ANKARA - Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, "Devlet ile özel öğretim kurumlarındaki öğretmenlerimizi ayırt etmiyoruz. Her birinin çok daha iyi ortamlarda eğitim vermelerini sağlamak için gece gündüz demeden çalışıyoruz. 2 güzide meslek grubu olan öğretmen ve polisleri karşı karşıya getirmeyle ilgili her türlü manipülasyona şiddetle karşı duruyoruz" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Özer, Elmadağ ilçesindeki Hasanoğlan Ders Aletleri Yapım Merkezi'nde evde eğitim gören çocukların eğitimlerinde kullanılacak materyalin dağıtım törenine katıldı. Törende Bakan Özer'in yanı sıra Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Kemal Varın Numanoğlu ve AK Parti Kadın Kolları Başkanı Lütfiye Selva Çam da yer aldı. Geçen hafta itibarıyla tüm okullara yeni ders kitaplarının ulaştırıldığını belirten Bakan Özer, "Sayın Cumhurbaşkanı'mızın daha önceden müjdelediği gibi bu defa ilk kez 130 milyon yardımcı kaynak basılarak tüm okullarımıza ulaştırıldı. Sadece 12'nci sınıf öğrencilerimize dağıtılan yardımcı kaynak sayısı 20. İnşallah bir dahaki eğitim öğretim yılında da fen ders kitaplarını gözden geçireceğiz. Hazırlanan yardımcı kaynakları, ders kitaplarının da içinde olacak şekilde tek bir kitapla süreci yöneteceğiz" diye konuştu.

'450 OKUL YENİLENDİ'

Bu yaz özellikle depreme karşı güçlendirme ve yıkıp yeniden yapma kapsamındaki okullarla ilgili başarılı süreç götürdüklerini aktaran Bakan Özer, "Yaklaşık 450 okulu elden geçirdik. Bunların 198 tanesi yık-yap ya da yeni yapılan okullar. Geriye kalan okullar da deprem dolayısıyla güçlendirilme ihtiyacı olan okullar. 1407 bağımsız anaokulu, 11 bin 100 ana sınıfı da yeni eğitim öğretim yılında çocuklarımızın hizmetinde olacak" dedi.

Bakan Özer, evde bakım gerektiren çocukların eğitimden kopmamaları için bir araya geldiklerini söyleyerek, şöyle konuştu:

"Atılan tüm bu adımların aslında bir odağı var. Eğitimde fırsat eşitliği. Eğer sizler en akılcı sermayeniz olan beşeri sermayenizin niteliğini artırmak için eğitimde fırsat eşitliğini tüm eğitim politikalarının merkezine koyarsanız işte o zaman ünlü Fransız Sosyolog Pierre Gordon'un da dediği gibi eğitim, sınıfların sürekliliğini sağlayan bir enstrüman olmaktan çıkar. Dikey hareketlilikle sınıfların atlandığı ve işçinin işçi kalmadığı, işçinin çocuğunun mühendis olduğu, kaymakam olduğu, vali olduğu bir toplum inşa edersiniz. İşte bu kapsamda özel eğitim alan çocuklarımızı ihmal etmiyoruz. Şu anda önceliğimiz kaynaştırmadır. O çocuklarımızın akranlarıyla birlikte eğitim ortamlarında yer almasıdır. Eğer bu mümkün değilse özel eğitim anaokullarında, uygulama okullarında, meslek okullarında; bu mümkün değilse mevcut okulların içerisinde özel eğitim sınıflarında eğitim almaları; bu mümkün değilse hastanede, bu mümkün değilse evinde hizmet alan toplam özel eğitim öğrencilerimizin sayısı, 453 bin 29. Yıllarca örnek gösterilen Finlandiya'daki tüm eğitim kademelerindeki öğrenci sayısı 600 binler civarında. İşte bu, Türkiye'nin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Yaklaşık 19 milyon öğrencisiyle 1,2 milyon fedakar öğretmeniyle bu ülkenin beşeri sermayesini artırmak için diğer ülkelere de ilham veren güzel örnekleri her geçen gün arttırmaya devam ediyor."

Programın ardından Ankara'da özel sektör öğretmenlerinin eylemiyle ilgili soruya yanıt veren Bakan Özer, "Bizim eğitim sistemimizin en değerli varlığı öğretmenlerimiz. Milli Eğitim Bakanlığı olarak devletteki öğretmenlerimizle özel öğretim kurumlarındaki öğretmenlerimizi ayırt etmiyoruz. Her birinin çalışma koşullarını çok daha iyi noktaya getirmek için çok daha iyi ortamlarda eğitim vermelerini sağlamak için gece gündüz demeden çalışıyoruz. İki güzide meslek grubu olan öğretmen ve polisleri karşı karşıya getirmeyle ilgili her türlü manipülasyona, şiddetle karşı duruyoruz" diye konuştu. 

Editör: TE Bilisim