Fenomenler üzerinden Türkiye’ye karşı sinsi bir operasyon yürütülüyor. Ülkemizde yaşanan olumsuzlukların fenomenler tarafından servis edilmesi tesadüf değil, açık bir algı savaşıdır. Son dönemde yabancı fenomenlerin ülkemize yönelik bilinçli, sistemli ve kurgulanmış şekilde yürüttükleri karalama kampanyaları hepimizin gözleri önünde gerçekleşiyor.

A W479585 04

Özellikle sosyal medya üzerinden yayılan bu içeriklerin hedefi çok net olarak, Türkiye’nin en güçlü gelir kaynaklarından biri olan turizm sektörüne darbe vurmaktır. Türkiye, sadece 2023 yılında 54,3 milyar dolarlık turizm geliri elde etti. Bu, ülke ekonomisi için hayati öneme sahip bir kaynaktır. Dolayısıyla bu sektöre yapılan her saldırı, ekonomik, diplomatik ve toplumsal sonuçlar doğuracak kadar ciddi bir tehdittir.

Burada birkaç kişinin kötü tecrübesinden veya bireysel sorunlardan söz etmiyoruz. Bu, bilinçli şekilde seçilen, çarpıtılan ve kurgu haline getirilen içeriklerin organize biçimde kamuoyuna servis edilmesidir. Koreli fenomen başta olmak üzere bazı yabancı içerik üreticileri, neredeyse her gün taciz, dolandırıcılık ve kötü muameleye uğradıklarını iddia eden videoları art arda yayımlıyor. Tesadüf mü? Değil…

A W479585 05

Gelin açık konuşalım. Avrupa'nın göbeğinde, Münih'te, Amsterdam’da, Paris'te, Roma’da bizler hangi rezaletlerle karşılaştık, hangi sokaklarda uyuşturucu, fuhuş ve gaspın kol gezdiğini gördük, biliyoruz. Ama bu ülkelere giderken onların çirkinliklerini değil, güzelliklerini ön plana çıkarmayı tercih ettik. Çünkü biz, misafir olduğumuz yerde medeniyetimizin gereğini yerine getiririz. Ayrıca otobanda yalnız ve korumasız bir şekilde yürüyerek başımıza kötü bir hadise gelmesine davetiye çıkarmayız. Birileri bize kötü bir şey yapmaya kalktığında da orayı terk ederiz. Belanın üzerine gidip, o belayı kayda almak için rezil insanların olduğu ortamlarda da bulunmayız.

Ama görüyoruz ki ülkemize gelen bazı fenomenler, misafirlik hukukunu hiçe sayarak Türkiye’nin güzelliklerinden değil, istisnai olumsuzluklardan beslenerek izlenme peşine düşüyor. Üstelik mesele artık sadece izlenme değil, planlı ve organize bir Türkiye karşıtı operasyona dönüşmüş durumdadır.

A W479585 06

Bu bir algı savaşıdır…

Geçtiğimiz günlerde meslektaşım Özgür Feyiz’in yaptığı video, bu sinsi tuzağın altını net biçimde çizdi. İzlediğimde her bir sözüne hak verdim. Bu tuzaklara karşı hepimiz uyanık olmak zorundayız. Çünkü mesele birkaç kötü niyetli fenomenin şahsi derdi değil, ülkemizin imajına, ekonomisine, turizmine ve istikbaline yönelmiş sistematik bir saldırıdır.

Geçtiğimiz ay gerçekleştirdiğimiz 9 günlük Avrupa seyahatimizde bizzat şahit olduk. Münih’te Filistinlilerin yürüyüşüne katılıp Filistin’e Geri Dönüş Platformu yöneticileriyle buluşmamızın hemen ardından, peşimize takılan sivil görünümlü, ajan tipli şahıslar dikkatimizden kaçmadı. Garip teklifler, tuhaf yaklaşımlar ve bazı ülkelerde organize şekilde üzerimize oynanan senaryolarla yüzleştik. Bu durumu bağlı olduğumuz kuruma Avrupa’dayken yazılı olarak bildirdik. Bu yaşadıklarımız, aslında neyle karşı karşıya olduğumuzu çok net şekilde ortaya koyuyor.

