CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e, Sırrı Süreyya Önder’in cenazesi sonrası AKM çıkışında gerçekleştirilen yumruklu saldırı, Türkiye’de uzun süredir üzeri örtülmeye çalışılan derin bir sorunun yeniden gün yüzüne çıkmasına neden oldu. Saldırgan S.T.’nin yalnızca fiziki eylemi değil, geçmişine dair ortaya çıkan bilgiler ise bu olayın sıradan bir asayiş meselesi olmadığını açıkça gözler önüne serdi.
2004 yılında Hatay’da öz evlatlarını hem silahla hem de bıçakla katleden bu şahsın, yıllar sonra toplum içinde elini kolunu sallayarak dolaşabiliyor olması, yalnızca bireysel değil, sistemsel bir zafiyetin de göstergesidir. Böyle biri nasıl olur da toplumun ortasında bir siyasi lidere bu kadar kolay ulaşabilir? Bu sorunun yanıtı sadece bugüne değil, geçmişte göz ardı edilen yüzlerce vakaya bakılarak da aranmalı.
UZMANLAR NE DİYOR, KAMUOYU NE DÜŞÜNÜYOR?
Olayın hemen ardından psikologlar, psikiyatristler, hukukçular, siyasetçiler ve kanaat önderleri konuyla ilgili görüşlerini beyan etti. Televizyonlarda “aramızda dolaşıyorlar” söylemleri öne çıktı. Bugün ekran başında dehşetle konuşulan bu gerçeği toplumun büyük kısmı zaten uzun süredir hissediyor ve yaşıyor. Ancak anlaşılan o ki toplumun bazı kesimleri için “tehlikenin” anlaşılması, ancak siyasetin zirvesine ulaştığında mümkün olabiliyor.
Peki bu saldırı bir ilk miydi? Elbette hayır. 2024 yılında İzmit’te birbirini tanımayan dört kişi, aynı gün içinde bıçaklandı. Bursa’da bir madde bağımlısı genç, üç kişiyi aynı gün bıçaklayarak sokakta terör estirdi. Kocaeli merkezde bir şahıs, tanımadığı bir vatandaşı 7 bıçak darbesiyle öldürüp, “kendimi oyunda zannediyordum” dedi. Bu liste uzayıp gider… Bugün Özgür Özel’e yapılan saldırıya şaşıranlar, geçmişte sessiz kaldıkları için bu olayların önünü açtıklarını kabullenmelidir.
GEÇMİŞTE YAŞANAN TEKSTİL KRİZİ VE KAPKAÇ SÜRECİ
Yıllar önce yaşanan büyük tekstil krizi sonrası binlerce genç işsiz kaldı. Bu gençlerin bir kısmı zamanla sokaklarda sürüklendi, kahvehanelerde zaman öldürdü, bazıları ise kapkaç olaylarına karıştı. Özellikle İstanbul’un arka sokaklarında yaşayan insanlar bu suçların ilk mağdurlarıydı. Kadınların çantaları motorlu kapkaççılar tarafından çekip alınıyor, haber merkezlerine peş peşe “acil müdahale” çağrıları geliyordu.
Ancak çözüm, gariban mahallelerde işlenen suçlar nedeniyle değil, bu suçlar Etiler, Ulus ve Tarabya gibi semtlerde yaşanmaya başladığında geldi. Jazz barlarda müzik dinleyen elit kesimin kızları da kapkaç kurbanı olunca yasal düzenlemeler yapıldı, sokak güvenliği artırıldı ve kapkaç sorunu büyük ölçüde ortadan kaldırıldı.
BU KEZ YİNE AYNI NOKTADAYIZ
Bugün Özgür Özel'e saldıran kişi, 20 yıl önce işlediği vahşi cinayetlere rağmen topluma “bırakılmış.” Sıradan insanlar bu kişilerle aynı sokakta, aynı durakta, aynı pazarda yaşıyor. Ne zaman ki bu kişiler bir siyasi figüre saldırıyor, işte o zaman toplum uyanıyor. Ama artık çok geç. Çünkü zarar, sadece o ana değil, yıllar boyu süren ihmale dayalı.
Bu ülkenin iyi insanlarının kötü olmadan da zarar görmeyeceğini güvence altına almadıkça, huzurlu bir toplum kurmamız mümkün değildir. Bugün bir genel başkan saldırıya uğradı diye alınacak koruma tedbirleri, bu sistemin çözümü değildir. Kalıcı çözüm, ruh sağlığı bozuk bireylerin sokakta elini kolunu sallayarak dolaşmasının önüne geçmektir. Aksi halde, siyasi kimliği olmayan vatandaşlar yıllardır olduğu gibi yine sessizce hayatlarını kaybedecek ve kimse fark etmeyecek.
Bu yazının sonunda sizden sadece bir şey rica ediyorum:
“Lütfen sesimizi yalnızca elitlerden değil, sokaklardan da duyun.”