Altınbaş Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre, üniversitenin düzenlendiği "Cumhuriyet'in 100. Yılında Çocuk ve Kadın Sağlığı" kongresinde dijital dünyanın karanlık yüzü "siber zorbalık" konusu tartışıldı.

Açıklamada kongredeki konuşmasına yer verilen Çakıroğlu, son zamanlarda yaşanan siber zorbalık vakalarıyla çok sık karşılaştıklarını aktardı.

Yapay zeka yemek tarifi de veriyor, merhum sanatçıya şarkı da söyletiyor Yapay zeka yemek tarifi de veriyor, merhum sanatçıya şarkı da söyletiyor

Çakıroğlu, ergenlik yaşındaki gençlerin gözle görülür bir artışla uğradıkları siber zorbalık nedeniyle çeşitli psikolojik problemler yaşayabileceklerini vurguladı.

Siber zorbalığın, dijital teknolojiler kullanılarak gerçekleştirilen bir tür zorbalık olduğunun altını çizen Çakıroğlu, bunun sosyal medyada, mesajlaşma, oyun platformlarında ve cep telefonlarında görülebildiğine işaret etti.

Çakıroğlu, UNICEF'in, 2017'de yayımladığı "Dijital Dünyada Çocukların Durumu" adlı raporunda dijital dünyanın çocuklar için daha güvenilir ve sağlıklı bir konumda tutulması gerektiğine ilişkin ülkeleri uyardığına değindi.

Raporda, dijital dünyanın içerdiği risklerin içerik, iletişim ve davranış olarak sınıflandırdığını belirten Çakıroğlu, şunları kaydetti:

"İçerik riskleri olarak, çocukların istenmeyen ve uygunsuz içeriklere maruz kaldığı durumları tanımlayan aynı raporda, çocukların internette pornografik ve şiddet unsuru içeren videolarla/resimlerle sağlıksız veya tehlikeli davranışları savunan web siteleri ile karşılaşması tehlikesine dikkat çekilmiş. İletişim risklerinde çocukların yetişkinlerle fiziksel, duygusal, cinsel ve ekonomik istismarına yol açacak şekilde karşılaşabilecekleri uyarıları yapılmış. Davranış riskleri ise çocukların riskli içeriğe veya iletişime katkıda bulunacak şekilde davrandığı durumları ifade etmiş.

Bu noktada çocukların diğer çocuklar hakkında nefret uyandıran materyaller üretmesi, yayımlaması veya dağıtması ve davranışsal bağımlılıkları bu kapsama giriyor. Yani çocuklarımız ve gençlerimiz yaşa ve gelişimsel süreçlerine uygun şekilde internetin içeriği, karşılaştırdığı kişileri ve yaşattığı davranışlar konusunda daha dikkatli olmalılar. Dijital dünya mahremiyet ve sınırları ortadan kaldırdı. Sınır ve güvenlik sorunları oluşmaya başlıyor. Karşıda kim var, nelere ulaşabilir gibi birçok güvenlik açığı oluşuyor ve bu kontrol edilemez bir durum. Yaş küçüldükçe daha da tehlikeli bir hal alıyor. Kontrolsüz fotoğraf ve video içeriği paylaşımları çocukların ve gençlerin hayat boyu başlarına bela olma riski taşıyor. Zira bir içeriğin, internete düştüğü andan itibaren artık geri döndürülemediğini biliyoruz."

 "Gençlerin eğlenmek için girdiği dijital dünyada, bağımlılıkları başlıyor"

Çakıroğlu, gençlerin eğlenmek için girdiği dijital dünyada bağımlılıkların başladığına dikkati çekti.

Dijital dünyada gerçek ile gösterilen arasındaki farkın ortadan kalktığına, gösterilen her şeyin sanki gerçekmiş gibi yapıldığına işaret eden Çakıroğlu, "Hakikat çarpıtılabiliyor ve daha lüks veya daha zayıf bir algı oluşturuluyor. Gerçekle çok ilgisi olmayan bu durumun, gençlerin hayatındaki etkileri de ağır oluyor." ifadelerini kullandı.

Çakıroğlu, toplum tabanlı araştırmalara atıfta bulunarak, erken çocukluk döneminde aşırı teknolojik cihaz kullanımının çocuklarda bilişsel, dilsel, sosyal, duygusal ve motor gelişimde gecikmelere neden olduğu bilgisini aktararak, şunları kaydetti:

"Aşırı izleme süreleri, yetişkin odaklı içeriklerin izlenmesi, televizyon açıkken ebeveyn-çocuk etkileşiminde azalma ve aşırı sosyal medya kullanımının önemli sonuçları oluyor. Teknolojik cihazlarla erken yaşlarda tanışmış olmaları, onlarla fazla zaman harcamaları, düşük kaliteli ve uygunsuz içerikler izlemeleri çocuklarda, bilişsel işlevlerini yani dürtü kontrolü, öz düzenleme, zihinsel esneklik, diğerlerinin düşüncelerini ve duygularını anlama becerilerini olumsuz yönde etkiliyor.

Teknolojik cihazlar, pasiflik ve sedanter davranışları teşvik ettiğinden çocukların hayal gücü ve dil gelişimini de köreltiyor. Ayrıca çocukların bilgiyi işleme yetenekleri, erken okur-yazarlık becerilerinin oluşmasını önemli derecede olumsuz yönde etkileniyor. Çocukların sayısal bilgiler içeren uyaranlara duyarlı oldukları ve dijital medyanın bu duyarlılık seviyelerini yavaşlattığını da belirmekte fayda var."

Kaynak: AA