Eli cebinde, sanki bıçak veya silah tutuyormuş gibi tehditkâr şekilde yaklaşarak ıssız bir yerde para isteyenler de oldu. Ama biz bu durumu kameraya çekip mağdur edebiyatı yapmak yerine, onların anladığı dilden konuştuk. Bir Türk gibi dimdik durduk. O ucuz tehditlere pabuç bırakmadık ve oradan uzaklaştık. Ayrıca bilinçli bir şekilde, genelde kameraların olmadığı kontrolsüz noktalarda bulunmamaya da özen gösterdik. Çünkü bu tiplerle bir daha karşılaşmak istemedik.

Şimdi soruyorum… Bu yaşananları kameraya çekip “Bakın Avrupa’da gasp ediliyorduk” diye dünyaya servis edip, bu durumu reyting olarak kendi çıkarımıza mı çevirmeliydik?

Veya yıllar önce Belçika'nın Antwerpen şehrinde, Sportpaleis Antwerpen salonunda vestiyere fişle teslim ettiğim montumun Flamanlar tarafından çalınması ve o lüks işletmenin zararı karşılamaması sonrası, sosyal medyada tüm Belçikalıları zan altında bırakıp, “Bu millet güvensiz, hırsız” mı demeliydik?

Bir kişinin namussuzluğu, birinin hırsızlığı, tüm bir milleti yaftalamak için asla gerekçe olamaz. Bu ne ahlaki ne vicdani ne de insanidir.

Sorum net… Biz Avrupa’nın pisliklerini videolarla dünyaya servis etsek ne olur?

Yapabiliriz. Emin olun elimizde fazlasıyla malzeme var. Ama yapmıyoruz. Çünkü biz değer biliriz. Biz, kökü asırlara dayanan misafirperverliğin, vicdanın ve adaletin temsilcisi olan bir milletiz. Fakat bu asla sessiz kalacağımız anlamına da gelmez.

Kimin ne oyun oynadığını, kimin hangi kirli ajandanın piyonu olduğunu çok iyi biliyoruz. Bilinsin ki bu millet, bu ülke sahipsiz değildir. Türkiye ise bir muz cumhuriyeti hiç değildir.

Dünyanın hiçbir ülkesi, kendi topraklarında kendi imajına zarar verecek, ekonomisini baltalayacak faaliyetlere göz yummaz. ABD, Fransa, Almanya dahil, onlarca ülke, güvenlik, kamu düzeni veya ulusal çıkarları tehdit eden kişilere anında giriş yasağı koyar. Türkiye de artık bu konuda gerekli refleksi göstermelidir.

Artık yetkililerimizin acilen harekete geçmesi gerekiyor. Ülkemizde kötü niyetli şekilde içerik üreten, karalama kampanyaları yapan yabancı fenomenler ile yerli işbirlikçileri tespit edilmelidir. Bu kişiler hakkında giriş yasakları uygulanmalı ve hukuki süreçler ivedilikle başlatılmalıdır.

Bu kirli senaryoları ve sinsi operasyonları yalnızca iç kamuoyuna değil, dünya kamuoyuna da anlatmak zorundayız. Türkiye’nin güzelliklerini görmezden gelip, çirkinlik kurgulayan bu yapıları ifşa etmeli ve açıkça şu cümleyi kurabilmeliyiz:

“Bakın! Türkiye’ye karşı nasıl bir operasyon yürütülüyor. Ve işte bu operasyonu yapanların Türkiye’ye girişine izin verilmiyor.”

Aksi halde, birileri tarafından beslenen bu kirli sosyal medya ordusu, ülkemizi ve turizmimizi hedef almaya, imajımızı lekelemeye devam edecek. Ayrıca ülkemizi karalamayı meslek edinmiş fenomenlere malzeme yaratan kural tanımaz, ahlaksız ve arlanmaz kişilere de müdahale edilmezse azgınlıkları artacaktır.

Bu yazı, bu oyunu oynayanlara da onlara malzeme olanlara da göz yumanlara da açık ve net bir gözdağıdır.

Türkiye sahipsiz değildir. Biz buradayız…

Fotoğraflar Kaynak: İHA