Müge Anlı’dan Anlı Şanlı Bir Giriş!... 

Müge Anlı, geçtiğimiz hafta inanılmaz bir şey yaptı!...İşlediği konuların çoğunda sabıkası olan sosyal medyaya hiçte hoş bakmayan Müge Anlı, herkesi şok eden bir hareketle Instagram hesabı açtı.

İlk gördüğümde inanamadım!...Helal olsun dedim kim kandırdıysa 

Instagramda hesap açan Müge Anlı bir anda takipçi hücumuna uğradı! Eh bunca yıl herkes Müge Anlı’ya ulaşmak, pamuklara sarıp sarmalığı herkesten sakındığı özel hayatından bir iki kare de olsa bir şeyler görmek istemişti.

İşte fırsat bu fırsat herkes bir saldırdı ve bir baktık ki takipçi sayısı milyonlara ulaştı hemde en organiğinden… Baktım bu kadar ilgi Müge Anlı’yı mest etmiş, çocukça bir sevinç kaplamış içini o coşku ile  herkesi takibe alacağım diyerek güzel bir jestte yaptı ama şimdilik sadece 40 kişiyi takip ediyor…

Ama olsun cidden büyük bir başarı bu… Yıllardır ATV ekranında yaptığı programlarla ve sosyal sorumluluk projelerine attığı imzalarla en güvenilir olmayı başaran Müge Anlı’ya da sosyal medyaya böyle anlı şanlı bir giriş yakışırdı.  

Bu arada ekranda gayet soğuk, gayet sert görünen Müge Anlı bir baktık ki gayet güzel şarkı söyleyen , kanun çalan, halk oyunları oynayan , şen kahkahalar atan biriymiş insanın kanka olası geliyor onun hesabını takip ederken!... 

İMDB’nin Türk Erkek Oyuncularda İlk 10’u 

Sinema veritabanı platformu imdb’nin verilerine göre Türk aktörlerler arasında sıralama belli oldu. The Serpent dizisindeki rolüyle zirveye yerleşen İlker Kaleli’yi Engin Akyürek, Çağatay Ulusoy, Kerem Bürsin ve Kıvanç Tatlıtuğ takip etti.

İşte Türk aktörlerin imdb sıralaması:

1-İlker Kaleli

2-Engin Akyürek

3-Çağatay Ulusoy

4-Kerem Bürsin

5-Kıvanç Tatlıtuğ

6-Engin Altan Düzyatan

7-Aras Bulut İynemli

8-Burak Özçivit

9-Can Yaman

10-Haluk Bilginer

Bir Mavi Tik 30 Bin TL Eder mi?

Sosyal medyada tanınır olmak özellikle reklam kazancı bakımında artı bir olay…Ama bu mavi tik işi artık iyice ayağa düştü.

Normalde mavi tikin özelliği o hesap sahibinin işinin, kariyerinin bir göstergesi, onun adına açılmış fake hesaplardan onu ayırt etmeniz gerçek kişi olduğunu kanıtı gibi bir durum 

Ama artık o kadar bomboş bir olay ki mavi tik!...

Parası olan yada o kadar paraya kıyacak potansiyele (!) sahip olan ama ne iş ne kariyer ne de kişilik bakımından mavi tikin yanından  bile geçemeyecek kişiler parasını bastırıp sosyal medyanın bu  prestijini satın alıyorlar!...

Ama unuttukları bir şey var 30 bin tl gibi sağlam bir paraya kıyan bu kişiler asla ama asla gerçek olamayacaklar ancak  kendilerini ve onlara reklam veren firmaları kandırabilirler o da bir yere kadar!...

Helalleşin Bitsin Gitsin!...

Geçen hafta en çok konuşulan konulardan biri de Hercai setinde meydana gelen kavga iddiası oldu.

Kavganın iki tarafı olayları kendi cephelerinden anlattılar…

Set sorumlusu sete geç gelen Akın Akınözü’n uyarılara şiddetle karşı geldiğini söylerken, Akınözü’de kendisinden kaynaklı olmayan sete geç kalma olayında şiddeti karşı tarafın uyguladığını beyan etti ve işi daha da ileri götürerek Midyat Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunun da altını çizdi.

İki  tarafın beyanları böyle…Aylardır zor şartlarda devam eden ve final kararı alan bir dizide sinirlerin gergin olması gayet normal, her sette yaşanabilecek olayları fazla büyütmemek lazım. Hele ki bir başrol oyuncusu kendi kariyerini böyle bir kavga ile asla baltalamak istemez bilir ki sonraki işlerde bu tür kavgalar kendisi için negatif dönüş nedeni olur…

Büyük ihtimal iki tarafında hassas bir günü idi ve bazen en ufak söz yada hareket insana çok ağır gelir ya, işte o ağırlık sete yansımış olmalı…Bence iki tarafta helalleşerek olayı tatlıya bağlamalı. 

