Sevgi ispat ister. Sevgi izhar ister. Sevgi feragat ister. Baştanbaşa fedakârlıktır. En mühimi sevgi sadakat ister. Kuru bir sevgi sözü, ispatı ortaya konmamış bir iddiadan ibarettir. İddianın muhatabını zorlu bir süreç bekler, ispat süreci, bekler.

      İspat, en başta izhardır. Dile getirmektir. Sevginin dile gelmesi onun tezahürünün bir çeşididir. Tezahür edemeyen bir sevgi boğulur. Sahibini de buhran içerisinde bırakır. Sahabe efendilerimiz, Efendimizin(sav) ashabım diye hitabının muhatapları, Efendimize karşı muhabbetlerini sözleri ve davranışları ile ifade etmişler.
        Onların sevgileri Allah yoluna adanmışlığın, Allah yoluna feda olmanın, vakfolmanın ifadesi idi. Buradaki numune-i timsaller, ebediyete kadar insanlığın ufkunda bir güneş gibidirler. Hakkın habibini bir an olsun bırakmayan onun arkadaşı yoldaşı sırdaşı olmuş ikinin ikincisi Hz. Ebubekir numune-i timsaldir. Ufkumuzdaki ışığı adı Ebubekir Sıddık.
       Hz. Ebubekir'in davasının tohumu Hılfu'l-Fudul ile atılmıştır. Orada Efendimizle(sav) tanıştı ve o gün başlayan yoldaşlığı, zahire bakan 43 bahtiyar sene ile taçlandırdı. 'Kim olursa olsun zalime karşı mazlumdan yana olacağım, demişti.' Erdemliler Hareketinin doktrini buydu.  Evrensel bir doğrunun, insanlık vicdanının sesinin, hakikat ikliminden çıkması elbette olağandır. Zalime karşı mazlumdan yana olmak cahiliye toplumunda onca imtiyazlı olduğuna kanaat eden insanların arasından mazlumların eziyetine deva olmak için ahit etmek. Ebubekir(ra) gibi cahiliye adetlerine tevessül etmemiş birine yakışırdı elbette.

        Nübüvvetin ilk vakitlerinden ömrünün nihayetine kadar Efendimize(sav) yapılmak istenen saldırıları, hakaretleri üzerine çekmeye çalıştı. Fedanın, feragatin, adanmışlığın 14 Asır evvel sancağını taşıdı. Kendisini, nefsini Efendimize(sav), onun kutlu davasına feda etti. Efendimiz bir hadisinde söyle buyuruyor: "Ebu Bekir’in malı kadar, hiçbir kimsenin malı bana fayda vermedi." [Mesabih - Begavi]
             Hz. Ebubekir nubuvvetin ilk yıllarından beri peygamber efendimizin yanında malıyla canıyla ruhuyla tüm varlığıyla olmuştur. Allah'a teslimiyeti Resulüne hürmete de dönüşmüştür. Mağarada yoldaş, izlenirken yoldaş, hakarete uğrarken yoldaş, işte bu büyük yoldaş bu samimiyet abidesi arkadaş, hak ettiği sözü duymuştur. Hem de rahat içinde bir anda değil takip edilirken öldürülme tehlikesi ile burun buruna iken Resullah’ın ağzından duymuştur. Korkma ya Ebabekir Allah bizimle beraberdir. İşte bir ömrün elde edebilecek en güzel kazancını Allah’ın habibinden duymuştur. Allah’ın beraberliğine, koruyuculuğuna, müdafaa edişine mazhar olmuştur. Ruhunun ulvi ufkunda seyrettiğini hissetmiş, öyle tahmin ediyorum ki çöl topraklarına batan mübarek ayakları bedeninin yükünü hissetmez olmuştu. Uçmak kanat ister, kanatsız uçuran ise bir mübarek söz olmuştu. "Allah bizimle beraberdir. Biz Allah'a beraberiz."

     Hicret esnasında Resullah(sav) ve Hz. Ebubekirin diyalogları ve yaşadıkları, Hz. Ebubekir'in muhabbetini gösterir niteliktedir. "Hicret esnâsında Sevr Mağarası’na doğru giderken Hazret-i Ebûbekir -radıyallahu anh- Fahr-i Kâinât Efendimiz’in kâh önünde, kâh arkasında yürüyordu.

Allah Rasûlü -sallâllahu aleyhi ve sellem-:
“–Ey Ebûbekir, niçin böyle yapıyorsun?” diye sordu.
Hazret-i Ebûbekir -radıyallahu anh-:
“–Yâ Rasûlâllah! Arkanızdan yetişebileceklerini düşünüyor, arkadan yürüyorum; ileride pusu kurup bekleyebileceklerini düşünüyor, önünüzden yürüyorum!” dedi. "   (İslamveİhsan.com)
Aşkın vücut bulmuş halidir Hz. Ebubekir.
Hz. Ebubekir hem seven hem sevilen olmuştur. Onun peygamber efendimiz'e (sav) muhabbeti karşılıklıdır. Efendimiz'de (sav) Hz. Ebubekir'e büyük sevgi duymaktadır. Bunu siyerden okudugumuz gibi hadislerde de görmekteyiz.
   “Peygamberlerden sonra insanların en faziletlisi Ebu Bekir'dir." (Kenzul-Ummâl, 10/543; es-Savâik,  249; Suyuti, Tarihul-Hulefâ, 42)
    “Bana Cebrail geldi, ben de ona, benimle hicret edecek olanın kim olduğunu sorunca dedi ki:     "Ebu Bekir'dir. O senden sonra ümmetinin işlerini üzerine alıp yürütecek kimsedir ve ümmetinin en hayırlısıdır." (Kenzul-Ummâl, 10/550-551) .
     "Bu ümmetin en hayırlısı Ebu Bekir'dir." demiştir. (bk. Mecmâu'z-Zevâid. 9/47-48; Tarihul-Hulefâ, 42)
    Bu minvalde bahsedilebilecek birçok hadis bize peygamberin gözünde ve gönlünde Hz. Ebubekir’in yeri bambaşkadır. Mazlum Müslümanları işkenceden kurtaran Malı ile canı ile Cihat eden, sıddıkiyet makamının sahibi, "yar'ı gar" (O mübarek mağaranın yâri) , İslam’ın büyük Sancaktarı Hz. Ebubekir’i anmak onu sevmek vesilesi ile sadakatinden pay almak bize de nasip olsun.

     Tevfik ve inayetle