Bugün sizlere, kurulmasında emek ve katkılarım olan 8 yıl Mütevelli Heyet Üyesi olarak görev yaptığım “Kadir Has Üniversitesini” anlatacağım. 

TBMM’de İstanbul Milletvekili olarak bulunduğum yıllarda, bir gün Genel Başkan Mesut Yılmaz beni çağırdı; “Selçuk, hayırsever iş adamı Kadir Has Bey, üniversite kurmak istiyor. Kendisi ile görüş, yardımcı olalım” dedi. Kadir Has’ı, İstanbul’da Nova Baran İş Merkezinde bulunan ofisinde ziyaret ettim. Ben kendisini ilk defa görüyordum. Samimi, dobra, zenginliğine rağmen mütevazi Anadolulu özellikler taşıyan bir insan olarak, bende olumlu intiba bıraktı. O sıralarda vakıf üniversitesi kurmak modası vardı. Bu konuda, YÖK’ten sürekli yasa önerileri, benim de aktif üyesi olduğum, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna geliyordu. Komisyonun değerli başkanı, devlet adamı niteliklerini haiz İlyas Aktaş, “Selçuk, sen DPT’den geldin, bu işleri iyi bilirsin, üniversitelere ait kanunların inceleme ve raportörlüğünü yap” demişti. Esasen, DPT’den geldiğim için sadece bu konu değil, birçok konuda, tüm alt komisyonlarda görevliydim. Bu meyanda, Galatasaray, Yeditepe, Bahçeşehir, Bilgi, Koç, Sabancı, Haliç vs. üniversiteler konusunda çalıştım. Özellikle, Yeditepe Üniversitesi ve Galatasaray Üniversitelerine büyük katkılarım olmuştu. Sn. Bedrettin Dalan ve Sn. Coşkun Kırca, benim çabalarımı bilirler. (Coşkun Bey vefat etti) Netice itibariyle, Kadir Has Üniversitelerini de geçirdik. Son anda, “Kadir Bey’in, biz Florence Ngtn grubunun başında olan, Prof. Dr. Cemi Demiroğlu ile anlaştık, kanuna Kadir Has Vakfı ve Türk Kardiyoloji Vakfını kurucular olarak ekleyelim” tarzındaki arzusunu da yerine getirdik. 

Cemi Hoca, KHÜ/Tıp Fakültesini kuracak, Florence Hastanelerinden bir kısmını, Teaching Hospital olarak üniversiteye tahsis edecekti. Daha sonra, Cemi Bey’in Florence grubu Kadir Has’tan ayrıldı, onlar İstanbul Bilim Üniversitesi adında başka bir üniversite kurdular. Kadir Bey, gerçekten hayırsever, vatansever bir insandı. Çocuğu yoktu. Okullar, eğitim tesisleri, kütüphaneler, sağlık kurumları, Kayseri Kadir Has Stadını yaptırmış, bunları “Vatan borcu ödüyorum” diyerek simgelendirmişti. Ayrıca yüzlerce çocuğa burs veriyordu. Bu kutsal uğraşıyı, bir üniversite kurarak, taçlandırmak istiyordu. 1997 yılında üniversite kuruldu. Bizim, ANAP Partimiz, yapılan seçimlerde başarılı olamadı, böylece benim siyasi hayatım bir noktada sona eriyordu. Oysa daha devam etmeyi, ülkeme daha büyük hizmetler vermeyi arzu ediyordum. Maalesef sonra, ANAP liderliğinin hataları nedeniyle partimiz, ehliyetsiz ellere kaldı ve siyaset sahnesine, kapanarak veda etti. Özal’ın emaneti olan ANAP’ın buğ duruma gelmesine, tüm gerçek ANAP’lılar olarak kahrolduk! 

Bir gün telefon aldım. Arayan Sn. Kadir Has idi. “Selçuk Bey bana gelir misiniz, acele görüşmeliyiz” dedi. Bu sefer beni Maslak’taki Beybi Giz Plaza’daki ofisine davet etti. Benim, kurulan üniversitenin mütevelli heyetinde yer alamı istedi, “Üniversiteyi birlikte kuralım” dedi. Hatta, “ben senin seçimleri kaybetmene memnun oldum, zira beraber çalışma imkanımız doğdu” dedi. Ben, “Aman beyefendi, bir siyasetçiye böyle konuşmayınız” diye cevap verdim. Kadir Bey, Mütevelli Heyetine çok kıymetli insanları almıştı. Prof.Mithat Özhan, Ord.Prof.Dr. Sulhi Dönmezer, Prof.Nuran Yazıcı, Prof. Cemi Demiroğlu, 40 yıllık dostum sevgili Dr. Mücahit Atmanoğlu, hemen hatırlayabildiklerim. Kadir Bey ile yakın çalışıyor, üniversiteyi yoktan var etmeye gayret ediyorduk. İlk adım olarak, üniversiteyi Gayrettepe’de pek elverişli olmayan bir binada faaliyete geçirdik. Bir taraftan akademik kadroyu kuruyor, öte yandan da daha iyi bir yer arıyorduk. Mütevelli Heyet, bir kurumun beyni, karar merciidir, ancak icraat yapan, üniversiteyi yöneten, her şeyin sorumlusu rektördür. Bu nedenle İTÜ’den çok değerli bilim adamı Prof. Dr. Yücel Yılmaz’ı rektör olarak getirdik. Gerçekten yakından, birlikte çalıştığım, Yücel Hoca önemli işler yaptı, üniversitenin kurumlaşmasında, tanıtımında fevkalade katkılarda bulundu. Kendisine müteşekkirim. 

Devam edecek…