DİN DİNGO'NUN AHIRI DEĞİLDİR  Yer, İstanbul!. Atlı tramvaylar zamanı. Tramvaylar iki at ile çekilir.  Ancak. Şişhane yokuşunu çıkarken at

DİN DİNGO'NUN AHIRI DEĞİLDİR 

Yer, İstanbul!.
Atlı tramvaylar zamanı.
Tramvaylar iki at ile çekilir. 
Ancak.
Şişhane yokuşunu çıkarken atlar yorulur. 
Azapkapı'dan takviye at alınır
Tramvay böylelikle Taksim'e gelir.
Atlar biraz dinlendirilir. 
Sonra tramvaya bağlanmadan boş olarak Azapkapı'ya götürülürler. 
Durum böyle olunca.
Çözüm aranır.
Karar verilir.

Taksim Meydanı'na yakın bir yere ahır yapılır. 
Atlar burada beslenir.
Mesafe kısaltılır.
Dinlenmeleri sağlanır. 
Ahırı "Dingo" adında bir Rum yaptırır.
Dingo'nun içkiyle arası iyidir.
Meyhanelerden çıkmaz.. 
Atlarla da ilgilenmez.
Durum böyle olunca.
Ortalık karışır. 
Hangi at dinlendi.
Hangi at yorgun bilinmez. 
İhtiyaç duyulan at rastgele alınır.
Tramvaya bağlanır.

O deyim buradan bize miras kalır.
Dingo'nun ahırı.
Kimin ne yaptığının belli olmadığı.
Her kafadan bir sesin çıktığı.
Yalanın, doğrunun karıştığı ortamlarda.
Sıkça kullandığımız bir deyimdir. 

Tıpkı son günlerde ülkede yaşanan gariplıkler gİbi.
Haftalardır "Millet olarak çocuklara ve kadınlara yönelik artan taciz olaylarının önüne geçilebilmesi için neler yapılmalı, nasıl bir yol çizilmeli? diye fikirler üretiyor, kendimizce önlemler almaya çalışıyoruz.

Ancek gelin görün ki, kendini bilmez bir takım insanlar, din adı altında cinselliği çağrıştıran, cinselliğin en fazla  nerede hatırlanacağına dair fetvalar vererek sapıklara, tacizcilere, Hiperseksüalite  yani seks düşkünü olanlara adeta  çanak tutarcasına yol gösteriyorlar.

Nasıl mı?
Anlatayım. 
İçinde bulunduğumuz durumlar belli, tahteravalli gibi bir umutsuzluk bir umut arası gidip geliyoruz.
Siyasetteki belirsizlik, her gün aldığımız Şehit haberleri ve artan cinsel istismar vakaları canımızı ziyadesiyle sıkıyor. 

Ülke de tüm bunlar yaşanırken, "Altı yaşındaki kızlar evlenebilir" fetvasıyla bilinen Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nurettin Yıldız "Asansörde kadın ile erkeğin yalnız kalması dinen uygun değildir" dedikten bir kaç gün sonra da "gençler yatmak için yatağa girdiklerinde hemen uyusunlar, çünkü yorgana döşek cinsel dürtüyü uyandırır demiş. 

Bu konuyla alakalı kafamda birden fazla soru işareti var.
Şimdi ülkenin büyük bir bölümünün sapıklara karşı  mücadele verdiği bu kritik dönemde, sapıklara alenen yol gösterir tarzda fetva vermekte ki amaç nedir? 

Varsayalım bir kadın ve bir erkek asansörde yalnız kaldılar. Şeytan bu ya  geldi adam'ın aklına fetvayı soktu. Ve adam'ın cinsel dürtüleri uyanıverdi. 
Ne olacak? Normal aklı başında bir adam ise nefsine hakim olmayı başaracak. 
Peki ya o adam özünde bir sapık ise?  Ve kadın oracıkta cinsel istismara uğrarsa, en büyük suç kimin olur? tabi ki, suç sapıktan  önce yol yordam gösterende olur. 
Sizi bilmem ama benim, düşüncelerim bu doğrultuda. 

Hatırlarsanız birkaç yıl evvel'de bir kadının çalışmayı tercih ederek fuhuşa hazırlık yapmış olduğu fetvasını vermişti. 
O dönem konuyu yerel bir gazetedeki köşeme taşıyarak tepkimi şu sözlerle dile getirmiştim. 

Konuşma hakkını bile elinden alarak pasifleştirmeye çalıştığınız kadınların fuhuşa nasıl hazırlandığını birde benden dinleyin.
Sabah saat 6 suları. Havanın soğukluğu bedenine kadar işlese de, sıcacık yatağından kalkmak zorundasın. 
İlk işin çocuklara ve kocana kahvaltı hazırlamak. Şöyle evi birde üstten topladın mı senden iyisi yoktur.
Çocukları okula uğurladın. Şimdi sıra sende. Alalacele üzerini değiştirip, işyerine doğru yola koyulursun. 

Kafanda ki onca sorunla boğuşurken, sabahın kör saatınde derdi, tasası olmayan mahlukların ıslık sesiyle irkilirsin. Sen dünyanın derdiyle uğraşırken, onlar senin kalçalarının derdindedir. Sesini o zaman bile çıkartamazsın. Adın üzerinde kadınsın. Allah muhafaza görenler ne der sonra.
Aldırış etmez yoluna devam edersin. Tüm gün onlarca ağız kokusunu çekmek zorundasındır. Birde o ağızlardan zaman zaman sana bakarken salyalar akıyorsa işte o zaman hayat tümden çekilmez olur. Vah ki ne vah. 
İşte çıktın eve gidiyorsun nihayet. "Aman sağa sola bakma, kimseyle konuşma, yollarda oyalanma. 
Senin yerine başkaları karar veriyor ya.
Çok şükür eve geldin. Hemen yemeğini hazırlamaya başla, çocuklarla ilgilen, ütü, çamaşır, bulaşık. 

Hala ayakta duracak halin var mı? Eh o zaman azıcıkta kocanla ilgilen. 
Erkek bu senin tüm gün nasıl çalıştığınla ilgilenmez. Sakın ola uykuya dalma. 
Hadi sağlam dur. Kocanı fuhuşa itme. 

Farkındayım sevgili okurlarım. Bugün konuyu çok fazla uzatarak başınızı ağrıttım. 
Yazımı hemen toparlıyorum.

Ülkemizde yataktan, döşekten doğacak olan minik minik yastıklardan daha mühim sorunlarımız var. Şehitlerimiz gibi, tecavüze uğrayan ve öldürülen kadınlarımız çocuklarımız gibi. 
Bir din adamına yakışacak olan en iyi hareket bu zorlu günlerde bildikleri tüm duaları okumaları ve halkı bu yönde teşvik etmeleri olur. 
En başta dediğim gibi. "Din dingo'nun ahırı değildir"..