İngiliz hükümeti, uzun vadede Suriye halkının farklı bir liderlik etrafında bir araya gelmesi gerektiğini bildirse de Rusya'nın rejime verdiği desteğin artmasıyla Suriye'de olası bir siyasi geçiş sürecinin Beşşar Esed'li olabileceği mesajını veriyor.

İngiltere Başbakanı David Cameron'ın bugün New York'ta başlayacak Birleşmiş Milletler 70. Genel Kurulu çalışmaları kapsamında dünya liderlerine, "Suriye'deki iç savaşa çözüm bulunması gerekiyorsa Esed'in er ya da geç gitmesi gerektiği" mesajını vermesi bekleniyor. Ancak, siyasi bir geçiş sürecinin sağlanması için DAEŞ'in zayıflatılmasının önemini vurgulayan İngiliz hükümeti, bunun için Rusya ile yakından çalışmanın yollarını da arıyor.

İngiltere de birçok ülke gibi BM Genel Kurulunu, Suriye'de barışın sağlanması için yeni bir ivme kazanılması konusunda fırsat olarak görüyor. Ancak 4 yıldır devam eden Suriye krizine çözüm bulmanın Rusya'nın Esed rejimine desteğini artırmasıyla zorlaştığı da kabul ediliyor.

DAEŞ'i askeri olarak yenmenin en iyi yolunun rejime destekle sağlanabileceğine inanan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de BM Genel Kuruluna katılacak.

Genel Kurul'da Putin ile bir araya gelmesi beklenmeyen Cameron'ın yapacağı ikili görüşmelerde, barışçıl bir çözüm için Suriye'nin farklı bir liderlik etrafında bir araya gelmesinin önemini vurgulaması öngörülüyor. David Cameron'ın, BM Genel Kurulu'nda yaşanan mevcut sığınmacı krizinin Suriye'deki soruna siyasi bir çözüm bulma aciliyetini de gözler önüne serdiğini söylemesi bekleniyor.

İngiltere için DAEŞ ve Esed halkın düşmanı

İngiliz hükümeti, hem DAEŞ'in hem de Esed'in Suriye halkının düşmanı olduğuna inanıyor ve ülkedeki siyasi geçiş sürecinde olmasa da er ya da geç Esed'in liderlik koltuğunu bırakması gerektiğini bildiriyor.

Ancak İngiltere son aylarda "Suriye'deki geçiş sürecinde Esed'in ilk günden gitmesi gerekmediği' mesajını sıklıkla veriyor. İngiltere Dışişleri Bakanı Philip Hammond temmuz ayında, parlamentonun Dışişleri Komisyonundaki konuşmasında, "Suriye'de Esed rejiminin çökmesini değil, siyasi bir geçişin sağlanmasını istediklerini" söylemişti.

Hammond bu ay başında da benzer bir açıklama yaparak, "Esed'in ülkedeki geçiş sürecinin ilk gününden gitmesi gerekmediğini" belirtmişti.

İngiltere'nin bu tutumu politika değişikliği olarak da değerlendiriliyor. Zira, 2013 yılında Esed rejimine karşı hava saldırıları başlatılmasını isteyen Cameron'ın, "geçici bir süreyle Esed'e karşı tavrını yumuşattığı" yorumları yapılıyor.

Suriye'deki iç savaşın başladığı 2011'den bu yana İngiltere, Esed'in gitmesi gerektiğini ifade ediyordu. Ancak son dönemde Rusya'nın Esed rejimine desteğini artırmasıyla Batı dünyasından önceliğin DAEŞ'i yenmek olduğuna dair açıklamalar geldi. Esed'in bir süre daha iktidarda kalmasına izin vererek, İngiltere'nin Kremlin ile DAEŞ'a karşı mücadele konusunda işbirliğini artırmak istediği bildiriliyor.

Öncelik DAEŞ'ten kurtulmak

İngiltere'nin DAEŞ saflarına katılan vatandaşlarını ülkenin ulusal güvenliğine tehdit olarak gördüğü bilinirken, önceliğin Esed'den çok DAEŞ'ten kurtulmak olduğu görülüyor.

İngiliz polisi, geçen yıl çoğu Suriye bağlantılı 200'den fazla kişiyi terör şüphesiyle gözaltına almıştı. Polis, Suriye'deki krizin başlamasından bu yana 700'den fazla İngiliz vatandaşının bu ülkeye gittiğini ve bu kişilerin yarısının Birleşik Krallık'a geri döndüğünü tahmin ediyor. İngiltere'den Suriye'ye ve Irak'a seyahat eden İngiliz vatandaşlarının çoğunun DAEŞ saflarında savaşmak için gittikleri tahmin ediliyor. Gidenler arasında genç kızlar ve kadınlar da bulunuyor.

İngiliz hükümeti, geçen yıldan bu yana uluslararası koalisyonun DAEŞ'e karşı yürüttüğü hava operasyonunun sadece Irak ayağına katılan jetlerinin, koalisyonun Suriye'de yürüttüğü operasyonuna da dahil olmasını istiyor. Operasyona onay verecek söz konusu önergenin gelecek haftalarda İngiliz Parlamentosu'nun gündemine gelmesi öngörülüyor.

Ancak önergeye olası bir oylamada muhalefetteki İşçi Partisi'nin savaş karşıtı yeni lideri Jeremy Corbyn'in destek vermesi beklenmiyor. İngiliz Parlamentosu, Irak'taki DAEŞ hedeflerine yönelik hava operasyonları yapılmasına geçen yıl onay vermişti. Esed rejiminin 2013 yılında Şam yakınlarındaki kimyasal silah saldırısının ardından Suriye'ye hava operasyonu düzenlenmesi önerisi ise parlamentoda oylanmış ancak muhalefetteki İşçi Partisi'nin itirazıyla reddedilmişti.

İngiltere, Suriye kriziyle bağlantılı patlak veren sığınmacı sorununa ise 20 bin Suriyeli sığınmacıyı gelecek 5 yıl içinde ülkeye alarak destek vereceğini açıklamıştı. Ancak AB'nin sığınmacıları yeniden yerleştirme programına katılmayan İngiliz hükümetinin bu desteği yeterli bulunmuyor. İçişleri Bakanlığı, ilk grup Suriyeli sığınmacının İngiltere'ye getirildiğini geçen hafta bildirmişti.

İngiltere geçen hafta ayrıca, Avrupa'daki sığınmacı kriziyle mücadele için uluslararası kuruluşlara yaklaşık 115 milyon sterlinlik ek acil finansman sağlayacağını açıklamıştı.
Editör: TE Bilisim