, hatta bazıları yaşanabilir koşulları barındırabilir.

Almanya'nın Heidelberg şehrindeki Max Planck Astronomi Enstitüsü'nden bir araştırma ekibi, James Webb Uzay Teleskobu'nu NGC 6357 olarak bilinen bir yıldız oluşum bölgesine yönlendirdi. Ekip, bu kümelerdeki genç yıldızların çevresindeki kimyasal ortamı analiz etmeyi ve bu yıldızların yörüngelerinin yaşam barındırıp barındıramayacağını incelemeyi amaçladı.

Yaklaşık 5.500 ışık yılı uzaklıktaki NGC 6357, şu ana kadar gözlemlediğimiz en yakın bölgelerden biridir. Bu genç ve energetik yıldızlar, kalın toz bulutları içinde yanmaya başladıklarında çevrelerine güçlü yıldız flarları ve yoğun ultraviyole ışınları ile etki ederek zorlu ortamlar yaratırlar. Ancak yapılan yeni çalışma, bu kümedeki bir gezegen oluşum diskinin, su ve karbon dioksit gibi yaşam için gerekli molekülleri içerdiğini ortaya koydu.

MPIA'daki astronom María C. Ramírez-Tannus, "Bu sonuç beklenmedik ve heyecan verici!" dedi. "Bu, galaksimizin en zorlu ortamlarında bile yaşam ve yaşamın gerekli malzemeleri için uygun koşullar olduğunu gösteriyor."

XUE-1 olarak adlandırılan gezegen oluşum diski, güneşimize benzer büyüklükte bir yıldızı çevrelemektedir. Ancak bu yıldızın çok daha büyük ve vahşi kardeşleri çok uzakta değildir.

JWST'nin gözlemleri öncesinde, astronomlar XUE-1'den çok daha yakında bulunan gezegen oluşturan diskleri gözlemleyebiliyordu, bu nedenle bu disk şimdiye kadar detaylı bir şekilde incelenen en uzak disk oldu. Ayrıca, daha önce incelenen yakındaki disklerin hiçbiri, NGC 6357'deki yıldızlar kadar genç veya kütleli değildi.

Bu bulgular, potansiyel olarak yaşanabilir gezegenlerin çok büyük yıldızlara çok yakın oluşturulamayacağına dair endişeleri ortadan kaldırıyor. Daha önce bilim insanları, kütleli yıldızlar tarafından üretilen ultraviyole ışınlarının, gezegen oluşturan disklerde toz ve gazın dağılımını etkileyebileceğini ve bu da Dünya gibi gezegenlerin oluşumunu engelleyebileceğini düşünüyordu. NGC 6357 kümesi, on'dan fazla süper parlak ve kütleli yıldız içeriyor, bu da kümenin çoğunun yüksek seviyelerde UV radyasyonuna maruz kaldığını gösteriyor.

Türk yazılımcılar "siber kalkan"a güç kattı Türk yazılımcılar "siber kalkan"a güç kattı

Stockholm Üniversitesi'nden gökbilimci Arjan Bik, "Eğer yoğun radyasyon, protoplenet disklerinin iç bölgelerinde gezegen oluşumu için koşulları engelliyorsa, bunu NGC 6357'de görmeliyiz," dedi.

Ancak Webb'in gözlemlerinin sonuçları, XUE-1 diskinin kimyasal bileşiminin, galaksinin daha sakin bölgelerinde bulunanlardan çok farklı olmadığını gösterdi.

Su ve karbon dioksitin yanı sıra JWST, gezegen oluşum diskinin iç bölgesinde karbon monoksit ve asetilen izleri tespit etti, ayrıca gezegen oluşumunda önemli bir rol oynayan silikat tozu bulundu.

Araştırmacılar, NGC 6357'deki yaşamın olası varlığı hakkında daha fazla bilgi edinmeyi umuyorlar. Teleskobu, bu zorlu yıldız kümesinin farklı bölgelerinde bulunan 14 toz diski daha incelemek için yönlendirmeyi planlıyorlar.

Editör: Ayşegül Bedir AKOSMAN