Leyla, Siyah Kalp, Bir Gece Masalı
“EKRANIN YILDIZLARI”
Leyla: Hayat… Aşk… Adalet
“Birilerinden nefret etmek sevmekten daha iyidir. Sevgi zayıflatır, nefret daima daha güçlü yapar insanı…”
Çocukluğumuz hayatımızın en unutulmaz günlerini cebimizde taşıdığımız hatıralarımızdır. Çocukken anılarımız bize çok büyük gelir, sanırız ki hep o büyük anların içinde mutlu mesut yaşayacağız, kötülükler bizden uzak duracak. Sadece masalların içinde kötü karakterlerin olduğunu zannederiz. Bazı çocukların kabusu da hiç bitmez. Çocukken başlar ve bizimle birlikte büyür. İşte küçücük kalplerde biriken nefret, sen büyüdükçe seni daha çok içine çeker.
Küçük Leyla’nın yaşadığı dram hepimizi üzdü, değil mi? Hem annesiz hem babasız kalmış, kötü kalpli üvey annesinin hışmına uğramış küçük kız… Hikaye o kadar en baştan başladı ki, sanki bir masaldı Leyla’nın yaşadıkları ve Leyla, büyüyüp, Ela olduğunda Leyla’nın hikayesi de bitti.
Biz bir bölüm boyunca küçük Leyla’yı izledik ve çok beğendik. Gonca Vuslateri ve Melisa Duru Ünal ikili bir resital izlettiler. Bence en güzel aşk sahnelerinden daha gerçek daha can acıtıcıydı. Saatlerce o ikisini izleyebilirdik. Leyla’nın hikayesi kimsesiz olduğu gün başladı ve orada bitti. Peki ya Ela’nın hikayesi… O yeni başlıyor.
Leyla ile Cino’nun yarım kalan hikayesi Ela ile Civan olarak kaldığı yerden devam edecek. Peki onların hikayesi mi yoksa çocukların hikayesi mi daha çok ilgi çekecek? Ben Leyla’nın hikayesini daha çok merak ettim. sanki dizi ilk bölümünden hikayesini tüketmiş gibi hissettirdi. Finalin son yarım saatinde Civan ile Leyla’nın yolculuğunu izlemek ilk yarım saatten sonra beni tatmin etmedi. Yapıştırma bir aşk hikayesi gibiydi. Bence bölümün kahramanları Leyla ve Nur oldu. Ay bitmeden diziler sezona girmiş olacak, reytingler o zaman kendin belli eder, ama Ela’nın hikayesi, Leyla’nın intikamı altında ezilecek gibi duruyor…
Siyah Kalp
“ O kadının Simsiyah bir kalbi var”
Ağır bir aile dramı, çocuklarını terk eden bir anne, babaannenin büyüttüğü eksik çocuklar, başkalarına annelik yapan siyah kalpli bir anne… Yıllar sonra Ece Uslu’yu kötü anne olarak izlemek farklıydı. İyiyi nasıl muhteşem bir şekilde yansıtıyorsa, kötüyü de öyle canlandırmış. Daha ilk bölümden anneliğinin ne kadar kara olduğuna hepimiz inandık.
Sumru Şansalan’ın hikayesi siyah kalpli bir anneyi anlatsa da, kalbini karartan asıl nedeni öğrenmiş değiliz. Ben Siyah Kalbin hikayesini çok beğendim. Her taraftan kaos her taraftan entrika fırlıyor. Güzel işlenirse en az üç sezon ilerleyecek dizi… Sadece Burak Tozkoparan & Hafsanur Sancaktutan, Aras Aydın & Leyla Tanlar çiftini bir türlü uyumlayamadım. Sanki ikisini shiplediğimizde fotoğraf eksik kalıyor. Yıllar önce Paramparça dizisinde Leyla ve Burak çiftini iki kardeş olarak izlemiştik. Aradan 10 yıl geçti, ama ekranda onları izlediğimde hala 15 yaşındaki o çocuklar gözümde canlandı.
Yarım kalmış çocukların içindeki kırıklardan korkun. Doğduğu gün çocuklarını terk etmiş bir annenin hangi açıklaması o günlerin acısını öğretebilir ki? Bu duyguyu bize sonuna kadar hissettirdiler. Nuh ve Melek ikiz kardeş olarak bana çok geçti. Babaannelerin ölümüyle hayatları tamamen değişen ikiz kardeşler, doğdukları gün onları terk eden annelerinin şehrine gitmeye karar verirler.
Çocukların annelerine açtığı savaşla yeni bir sayfa açılıyor. Ben her ne olursa olsun Sumru’nun çocuklarına zamanla alışıp, onların arkasında olacağını düşünüyorum. Perşembe günü ekranda büyük bir savaş başlayacak. Umarım bu reyting savaşında kazanan Siyah Kalp olur
Bir Gece Masalı
Urfalı’yla, Nemrudun kızı Canfeza’nın yenik başlayan aşk hikayesi. Denizli’nin büyülü atmosferinde tesadüflerin birleşimiyle imkansız bir aşk hikayesini anlatıyor. Yeni sezonun en iddialı işlerinden biri; reyting olarak ikinci bölümünde kanalın yüzünü oldukça güldürdü.
Bir Gece Masalı için en büyük tereddütleri bulunan bendim. Dizi yeni sezona başlamadan önce Su Burcu Yazgı & Burak Deniz ikilisine çok soru işaretiyle bakıyordum. Su Burcu Yazgı duru güzelliğiyle, kuşkularımı geride bıraktı.
Masum bir güzellikle, nefreti kalbinde taşıyan zalim bir adamın hikayesi her zaman ilgi çeker. Burak Deniz; her oynadığın rol bu kadar mı yakışır. Kara kalpli bir adamın kalbini de ancak böyle masum bir güzellik aydınlığa çıkartabilirdi. Çok fazla tesadüfler bir arada olduğu için ilk bölümün inandırıcılığında çok zorlandım. Urfalı ne zaman kafasını çevirse Canfeza’yı gördü. Şehre yeni gelmiş birinin sürekli aynı kızla karşılaşması ne kadar mümkün? Bilemedim.
İkinci bölüm hikaye daha oturmuş, aşk hikayesi daha inandırıcı, seyirci daha kendini kaptırmıştı. Siz Mahir’in yerinde olsaydınız babanızın intikamını mı seçerdiniz yoksa aşkınızı mı? Hele bir de Canfeza’nın Mahir’e sonsuz güvenişi… Ekran başındaki herkesin “Hadi Urfalı, Canfeza’yı bırakma” dediğine yemin edebilirim. Şimdi ne olacak? Canfeza o nikah masasından imzayla dönmese bile artık Selim o sözün peşini bırakmayacak.
Mahir, dedesinin peşine düşmesinin altındaki musibetten habersiz, Canfeza’yla arasındaki tek engelin babasının cenazesi olduğunu düşünüyor. Oysa İstanbul’da çok daha büyük bir felaket kapılarında… İşte sevgili izleyiciler dizi tam bir kaos yumağı, Türk halkının en sevdiğinden, ben bu senenin galibi olarak Bir Gece Masalı’nı görüyorum.