Orta Çağ'da Türk boylarında 1279 yılında da Bağdat Emirlerinin hizmetinde olan adamlardan birinin pek çok kişinin karısına ve kızına sarkıntılık ettiği tespit edilmiş ve söz konusu kişi yakalanarak idam cezasına çarptırılmıştı. Cezası büyük bir kalabalığın önünde tatbik edilmiş ve adam önce bir arabanın üzerine dikilmiş olan çarmıha bağlanmıştı. Daha sonra diline iki tane büyük çuvaldız sokulmuş ve bu halde Bağdat sokaklarında gezdirilmişti. Bu sırada arabanın üzerinde yanında bulunan görevli de onu tokatlayarak işlediği suçları sayıp “İşte yaptıklarının cezası budur” diyerek bağırmıştı. Sonunda suçluyu Dicle’nin kıyısına getirmişler ve burada toplanmış olan halkın huzurunda kafasını keserek köprünün üzerine asmışlardı. Cesedi ise yine teşhir edildikten sonra yakılmıştı.

Söz konusu örneklerin dışında Memluk Sultanı Baybars zamanında kadınlara dokunmak suretiyle sarkıntılık eden bazı komutanlarla vali vekillerinin ellerinin kesildiği ve bazılarının da dövülerek öldürüldüğü bilinmektedir. Ancak bu tür suçların içerisinde herkes tarafından en büyük tepki çekeni ise halk arasında “sübyancılık” olarak adlandırılan, çocuklara uygulanan cinsel istismardı. Memlukler zamanında bu tipte suçlara ve cezalandırmalara rastlanmaktadır. Somut örnek verecek olursak altı yaşındaki bir çocuğa tecavüz eden bir köylü, yakalandığında önce halkın önünde kazığa oturtulup kamçılanmış ve bu surette, üç gün boyunca acılar içerisinde can çekiştikten sonra ölmüştü. Yine küçük bir çocuğa tecavüz ettikten sonra konuşmasın diye boğup cesedini kuyuya atan bir terzi de cinayet yerinde idam edilmiş, ardından da cinsel organı kesilip boynuna asılmıştı.

Çoğaltabileceğimiz örneklerden görüldüğü üzere, Ortaçağ Türk Devletlerinde, tecavüzcülere verilen bu cezaların, diğer insanlara ibret olması ve onları caydırması için kalabalık kitleler önünde sergilenmesine özellikle dikkat edilirdi. Osmanlı imparatorluğu döneminde tecavüz eden erkeğin cinsel organı kesilir veya idam edilirdi ve de kadın tecavüz edildiğini ispatlamayan kadın cezalandırılırdı. İslam’da en düşük ceza seksen sopa halkın önünde gerçekleşirdi. Sıralı sayarsak halkın önünde ağır söz söylenmesi dayak hapis ve de ölüm ile cezalandırırdı. Ne dinden ırktan olursa olsun tecavüz cezasız kalmamalı en büyük ceza kişinin ahiretini yakmasıdır lakin anayasada da on iki yıldan az olmamakla hapis cezası veriliyor  yaşça küçük çocuklara yapılan ceza da aynı   olmamalı ve de halkı  korkutan caydıran cezalar verilmeli şahsım olarak idam gelmeli.