EDİRNE'de sadece Yunanistan sınırı olan Karaağaç Mahallesi'nde yetişen ve kentin meşhur tava ciğerinin yanında garnitür olarak verilen tescilli Karaağaç acı biberi, ata tohumlarıyla yetiştiriliyor.

Edirne'nin meşhur tava ciğerinin yanında 'olmazsa olmaz' olarak adlandırılan Karaağaç Mahallesi'nde yetişen acı biberin ünü, gün geçtikçe artıyor. Kentte ata tohumuyla biberin üretimine devam eden Yılmaz Ule ve oğlu Tunahan Ule, artık Edirne ve çevresinin yanı sıra doğu illeri ve komşu ülke Yunanistan ile Bulgaristan'dan da bibere talep geldiğini söyledi. Kilosu 750 liraya kadar alıcı bulan biberin en büyük özelliğinin sadece Yunanistan sınırında, bayır toprağında yetişmesi olduğunu belirten Tunahan Ule, yılda 100 tona yakın verim aldıklarını belirtti. Tunahan Ule, "Karaağaç biberi bizim ata tohumumuz, dedelerimizden kalma yüzyıllara dayanan bir tohum. Bu tohumdan yetiştirdiğimiz biberlerin hasadını bitirdik. 15 Eylül'de biberlerimizi kuruması için gölgelik yere astık. Bu biber sadece Karaağaç Mahallesi'nde Yunanistan sınırında yetişiyor. Orası bayır toprağı, bu tohum kumsal toprağı pek sevmiyor. O nedenle orada, özel toprakta yetişiyor. Nisanda ektiğimiz biberlerimizi temmuz ayının başında hasat etmeye başladık. Şimdi bu ikinci hasadımız. İkinci hasadı 10 Eylül'de yaptık ve 15 Eylül'de de gölgeye astık" dedi. 

'BU SENE 100 TON HASAT YAPTIK' 

Biberin üretiminin çok yorucu bir iş olduğunu belirten Tunahan Ule, "Çok yorucu ve meşakkatli bir iş. Biberi ektikten sonra 7- 8 kere çapa gerekiyor, ardından sulaması var, 2-3 günde bir sulamamız gerekiyor. Bu yıl çok yağmurlar gördük ama hastalık da çok geldi. Allah'a şükürler olsun, hastalığı yendik. Çürütülmüş meyvelerden yaprak gübresi attık. Bu sene 100 ton hasat yaptık. Geçen seneye göre biraz daha iyi" diye konuştu. 

Kurutma işleminin özel sac levhalar altında, güneş görmeden yapıldığını söyleyen Ule, "Kuruması yaz aylarında 25 gün sürüyor. Dereceler düştüğü zaman 70-80 güne kadar çıkıyor. Biberlerin güneşi görmemesi gerekiyor. Kurduğumuz sistem gereği gölgeliğin üstü sac. Güneş saca vurduğunda derece daha da artıyor, böylelikle güneş görmeden kurutmuş oluyoruz. Mesela güneş 30 dereceyse sac sayesinde altını 50 derece yapıyor ve bu da biberin hızlı kurumasını sağlıyor" ifadelerini kullandı.  

Biberin ününün gün geçtikçe arttığını, komşu ülkeler Bulgaristan ve Yunanistan'dan da talep geldiğini belirten Ule, "Bu biberi Türkiye'nin her yerine gönderiyoruz, ciğerin yanına yol arkadaşı oluyor ama artık sadece ciğerin yanında değil, çorbanın, kuru fasulyenin yanında, nohudun yanında da yeniyor. Doğudaki illere de bu sene göndermeye başladık. Bunun yanında Yunan ve Bulgar vatandaşların da bu bibere çok büyük ilgisi var. Özellikle Bulgar vatandaşları bu biberi çok yiyor. Urfa'nın mesela biberi meşhur ama artık oralara da gönderiyoruz. Onlar da artık ciğerin yanında Edirne'nin biberini yiyecekler" dedi.  

'ÇALIŞMAYA ADAM BULAMIYORUZ' 

Gelen taleplere yetişmekte zorlandıklarını da kaydeden Tunahan Ule, "Kuru biberin şu anda kilosu toptan olarak 500 lira, geçen yıl 220 liraydı. Bu sene maliyetlerimiz daha da arttı. Biberi ipe dizenler ayrı, tarlada toplayanlar ayrı. Yani işçiliği çok ve maliyetleri var. Bunun yanında biberin hem de tohumunun patenti bizde. Üretimimizi arttırmakta zorlanıyoruz çünkü çalışmaya adam bulamıyoruz. Bize Kırklareli'den Uzunköprü'den çalışmaya adam geliyor ama yetiştiremiyoruz" diye konuştu. 

Editör: TE Bilisim