Yeni yılla birlikte herkesin beklediği o mucize gerçekleşti. Her yer bembeyaz karla kaplandı. Karlar, hayatta gerçekleşmeyecek, denilen hiçbir şeyin aslında hiç de imkansız olmadığını gösteren bir mucizedir. Bir anda gökten kar taneleri yağmaya başlar, gözünün alabildiğine her yer, dokunduğun her alan beyaza boyanır. Bir masal dünyasına dönüşür koskoca dünya, ama aynı zamanda çok korkutucudur da…

Ben de büyük bir kar beklentisi içine girenlerdendim. Bir yanım “Ah şimdi kar yağsa, bir fincan salep, battaniyem ve romantik bir aşk filmi ile pencerede yağan karlar eşliğinde geceyi bitirsem” derken diğer yanım “Şimdi kar yağarsa işlerim gecikir, yollar kapanır, evden çıkamam, görüşmelerim ertelenir” diyordu. Ben de bir gece pencereyi açtım ve simsiyah gökyüzünden aşağıya bembeyaz kar tanelerinin nasıl dünyayı etkisi altına aldığını gördüm. O kar taneleri birbirine değmeden, aynı anda düştükçe, imkansız diye bir şey olmadığını bir kez daha kendime söyledim.

Hep zoru duyarak büyütüldük, belki biraz genelleme olacak, ama Türkiye’de doğan, büyüyen herkesin kaderinde bir güneşe bakarken yağmuru düşünme huyu vardır. Mutlu olduğumuz anlardan çok mutsuz olduğumuz günleri hatırlarız. O çok sevdiğimiz şarkılar, türküler, kitaplar, diziler, filmler hep birer acı hatıraların ya da hüzünlü zamanların hediyesidir. Çok düşünürüz; olanı da olmayanı da kafamızda defalarca canlandırırız. Var olmayan şeylerin üzüntüsünü yaşarız. Hayallerden çok hayal kırıklarını biriktirmeyi seven bir toplumuz. Şunu da unutmayalım ki, tüm bu olumsuzlukların yanında her şeye en çabuk alışan ve yadırgamayan milletler arasında ilk sırada biz olabiliriz.

Bir kadın öldürülür, 2 gün boyunca her yerde onun ismini, onun resmini, “Artık yeter” ile başlayan cümleleri okuruz sonra hayat normale döner, ta ki yeni bir isim o boş bırakılan haberi doldurana kadar. Dolar yükselir, uzunca bir süre herkes bunu konuşur, felaket senaryoları yazmaya başlar, çoğu işletme batar, sonra bu artışa da alışırız. Maaşlar kesilir, işsizlik alır başını yürür, artık yıllık değil aylık zamlar yapılmaya başlanır, sosyal medyada çoğu ünlü elektrik faturasının bol sıfırlı rakamlarını paylaşır, ama bir ay sonra çoktan unutmuşuzdur.

Sorgulamadan, çok konuşup hiç araştırmadan sadece alışmaya odaklanmış bir hayatımız var. o kadar yoğun bir gündem, o kadar karışık bir hayatı var ki herkesin, her yeni doğan güneş sanki farklı bir hayat taşıyor. Bunu kimi zaman anlayamasam da, kimi zaman taktir ediyorum. Evet, büyük acılar yaşıyoruz, acılarımızı abartmayı seviyoruz, ama bir kar yağıyor hepimiz mutlu oluyoruz. Küçük mutluluklar, anlık tebessümler, bize neden var olduğumuzu anlatıyor. Bir kar yağdı, insanın içindeki umutsuzluk kırıldı.