DPT, 30 Eylül 1960 tarihinde, 91 sayılı kanunla, Anayasal bir kurum olarak kurulmuştur. Türkiye’nin gelişme yolundaki önceliklerini, mevcut kaynaklarla harmonize ederek, 5 yıllık kalkınma planları ile gerçekleştirmek, hükümetlere, ekonomik, sosyal, kalkınma konularında fikir vererek, çözümler üretmek, DPT’nin ana göreviydi. DPT’nin kuruluşunda büyük emeği olan, Nobel Ödüllü bilim adamı Prof. Dr. Jan Tinbergen’i saygı ile anıyorum.

Planlama ve plan, ciddiyet, disiplin, rasyonellik demektir. Türkiye, 1961’de girdiği planlı kalkınma sürecinden, 2015 yılında, DPT’nin kapatılıp, sıradan Kalkınma Bakanlığı’na dönüştürülmesinden itibaren uzaklaşmıştır! Ciddi, disiplinli, Türkiye yararına planlama fikrinden, Başbakana bağlı, Bakanlıklar üstü bir kuruluştu, DPT müsteşarı, özellikle Yüksek Planlama Kurulu (YPK), toplantılarında, Başbakanın yanında, Bakanlar üstü bir pozisyondaydı. Hiç şüpheniz olmasın ki, eğer DPT olmasaydı, Türkiye bugün ulaştığı gelişmişlik düzeyine gelemezdi.

Mensubu olmaktan gurur ve şeref duyduğum, DPT bir çok kuruluşa örnek olmak üzere teşkilatlanmıştı. Müsteşar, Sosyal, İktisadi Planlama Daireleri Başkanları, Koordinasyon D.Başkanı ve Genel Sekreterlikten ibaretti.. Sosyal ve İktisadi Daireleri, kalkınma planlarını hazırlayan teknik daireler olup, Koordinasyon Dairesi Plan tatbikatını denetlerdi. Müsteşar ve Daire Başkanlarının odaları şatafattan uzak, mütevazi, DMO’den temin edilen masa ve iskemlelerden oluşuyor, sadece Müsteşar ve Daire Başkanlarına, küçük makam araçları alınmıştı. DPT uzmanları olarak katıldığımız, Bakan, Müsteşar, Genel Müdür odalarındaki lüksü, sekreter sayılarını gördükçe, hayretler içinde kalıyorduk! DPT’de en önemli unvan, DPT uzmanı olmaktı. DPT’de, Türkiye’deki tüm ekonomik, sosyal sektörleri kapsayan, sektör grupları vardı. Yurtdışı ve yurtiçi en üst eğitim kurumlarından mezun, çoğu yurtdışı üniversite üstü ihtisaslı, çok zor bir sınavı başararak, planlamaya girmeye nail olan, DPT uzmanları kendi ihtisas konularına göre, bu sektörlerde görevlendirilirler, planları, yıllık programları, icra planlarını, gruplar hazırlardı. Taslak planlar, önce daire staflarında, daha sonra da müsteşarlık stafında tartışılır, görüşülür, son biçimini alırdı. Bu hazırlıklara “1. Müsevette, 2. Müsvette” derdik. Daha sonra Başbakanın başkanlığında, DPT müsteşarı ve DPT uzmanlarının ve ekonomik, sosyal kalkınmayla ilgili bakanların hazır bulunduğu Yüksek Plan Kurulunda son şeklini alır, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna gelirdi. Burada tekrar ele alınan, irdelenen planlar TBMM genel kurulunda kabul edildikten sonra uygulamaya konulurdu. Bütün bu süreçte, DPT uzmanları hazır bulunur, TBMM’ne gereken malumatı arz ederlerdi.

