Sosyal medya paylaşımları ve kayıtları günümüzde boşanma davalarında sıkça delil olarak kullanılmaktadır. Ancak, bu tür delillerin kullanılabilirliği ve değerlendirilmesi konusunda çeşitli tartışmalar mevcuttur. Bu tartışmaların temelinde, sosyal medya paylaşımlarının özel hayatın gizliliği hakkına müdahale edip etmediği ve bu paylaşımların gerçekliği konusunda şüphelerin olup olmadığı yer almaktadır.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, Türk Medeni Kanunu'nun boşanma nedenleri sınırlı sayıda sayılmış olmakla birlikte evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle de boşanma davası açılabilir. Ancak, bu sınırlı sayıdaki boşanma sebepleri kapsamında yer alan zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl sağlığı gibi nedenlerin kanıtlanması için sosyal medya paylaşımları ve kayıtları delil olarak kullanılabilir.

Örneğin, eşlerden birinin zina yaptığının kanıtlanması için sosyal medya hesaplarında paylaşılan mesajlar, fotoğraflar veya videolar delil olarak kullanılabilir. Benzer şekilde, eşlerden biri diğerine hakaret ederek onurunu kırdıysa, sosyal medya hesaplarında yapılan hakaret içerikli paylaşımlar da delil olarak kullanılabilir.

Ancak, sosyal medya paylaşımlarının delil olarak kullanılabilmesi için bazı şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Öncelikle, bu paylaşımların gerçekliği konusunda şüphelerin olmaması gerekir. Yani, bu paylaşımların sahte olmadığı ve gerçekten o kişi tarafından yapıldığı kanıtlanmalıdır. Ayrıca, özel hayatın gizliliği hakkına saygı gösterilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, özel mesajların veya özel profillerin paylaşımlarının delil olarak kullanılması daha zordur ve özel hayatın gizliliği hakkına müdahale edebilir.

Özetle, sosyal medya paylaşımları ve kayıtları boşanma davalarında delil olarak kullanılabilir ancak gerçekliği konusunda şüphelerin olmaması ve özel hayatın gizliliği hakkına saygı gösterilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bu tür delillerin kullanımı konusunda dikkatli olunması ve profesyonel yardım alınması önerilir.

Sosyal Medya Paylaşımları Boşanma Sebebi Sayılır mı? 

Ancak, her sosyal medya paylaşımının veya mesajın boşanma davası için delil niteliği taşımayacağı da unutulmamalıdır. Sosyal medya paylaşımlarının ve mesajların delil olarak kullanılabilmesi için belirli niteliklere sahip olması gerekmektedir. Bu nitelikler şunlar olabilir:

Paylaşım veya mesajın gerçek olduğunun kanıtlanması: Paylaşımın veya mesajın gerçek olduğunu kanıtlamak için teknik bir takım incelemeler yapılması gerekebilir. Örneğin, mesajların çözümlenmesi veya fotoğrafların sahte olup olmadığının tespiti için teknik incelemeler gerekebilir.

Paylaşım veya mesajın delil konusu ile ilgili olması: Paylaşımın veya mesajın delil konusu olan olayla ilgili olması gerekmektedir. Örneğin, eşin 3. kişiyle samimi fotoğraflarının veya mesajlaşmalarının sadakat yükümlülüğünün ihlaline yönelik delil olarak kullanılabilmesi için, bu paylaşımların gerçek olduğunun kanıtlanması ve delil konusu olan sadakat yükümlülüğü ile ilgili olması gerekmektedir.

Paylaşım veya mesajın hukuka uygun şekilde elde edilmiş olması: Paylaşımın veya mesajın hukuka uygun şekilde elde edilmiş olması gerekmektedir. Örneğin, eşin sosyal medya hesaplarını izinsiz olarak takip etmek veya gizlice mesajlarını okumak hukuka aykırıdır ve bu şekilde elde edilen delillerin mahkemede kullanılması mümkün olmayabilir.

Sonuç olarak, sosyal medya paylaşımları ve mesajları boşanma davalarında delil olarak kullanılabilir. Ancak, her paylaşımın veya mesajın delil niteliği taşımayacağı, delil olarak kullanılabilmesi için belirli nitelikleri taşıması gerektiği unutulmamalıdır. Ayrıca, bu tür delillerin hukuka uygun şekilde elde edilmiş olması da önemlidir.

Sosyal Medya Kayıtları Tek Başına Delil Olarak Nitelendirilir mi?

Anayasa ve Hukuk Muhakemeleri Kanununda hukuka uygun olarak elde edilmiş delillerin davada hükme esas alınabileceğini, sosyal medya içeriklerinin belge niteliğinde ve takdiri delil kategorisinde olduğunu daha öncesinde izah etmiştik. Ancak yüksek yargı kararları ışığından sosyal medya kayıtlarının tek başına hükme esas alınıp alınamayacağı konusu üzerinde de durmamız gerekmektedir. Nitekim Yargıtay önüne birçok uyuşmazlıkta, elektronik ortamdaki fotoğraf,  görüntü veya ses kaydı gibi bilgi taşıyıcılarının tek başına olayların ispatında yeterli olmadığına, diğer delillerle desteklendikleri takdirde delil olarak hükme esas alınacağına karar vererek derece mahkemelerinin aksi yöndeki kararlarını bozmuştur. Örneğin bir davada taraflar arasında boşanma davası devam ederken davacı eş Facebook üzerinden herkese açık olacak bir başka erkekle fotoğraf paylaşımında bulunmuş, davalı eş ise bu fotoğrafı delil olarak sunmuş ancak Yargıtay bu kararında sosyal medya hesabı üzerinden yapılan paylaşımın, boşanmada kusura ve boşanmanın sonuçlarına ilişkin karar vermede tek başına yeterli olmadığına hükmetmiştir.