Musul

Irak’ın en büyük ikinci kenti Musul, 10 Haziran 2014'te DEAŞ’ın eline düştü. Yaklaşık 3 yıl DEAŞ işgalinde kalan kent 10 Temmuz 2017'de Irak ordusu tarafından kurtarıldı.

Terör örgütünün işgali sırasında büyük yıkıma uğrayan kentte aradan geçen 6 yılda hayatın normale döndürülmesi ve altyapı, yaşam alanları, yollar, tesisler ve tarihi yapıların yeniden imarı için çeşitli çalışmalar yapıldı.

Musullular işgalden kurtuluşun 6. yılında kentin normalleşme süreci ve ihtiyaçları hakkında konuştu.

"Sağlık sektörü ihmal edilmiş durumda"

Kent merkezindeki Paşa Camisi İmamı Ragıb Muhammed Said, Musul'da şu an emniyet sorunu yaşanmadığını ve bunun hem halkın hem de güvenlik güçlerinin sayesinde gerçekleştiğini söyledi.

Said, "Musul’da altyapı ve yollar konusunda çok proje yürütülüyor fakat sağlık sektörü ihmal edilmiş durumda. Bu bizi endişelendiriyor. Sağlık alanında da ilgili kurumların gerekli adımları atmasını bekliyoruz." dedi.

Musul halkı ve özellikle yakınlarını kaybedenlerin hükümetten yardım beklediğini belirten Said, bu konunun hükümetin gündeminde yer bulmasını talep etti.

"Şehrin kimliğini ve geçmişini korumak için daha fazla çaba göstermemiz gerekiyor"

Bab Saray Çarşısı'nda 1897'den bu yana hizmet veren bir kahve dükkanı işleten Muhammed Serhan, Musul'un Irak’ın en kadim şehirlerinden biri olduğuna dikkati çekti.

DEAŞ zamanında Bab Saray Çarşısı'nın açık olduğunu ancak halkın korku içinde yaşadığını söyleyen Serhan, "Şimdi çarşının durumu çok iyi. Şehrin altyapısının yeniden inşası için çalışmalar başladı. Havalimanı da yeniden yapılıyor. AA aracılığıyla tüm ilgili kurumlara sesleniyorum; şehrin yeniden imarı için yardım elini uzatın." diye konuştu.

Musul’da 2019’da kurulan ve gençlere yönelik çeşitli eğitim ve kültürel faaliyetler gerçekleştiren Beytuna Kültür Merkezi Başkanı Sakar Zekeriya ise DEAŞ'ın Musul’daki birçok tarihi yapıyı yok ettiğini hatırlattı.

ABD üniversitelerindeki Filistin destekçisi protestolara işçi sınıfı da dahil oldu ABD üniversitelerindeki Filistin destekçisi protestolara işçi sınıfı da dahil oldu

Zekeriya, şimdilerde gençlerin şehrin tarihi dokusunu korumak için daha fazla sorumluluk aldığını vurguladı.

"Musul’un kurtuluşunu andığımız günlerde şehrin kimliğini ve geçmişini korumak için daha fazla çaba göstermemiz gerektiğini fark ediyoruz." diyen Zekeriya, DEAŞ’ın bunu yok etmeye çalıştığını kaydetti.

Zekeriya, şunları söyledi:

"DEAŞ Musul’u işgal edince cami, kilise, dini mekanları, türbeleri ve tarihi yerleri bombaladı. Gazetecileri öldürdü. Şehrimizde oluşan tahribatın onarılabilmesi için daha fazla gayret göstermeli ve muhtelif faaliyetler yürütmeliyiz. Kurumumuz Musul’un kültür, folklor ve tarihini dokusunu yeniden canlandırmak için çalışıyor."

"Şimdi güvenli bir ortam var"

Beytuna Kültür Merkezi çalışanı Dr. Ahmed Necdet de DEAŞ’ın yaptıklarından sonra Musul’un medyada yanlış temsil edildiği değerlendirmesinde bulundu.

Necdet, "Biz Musul’un gerçek kimliğini ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Çünkü Musul zengin bir tarihi ve mirası olan, insanlığa katkısı olan, sanat ve önemli isimlerle dolu en eski kentlerden biri." dedi.

Kentin özgürleştirilmesinden 6 yıl sonra çok şeyin değiştiğini belirten Necdet, Musul’u "Irak sınırlarında en güvenli şekilde yaşanabilecek kent" olarak tanımladı.

Eski şehir bölgesinin yeniden inşa edilmesi gerektiğini aktaran Necdet, ekonomik durumun tamamen düzeltilemediğini, sağlık sisteminde de önemli ihtiyaçlar olduğunu, özellikle yeni bir hastane istediklerini vurguladı.

Bir diğer Beytuna çalışanı Yasir Goyani de, “Terör örgütleri nedeniyle Musul’daki büyük projeler ve kalkınma yolundaki adımlar sekteye uğramıştı. Musul 2017’te kurtarıldıktan sonra halk rahat bir nefes almaya başladı. Şimdi güvenli bir ortam var. Stratejik projeler birer birer hayata geçiriliyor.” ifadelerini kullandı.

AA

Editör: Duha Sena Oskay