Kurgu hayata aittir. Ne kadar direnç gösterilirse o kadar anlamsız bir hal alır!  Öğrenciyken sorunun başını dinlerdik,  sonunda yapılacak olan bir hamleyi göz ardı ederdik. Bu eğilimimiz her birimiz de olmuştur. Çözülebilecek bir soruyu, karma karışık  bir hale bu yargı getirir. Aslında sorun da tam olarak budur. 

Başını bildiğiniz her şeyin sonunu bilme ihtimali o kadar keskindir ki! Davranışlarımız bile buna ikna olur. Sendeleyerek ilerlemeye de buradan başlarız. Zaten başında tanıdığımızı sandığımız insanı sonrasında tanınmayan kimliğiyle yüzleşmemiz de  bundan değil midir?  Çünkü bize, bizim gibi davranır. Duvarlarımızı yıkık bir hale getirene kadar. Asıl hikâye de burada başlar. Peki ya sonra, her şey  değişir. Artık bambaşka bir hal alır. Çünkü bizimle ilgili artık bilmesi gereken her şeyi biliyordur. En kötü insan da budur.

Satış temsilcisinin yöntemini hatırlatmak isterim. Tam anlamıyla örnek oluşturacaktır. Eğitimlerde, 'Tüm kurşunlarınızı bitirmeyi!' derler. Haklı bir uyarıdır. Çünkü siz bir şeyi reddettikçe; savunma oluşturacak başka bir açıklama gelişir. Sonuç olarak, dolabınıza artık size belki de hiç lazım olmayacak bir parça daha girer.

Amaç budur. İhtiyaç yaratmak. Geliştirdiğiniz direnciniz yerle bir olur. Sistemsel bir durumdur. Çünkü bir yerlerde birileri ağız dolusu konuşarak daha fazlası için ikna etmiştir. 

Hayatımız, birilerine karşı savunma mekanizması oluşturabileceğimiz kadar uzun değil! Tabii ki hata yapmaya devam edeceğiz. Ama en azından farkında olarak ilerlersek, hata en aza inecektir. Kendimize kızmayı bırakacak bir hale geliriz.

Öfkenin en şiddetlisi, kişinin kendisine duyduğu öfke değil midir? Karşınızda ki insana kızdığınız, öfkelendiğiniz ve bağırdığınız anları düşünün. Biraz olsun rahatlarsınız. Amacım kavgaya yönlendirmek değil asla! Ama şimdi kendinize duyduğunuz öfkeyi düşünün. Şiddeti o kadar büyüktür ki herhangi birine olan kızgınlığa benzemez. Sırf bu sebep için bile dikkatli olmamız gerekiyor. 

Kişi, kendisine öfkelendiğinde; kendini af edememesi de kaçınılmazdır.  Şiddeti öylesine ağırdır ki, kişinin ruhunu ve kalbini örseler. Aksi takdirde bu tavırların toplamı bireye kan kaybettirir. Bu da zaten insanı yerle bir eder.