Sahadaki heyecanı ve şevkle dolu oynanan maçı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Basın tribününden izlediğimiz bu mücadelede dakikalar adeta adrenalin dolu geçti. Sadece 5 dakika içinde 1 golün ardından 2. ve 3. gollerin gelmesi, maçın yönünü değiştirdi. Fenerbahçe, bu gollerle hem taraftarları hem de rakibini şaşırtarak, maçın kopmasını sağladı.

Ancak bu golleri unutmayalım ki sadece şansa dayalı değildi. Onun bir hedefi olduğu düşünülmüş, iyi bir iletişim kurulmuş ve kaliteli bir şekilde atılmıştı. Fenerbahçe, sahada uyumlu performansları geliştirerek, rakibine üstünlüğünü kabul ettirdi. İlk yarı sona erdiğinde taraftarlar mest oldu ve İsmail Kartal'a övgü dolu tezahuratlarda bulundu. Bu başarı paylaşılması gereken bir övgüydü.

Ferdi Kadıoğlu takımında göz bebeği haline gelmiş. Her hafta kendine katıp beklenmedik bir üstün performans sergileyerek Fenerbahçe'ye önemli katkılarda bulundu. Topa hakimiyeti, bana göre oyun motoru olmasıyla takımı maviliklere sürükleyen bir güce dönüşmüştü. Fenerbahçe'nin geleceğinde parlak bir yıldız olarak parlıyor.

İkinci yarıda ise iletişim kesilmiş gibi görünüyordu. Başakşehir, ilk yarıya göre daha iyi bir performans sergiledi. Ancak Fenerbahce savunması, kalesini korumayı kesinlikle öğrenebilmiş. Taraftarlar, avantajın sağladığı kolaylıkla net gol pozisyonlarının sonuçlanmamasına şaşırdılar. Mert Hakan, sahadaki hareketleriyle bazen anlaşılmaz bir oyuncu gibi görünse de, Fenerbahçe için değerli bir oyuncu olduğunu nasıl başarıyorsa maça bir şekilde dahil olarak kanıtlıyor.

Syzmanski adeta bir pırlanta gibi konuşuyor ve sahada başarılı oluyor. Fenerbahçe için bu zafer, hem heyecan hem de bazı soru işaretleriyle dolu bir mücadele olarak anılarda kalacak gibi görünüyor. Soru işaretleri dedim, evet! Eyy hakemler renklerde sarı olduğu doğru, yanında lacivert var diye mi sürekli 'sarı kart şov'?