Bahar, ismi gibi.. 

Huzurlu, sıcak, neşeli, çiçeklerle birlikte çok güzel.

Hayattan keyif almaya bakın. Doğadan, bahardan. 

Aslında gözlerimizi açarsak ne çok güzellikler olduğunun farkına vararız. Ağaçların oksijen salgıladığını, kuşların sesinin kulağımıza fısıldadığı müziği, derelerin, şelalelerin, denizin içimizi serinlettiğini, hayvanların ve çiçeklerin içimize sevgi ile dokunduğunu ancak izler, dinler, görürsek fark ederiz.

Mesela bilim adamları ağaçların yanında günde en az yarım saatini geçiren insanların öncelikle mental anlamda gelişim gösterdiğini ve bunun çok kısa sürede de fiziksel yansımalarının gerçekleştiğini söylüyorlarmış. Örneğin gün içinde yaşadığımız yorgunluk ve uykusuzluk gibi bir çok problemin odağında doğru nefes ve yeteri kadar oksijen almamak var ve bu yüzden ağaçlarımız oldukça önem taşır. İnsanlar malesef telefonlarından, tabletlerinden, televizyonlarından yani bizi hayattan koparan şeylerle ilgilenmekten birbirlerinin yüzlerine bakamaz hale geldi. Aslında o çimlere ailecek uzanıp, laf lafı açtığında kendileri dışındaki dünyayı, telefonlara gelen bildirimleri bir süreliğine unutmayı ve en sevdiklerine odaklanmayı çok iyi bilirler. Bunu daha çok tekrarlayın. Mesela bol bol yürüyün. Doğayı keşfedin. Çiçekleri koklayın. Doğaya zarar vermeden keyfini çıkarın. Doğanın aslında bir döngü olduğunu unutmayın. Ağaçlar kesildiğinde yerine betonlaşma geldiği zaman oksijeninizin azaldığını artık temiz hava soluyamadığınızı daha sık hastalanınca anlarsınız. Geç olmadan fidan dikin mesela. İnsanlara da aşılayın doğayı. Piknik yapın, hayvanları sevin, güneşin tadını çıkarın. Hazır bahar varken yerler keşfedin. Gezin, her saniyesinden keyif almaya bakın. Cıvıl cıvıl kıyafetler giyinin mesela. Çünkü rengarenk çiçeklerin bizi karşıladığı bir mevsim bahar. Sevdiğiniz bir sanatçının konserine, tiyatroya gidebilir, eğlenceye vakit ayırabileceğiniz en güzel aylarda olduğunuzu unutmayıp hayattan keyif almaya bakabilirsiniz. Geç olmadan baharın güzelliğinin keyfini çıkarın, kıymetini bilin…