Konya’da 1980’li  ve 90’lı yılların ilk yarısında bazı hizmetler yeterince alınamıyordu. Ağır hastaların, ambulans hizmetlerinin olmamaması sebebiyle, hastanemize özel araçların arka koltuklarında getirildiğini görüyorduk. Trafik kazası geçirenler bile, hasta için sakıncalı pozisyonlarda, yaralı vaziyette arka koltuklarda battaniyeler içinde getirildiği oluyordu.

Kanser gibi sebeplerle bacağı çeşitli seviyelerden kesilmek mecburiyetinde kalınan hastalar, protez yaptırmak  için Ankara’ya 5-6 defa gitmek mecburiyetinde kalıyorlardı. Hepsinin özel aracı olmayan böyle hastaların gidiş-gelişlerde çok sıkıntı çektiklerini tahmin etmek güç değil.

Trafik kazası veya yüksekten düşme gibi sebeplerle ortaya çıkan omurga kırıkları başta olmak üzere, çeşitli kırıklara maruz kalan ve cerrahi olarak tedavi edilen bazı hastalamızın erken dönemde rehabilitasyona ihtiyaçları vardı. Bunun sağlanması halinde hasta için tedavi sonuçları çok iyi olacaktı. Ancak o dönemde Konya’da bu hizmet yeterince verilemiyordu. Ankara’da olanlar da uzun süreye randevu veriyorlardı.

O yıllarda  Konya Ortopedi Derneği’ni kurmuş, bazı faaliyetlere başlamıştık. Hizmet alanlarını artırmak ve büyütmek amacıyla  hayırsever dostum  Saniyici (soğutmacı) Seyit Büyükipekçi  ile beraber   sağlık ve eğitim alanlarında hizmet verecek  bir vakıf kurmaya karar verdik. Kurulacak bu vakıfla Konya’da alınmayan veya yetersiz alınan hizmetleri bir nebze de olsa, alınır hale getirmeye, o alanlarda topluma öncülük yapmaya karar vermiştik.

 Bazı serbest meslek sahibi, sanayici, akademisyen arkadaşları davet ederek Konya Ortopedi Vakfı’nı kurduk.  Vakfın ilk işi iki ambulans alarak şehir içi ve şehirler arası hasta taşımalarına başlamak oldu. Ambulansların üzerinde “ Hasta Ambulansla Taşınır “  sloganı  ve irtibat telefon numarası yazıyordu. Ambulans hizmetinin tanıtımı ve başladığını  duyurmak için düzenlenen programa katılan Konya Valisi rahmetli Atilla Vural Bey bize teşekkür etmiş, “geçenlerde benden ambulans yardımı isteyen bir vatandaşımıza, Sağlık Müdürlüğünün ambulanslarının arızalı olması sebebi ile yardımcı olamamıştık” demişti. Elbette, şehrin hastalarını  iki amblansla taşınamak mümkün değildi. Bizim amacımız hasta taşıma konusunda halkı bilgi sahibi yapmak, toplumun dikkatini bu konuya çekmekti.

Nitekim, Vakfın Ambulans hizmetini başlamasından sonra,  çok geçmeden birçok kurum bünyelerine ambulans almış, en azından kendi kurumlarının elemanlarının hastalarını ambulansla taşımaya başlamışlardı. Vakfın ambulans hizmetleri  Konya’da  112 Acil Yardım Hizmetleri yaygınlaşıncaya kadar devam etti.

Vakıf bünyesinde bir “Ortez- Protez Merkezi “ kuruldu.  Ankara’dan işi bilen elemanlar getirildi. İhiyacı olan hastalar artık Ankara’ya gitmeden, ayağında her türlü potezi ve cihazı yaptırır duruma geldi. Vakfın bu hizmeti,  Konya’da bu hizmetleri veren merkez sayısı artıncaya kadar devam etti. Sonra merkezde  çalışan elemanlara devredildi, onlar o hizmetleri  vermeye halen devam ediyorlar.

Vakıf bünyesinde küçük çaplı bir rehabilitasyon merkezi kuruldu. Ayaktan gelebilen hastalara rehabilitasyon hizmetleri  veren bu merkez görevine, ben Selçuk Üniversitesine Rektör oluncaya kadar devam etti. Rektörlüğümün başlangıç yıllarında ünivesite bünyesinde özel sektöre, yataklı, her türlü Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hizmetleri veren  modern bir merkez/hastane yaptırıldı. Bu merkez sadece Konya’ya değil, komşu illerden gelen hastalara da hizmet verdi.

Vakıf  aracılığı ile  birçok ilköğretim okuluna “Akıllı Tahta Sistemleri”, bilgisayar destekli kütüphaneler kuruldu,  bilgisayar ve kırtasiye malzemeleri yardımları yapıldı.  Ekonomik yetersizlik içinde olan birçok hastanın tedavisine yardımcı olundu.

Pandemi döneminde tıbbi malzeme sıkıntısı çektiğini bildiren bir hastaneye vakıf yolu ile önemli miktarda tıbbi malzeme alımı yapıldı, ihtiyaçları olan bir solunum cihazı alındı.

Kahramanmaraş merkezli depremde, depremin ilk günlerinde Afad aracılığı ile depremzedeler için  önemli sayıda battaniye gönderildi.

İhtiyaç sahibi ailelerin, Tıp ve Diş Hekimliği Fakültelerinde okuyan çocuklarına vakfın kuruluşunda başlatılan karşılıksız burs  verilmesine halen devam edilmektedir.

Toplumda  devletin, devlet kurumlarının yetişemediği alanlarda  yapılacak  her zaman işler vardır. Bütün mesele, her şeyi devletten beklemeden, çevreye duyarlılık, etrafımızda olup bitenlere biraz dikkat etme ve içinde yaşadığımız toplumdan haberdar olma. Az veya çok, herkesin mutlaka yapacağı bir şeyler vardır. Kişi kendisi yapamasa bile, yapılmasına vesile olacak organizasyonları yapabilir. Bilinçli bir toplum, meseleri karşısısında organize olabilen, yapıcı adımlar atabilen toplumdur aynı zamanda.  Bu çalışmalar insanların mutluluk vesilesidir. Birlikten kuvvet doğar demiş atalarımız.