Haber: Damla Oya Erman
Nazi-Sovyet Paktı'na rağmen 22 Haziran 1941'de Nazi Almanyası, SSCB'ye karşı büyük bir saldırı başlatıyor. Üstün hava kuvveti desteğiyle Alman ordusu, Rus düzlüklerinde hızla ilerleyerek Kızıl Ordu ve Sovyet nüfusuna büyük kayıplar veriyor. Ancak Sovyetler direniyor ve kışın gelmesiyle Alman saldırısı duruyor.
1942 yaz taarruzunda Adolf Hitler, General Friedrich Paulus komutasındaki Altıncı Ordu'yu güneydeki Stalingrad'ı ele geçirmek üzere görevlendiriyor. Almanlar, Volga Nehri'ni geçerken şehri yakıp yıkan Dördüncü Hava Filosu ile birlikte Stalingrad'ı kuşatmaya alıyorlar. Ancak Sovyetler, şehir enkazını savunmada kullanarak direniyor. Böylece, Stalingrad Muharebesi, II. Dünya Savaşı'nın en dehşet verici çatışmalarından biri olarak başlıyor.
Alman Altıncı Ordusu, yıkık şehirdeki Sovyet direnişiyle karşılaşıyor. General Vasily Chuikov liderliğindeki Kızıl Ordu, sokak sokak çatışarak ve enkazı savunma avantajına çevirerek Alman ilerlemesine karşı koyuyor. Muharebe, sokak çatışmalarında hızlı ilerlemeler ve her iki tarafın zor koşullar altında yaşamasıyla dikkat çekiyor.
Stalin, kasım ayında bölgeye yoğun takviyeler göndererek, 19 Kasım'da General Zhukov liderliğinde büyük bir karşı taarruza geçiyor. 500.000 Sovyet askeri, 900 tank ve 1.400 uçakla gerçekleşen bu saldırı, Almanları hızla kuşatıyor ve üç gün içinde 200.000'den fazla Alman askeri çembere alınıyor.
Stalingrad'daki İtalyan ve Rumen birlikleri teslim olurken, Almanlar direniyor. Ancak kuşatma altında kalan Almanlar, hava yoluyla sınırlı tedarik alabiliyor ve takviye bekliyor. Sovyetler, 21 Ocak 1943'te son havaalanını ele geçirerek Almanları tamamen tedariksiz bırakıyor. 31 Ocak'ta Paulus, güney cephesindeki Alman kuvvetlerini teslim ediyor ve 2 Şubat'ta geriye kalan Alman birlikleri teslim oluyor. Sadece 90.000 Alman askeri hayatta kalıyor ve bunlardan sadece 5.000'i Sovyet esaretinden kurtularak Almanya'ya dönebiliyor.
Stalingrad Muharebesi, Almanya ile Sovyetler Birliği arasındaki savaşın kaderini değiştiriyor. Zaferin önemli figürlerinden General Chuikov, daha sonra Sovyet ilerlemesini Berlin'e yönlendiriyor. 1 Mayıs 1945'te Berlin'in teslimiyetini kabul ediyor. Paulus ise Sovyet esaretinde Hitler'e karşı agitasyon yaparken, 1953'te serbest bırakıldıktan sonra Doğu Almanya'ya yerleşiyor.