 Fantastik Bir Dünya, Uyan - John'un Günlüğü’nde

Uyan-John'un Günlüğü, kendi evrenini yaratıyor. Üstelik bu evrenin sadece şimdiki halini değil, geçmişi de anlatılıyor. Bu açıdan Şafak Akgün, kurgu alanındaki yeteneğini henüz ilk kitaptan okuyucularına kanıtlıyor

8 Nisan'da Luna yayınlarından çıkan Uyan-John'un Günlüğü ile yazar Şafak Akgün, fantastik bir dünyada geçen öyküsü ile dikkat çekiyor.

İşte kitaptan bir kesit...

"Kapıya yaklaştığımda evin kapısı açıktı. Sarah yerde yatıyordu. Şaşkın ve üzgün bir yüz ifadesi vardı sanki. Salon altüst olmuştu, sanki bir ayı içeride koşturmuş gibiydi. Bütün camlar kırılmış, bazı fotoğraflar yırtılmıştı. Üst katlara dokunulmamıştı ama. Sarah'nın yüzünde iki derin kesik vardı, boynunun sol tarafı koparılmış, her yer kan içindeydi. Sağ ve sol kollarında yine aynı derinlikte çizikler vardı ama bunlar ikiden fazlaydı. Karnı paramparça olmuştu. O görüntüyü, o dehşeti anlatamıyorum ki... "Sarah!" diye bağırıp üstüne atlamak istedim. Son bir defa olsun sarılmak istemiştim, hem belki uyanır, bunların hepsinin kötü bir kâbus olduğunu söyler diye beklemiştim belki de. İnsan o kadar yara alıyor ki sevdiğini kaybedince..."

Ekranlar Burcu Burcu Biricik!

Her oyuncunun mesleğinde pik yaptığı bir dönem mutlaka vardır.İşte Burcu Biricik’te şu dönemde mesleğinde pik yapan isimlerden…

Ardı ardına sağlam projelerin içinde kendine yer edinen Burcu Biricik’in yükselişi devam ediyor.

Bundan 9 yıl geriye gitsek Burcu Biricik kim desek çoğumuz bu sorunun cevabını verecek kadar onu tanımıyordu…

ilk olarak 2012 yılında Düşman Kardeşler dizisinde tanıştığımız bir isim Burcu Biricik.

Daha sonra , Beni Böyle Sev, Şeref Meselesi, Hayat Şarkısı, Gün Bahar, Kuzgun ve oyunculukta tavan yaptığı Kırmızı Oda'nın Boncuk'u olarak gördük onu!

Aslına bakarsanız bayağı dizide rol almış aynı zamanda bir o kadar da sinema filmlerinde

Ne çok dizi biriktirmiş kariyerinde değil mi?

Fakat Kırmızı Oda'dan sonra sanki koca ülke onu ilk kez tanıyormuş havasına girdi ve bir den yıldızı parladı.Dediğim gibi oyunculuk kariyerinde piki yaşıyor ve biz onu daha yeni tanıyormuşuz gibi ama o bir ton yol almış pişmiş, tecrübelenmiş!

Fiziksel görüntüsü de Avrupai olunca hayli dikkat çekici oluyor ve Kırmızı Oda’dan sonra hemencik Camdaki Kız kadrosunda yer alırken bir bakıyoruz ki Netflix'in Fatma adlı dizisinde de başrolde o var!

Valla sektörde bi Burcu'dur almış başını gidiyor. Yakında bütün projelerde Burcu Biricik'i göreceğiz gibi geliyor insana, ama bence sakıncası yok işini iyi yaptıktan sonra şöhretin sersefil rüzgarında savrulmadan yoluna devam ettikten sonra varsın ekranlar Burcu Burcu olsun!...

Derdini Suya Anlat!...

Düşünsenize hayattan artık zevk almaz olmuşsunuz, tükenmişsiniz yada hayatınız boyunca biriktirdiğiniz acılar karşısında artık dayanacak gücünüz kalmamış akıl sağlığınızdan korkar olmuşsunuz ve tutuyorsunuz bir psikiyatrisin yolunu…

Giriyorsunuz bir odaya karşınızda psikiyatrisiniz “anlat bakalım” diyor..Siz tereddüttesiniz hiç tanımadığınız birine hayatınızın belkide en mahrem sırlarını anlatmaya….Karşınızda ki doktor “ merak etme burada söylediğin her şey burada kalır” ..

Güveniyorsunuz bu söze ve başlıyorsunuz anlatmaya…

Aradan belki de yıllar geçiyor ve bir dizi başlıyor çeşit çeşit hikayeler!

İzlerken yahu bu hikaye bana hiç yabancı gelmiyor derken bir de bakıyorsunuz “ merak etme burada söylediğin her şey burada kalır” dendiği için anlattıklarınız bir güzel harmanlanmış renklendirilmiş dizi olmuş çıkmış karşınıza!...

Valla artık haftanın dört günü ekrandaki bu dram psikolojik tarzı dizileri izlerken ne psikiyatrise ne de psikologa gitmeme kararı alan sanırım tek ben değilimdir.

Yarın öbür gün derdimizi ekranda hikayeleşmiş halde görmek istemiyorsak açalım muslukları suya anlatalım!

Su akar gider dertleri de alır götürür, hiç değilse kitap olup sonrada dizisi çekilip benim derdimden prim kasamaz hiç kimse!...