Beşiktaş dün Samsunspor karşısında çok değerli bir galibiyet ve altın değerinde bir 3 puan aldı.

Neden mi? Anlatalım...

Beşiktaş sahaya 4-1-4-1 dizilişiyle ve epey eksikle çıktı. Zaten Beşiktaş’ın bu sezon tam kadro maça çıktığını henüz izleyemedik. Siyah-beyazlılar ilerde Muleka, solda Cenk, sağda Onur ve merkezde Chamberlain ile maça başladı. İki kanat arasındaki fark bile bize bir şeyler söylüyor.

Oynanan oyuna baktığımızda; etkili şut çekmede zorlanan, kolay top kaybeden ve yine çok kolay gol yiyen bir Beşiktaş izledik. Tek bir farkla bu kez mücadeleyi bırakmadı Beşiktaş. Kötü de oynasa kazanması gerektiği takıma kodlanmıştı. Özellikle Cenk ve Necip bu maçın kilit ismiydi.

Beşiktaş’ın üretmede, en önemlisi uzaktan şut çekip gol bulmada son 2 sezondur ciddi sıkıntı yaşadığı bariz. Bence bunun en önemli nedeni ikinci bölgedeki eksikler. Merkezde her hafta bir oyuncunun denendiği ama istenilen etkinin alınmadığını görüyoruz. En büyük sorun; Atiba ve Josef’ten sonra o bölgeye etkili bir isim alınamadı. Savunmanın önünde kilit bir isim yok. Hücumun başlayacağı en kritik noktada Amir, tek yönlü defansif bir oyuncu olarak ofansif anlamda etkisiz kalıyor.

Takımın tüm eksiklerine rağmen alınan galibiyette Rıza Çalımbay’ın katkısı büyük. Tabii bu arada yaklaşan kongrenin etkisini de atlamamak lazım. Başkan adaylarının seçildikleri takdirde Rıza Çalımbay’la yola devam edeceklerini açıklaması, takımda olumlu bir geri dönüş sağladı. Camiada oluşan Rıza hocaya güven havası takıma sirayet etmiş durumda.

Beşiktaş hala istenen seviyede değil. Ligin daha 13. Haftasında üçüncü hocasıyla maça çıkan bir takım var. Gerek camia gerek oyuncular açısından zor bir durum. Bu sebeple yeni hocayla Beşiktaş’ın efsanesiyle 2’de 2 yapmak önemli bir başarı.

Elbette başarıya ulaşmak kadar onu devam ettirebilmek önemlidir. Yoksa bir önemi kalmaz.

Bu nedenle başarı için en önemli şey, başladığın işi sürdürebilmektir.

Başladığın işi BİTİREBİLMEK kıymetlidir. Rıza hocayla devam kararı önemlidir.

Örnek verecek olursak; Cenk Tosun penaltı atmak için topun başına geçtiğinde penaltı pozisyonunu takip etmeseydi. Beşiktaş o kritik 3 puanı alamazdı. Ya da Necip ısrarla topun peşinden koşmasaydı kalesinde golü görebilirdi.

Keşke yönetim de başladığı gibi giderken de maçlarda Beşiktaş’ın yanında olabilseydi.

Maalesef yoktu.