DPT uzmanları, dünyanın her yerinde yapılan UN, UNDP, OECD, IBRD, NATO, Cento, RCD, IMIF, Bileteral ve Multileretal toplantılarda, Türkiye’yi yalnız veya Dışişleri Bakanlığı (1. İktisat, 2. İktisat Daireleri), hariciyecileri ile birlikte temsil ederlerdi. Başbakanın, bakanların yurtdışı ziyaret heyetlerinde mutlaka DPT uzmanları yer alırdı. DPT’ye girmek, DPT’de çalışmak, fevkalade zor fedakârlık isteyen bir süreçti. Ancak herkesin gıpta ettiği, şerefli bir görevdi. Planlama, belli bir program dahilinde, çoğu yurtdışında eğitim görmüş uzmanlarını “Brush up” için, uzun veya kısa süreli eğitime, genellikle ABD, İngiltere, Fransa, Japonya’ya gönderirdi. Uzmanların yurtdışındayken maaşlarının birikmesi, DPT’ye tanınan bir imtiyazdı. Planlamada, 9-17 diye mesai yoktu. İş ne zaman biterse eve gidilir, bazen uzmanlar evden çağrılırdı. Planlama uzmanları, 657 sayılı yasaya tabi olmakla birlikte, değerli uzmanları kadroda tutmak için her yıl mukavele yapılır, yüksek maaş verilirdi. DPT uzmanları görev seyahatlerinde kırmızı diplomatik pasaport kullanırlardı. DPT’ye intisap eden uzmanlar, bakanlara, müsteşarlarla muhatap olurlardı. Bir plan bitip, uygulamaya konulunca, hemen müteakip planın hazırlıkları başlardı. Kalkınma planları, ciddiyet, disiplin içinde, araştırmalara, fizibilitelere, cost-benefit analizlerine dayalı olup, DPT uzmanları sık sık ülkedeki, vilayetleri, alanları, bölgeleri ziyaret ederler, valilerle görüş-alışverişinde bulunurlardı.

Plan-hazırlık sürecindeki en önemli mekanizmalardan birisi de “Plan Özel İhtisas Komisyonlarıydı”. Ekonomik ve sosyal sektörlerde önemli isim yapmış hocalar, akademisyenler, işadamları, siyasetçiler, bürokratlar özenle seçilerek, davet edilirler, OIK’de çalışırlardı. Bu komisyonların başkanları DPT uzmanlarıydı. Hatırlıyorum, OIK’da görev alan insanlar, kendilerine “DPT/OIK Üyesi” diye kartvizit bastırmışlardı. Planlamanın, öyle tatil yerleri, dinlenme tesisleri, konut kooperatifleri yoktu. Bir ara, DPT Genel Sekreteri olarak görev yapmış olan, Mülkiyeli İlhan Evliyaoğlu, Turizm Bankasına Genel Müdür olunca, Turban tesislerinde, ucuz tatil imkanları sağlamış, biz plancılar daha çok Marmaris tatil köyüne gider olmuştuk.

DPT’de Özal, Kemal Cantürk, Memduh Aytur, Hüsnü Kızılyallı, Mustafa Ernam, Prof. Dr. Bilsay Kuruç gibi birbirinden değerli müsteşarlarla çalıştım. DPT’ye girdiğimizde, bize verilen oryantasyon programları içinde en etkileyici olanı “Uzman Namusu” olmuştur. Planlama uzmanları, ülke sevdalıları olarak, Türkiye için doğru olan her şeyi çekinmeden, korkmadan ifade edeceklerdir. İşlerini, fedakarca, ciddiyet, disiplin içinde yapacaklar, yanlışları hükümete ifade edeceklerdir. Demirel, Özal, Ecevit gibi başbakanlar DPT’ye büyük önem verirler, her konuda görüş alırlardı. DPT uzmanları gerek görüşmek gerekse imza için, Başbakanların huzuruna protokolsüz çıkarlardı. DPT devlete değerli yöneticiler temin eden, adeta bir “enderun” idi. DPT uzmanlarına, özel sektörden sürekli transfer teklifleri gelirdi. Plan ciddiyetinden, disiplininden, rasyonellikten hoşlanmayan, planlamayı ayak bağı olarak gören zihniyet önce DPT’yi, 2015 yılında sıradan, yetkisiz “Kalkınma Bakanlığı’na” dönüştürdü, daha sonra da 2018 yılında tamamen kaldırdı, yok etti.

Bugün ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntılar, darboğazlar, çözümsüzlükler, planlamanın yok edilmesinin sonucudur! Bakıyorum, muhalefetten de bu konuda fazla itiraz yok!! Bazen, iktidara gelirsek, “Stratejik Planlama” kuracağız diyorlar. Bak ben size söyleyeyim. Öyle stratejik filan yok, benim kuruluşumun adı “Devlet Planlama Teşkilatı”dır. DPT’yi kaldırmak, bir Anayasa suçudur! Biz DPT uzmanları 36 yıldır İstanbul’da her ayın ilk cuması toplanıyor, eski güzel Türkiye için ter döktüğümüz yılları anıyoruz, dünya ve Türkiye sorunlarını tartışıyor, yanlış uygulamalardan yeis duyuyoruz. Bu kuruluş yıldönümünde, planlamada şerefle görev yapmış, Türkiye’ye bir çok katkıları olan arkadaşlarımı selamlıyorum.