Hayat pahalılığının her gün arttığı, her yerde maneviyat yerine metanın konuşulduğu bir çağdan merhabalar...

Kaygılar ve kavgalar değişti dostlar.

Eskiden "dünya sürgününü, şanla, şerefle, kutlu islam davasına hizmet etmekle" bitirme gayesi olan bizler, şimdi parayla, şöhretle, makamla bitirme gayreti güdüyoruz.

Bizler de artık "desinlere" hizmet veriyoruz.

Allah ve davasını dert etmeyi bırakın, unuttuk bile!

Peki Allah kendisini unutanı hatırlar mı?

Davasını dava edinmeyen sonuçta hezimete uğramaz mı?

Tevhid sancağının kalbimizde dalgalandığı günlerden geldik!

Parti sancağına gönüller verdik!

Ne zaman bu gidişe bir dur diyeceğiz?

Ne zaman yüzümüzü yeniden Rabbimize döneceğiz?

Sadece manevi sıkıntılarımız da yok!

Dünyayı da mamur edemedik!

Uğrunda ahireti  feda ettiğimiz dünyadan da faydalanamadık!

Allah'ı anlamadığımız gibi dünyayı da anlamadık!

Fıtratı hazıra, ranta, betona teslim ettik!

Çeşit çeşit hastalıkların pençesinde kıvranıyor insanlık!

Ruhsal hastalıklar da cabası...

Sebep?

Topraktan yaratılan insanı, fıtratından uzaklaştırdı sistemler...

Bireyselleştik.

Yalnız kaldıkça daha kolay yem olduk.

Hayat pahalılığı ortada.

Hayvancılık yapan bir arkadaş geçen gün bir şeyler karalamıştı...

Çok haklı bir serzeniş olduğu için köşeme taşımak istedim.

Petrol ve ürünleri küresel çapta yükselişte yine.  İster istemez bu hepimizi rahatsız ediyor. Nasıl etmesin ki? Hepimiz petrole bağımlıyız.  

Peki ne yapmalıyız?

Oturup sürekli şikayet edeceğiz.  

Çözüm mü? Değil. 

Oturup çare düşüneceğiz.  

Çözüm mü? Olabilir.  

Şu anda dünyadaki yerleşik finansal sistem fakiri daha da fakir, zengini de daha zenginleştiriyor mu? 

Bizce, evet. 

Etrafımızda donanımsız, liyakatsız ve vizyonsuz yöneticiler, fırsatçı iş insanları, dolandırıcılar vs kol geziyor mu? 

Evet. 

Geçtiğimiz yıllarda köylerden kentlere kontrolsüz bir göç oldu mu? 

Evet. 

Eğer şu anda şehirde yaşıyorsak ve kazandığımız para kiramızı, yeme ve içmemizi karşılamıyorsa, burda bir sıkıntı var mı? 

Var.

O zaman, vakit çok geç olmadan köyümüze dönüp, bahçelerimize sebze meyve eksek, arazilerimizi ekip biçsek, dağlarımızdaki ovalarımızdaki otları hayvanlarımıza yedirerek, onlardan et, süt,  peynir, çökelek, tereyağı, yoğurt, yün vs üretsek daha faydalı olmaz mı? 

Çoğumuzun aklına çocukların okulları gelecek, köyler kalabalık olduğunda öğretmenler köye de gelir. Boş köylere devlet niye öğretmen göndersin?

Siz istediğiniz kadar maaşlara zam yapın,  istediğiniz kadar faizleri yükseltin, istediğiniz kadar dövizi düşürün...

ÜRETMEDİKÇE BU İŞ OLMAZ arkadaşlar!

Eldeki her fırsatı değerlendirmek zorundayız.

Saygı sevgi çerçevesinde, varsa düşüncelerinizi yoruma derli toplu şekilde yazın, birlikte düşünelim. Aynı gemideyiz. 

Bizce köye dönmeye ikna edilen her kişi kârdır.

Saygılar...