XVII. Yüzyılda bir fener, yolunuzu aydınlattığı gibi hayatınızı kurtarabilirdi de. Örneğin IV. Murat devrinde geceleyin fenersiz dışarı çıkmanın cezası ölümdü.

IV. Murat zamanı Osmanlı için duraklama devridir. Fetihler durmuş, ekonomi bozulmuş, isyanlar artmıştır.  Çocuk yaşta tahta geçen ve uzun süre vaziyete hâkim olamayan genç padişah, ipleri eline geçirdiğinde sert bir idare anlayışıyla ülkeyi yönetmiştir.

Bu anlayışla kahvehaneler yıktırılmış, içki ve tütün yasaklanmış, yatsı namazından sonra dışarı çıkmak sınırlandırılmıştı. Çıkılsa bile fenerle çıkılacaktı ve böylece asilerle normal vatandaşlar ayrılmış olacaktı.

**

Koca

Hititler, geniş çapta aile hukukunu oluşturan ilk uygarlık kabul edilir.  Hitit yasalarına göre, evlilik sırasında şayet koca ölürse şöyle bir yol izlenirdi:

  • Dul kalan Kadın, çocuk sahibi ise dokunulmazdı.
  • Dul Kadın, çocuksuz ise ölen kocasının erkek kardeşi ile evlendirilirdi.
  • Erkek kardeş de ölürse veya ölmüşse erkek kardeşin oğlu ile evlendirilirdi.

Zinanın büyük suç sayıldığı Hititlerde, bir adam eşini bir başkası ile yakalarsa ikisini de öldürmek hakkına sahipti. Fakat eşini affederse adamı da affetmek zorundaydı. Boşanma durumunda çocuklar babaya verilir, kadının da bir çocuk almasına müsaade edilirdi.

Tecavüz olayında ise tecavüzün gerçekleştiği yer önemliydi. Eğer tecavüz evin dışında gerçekleşmiş ise erkek, evin içinde vuku bulmuşsa kadın da sorumlu tutulurdu…

**

Barbaros

Fatih Sultan Mehmet, fethettiği Midilli Adası’nı değerli komutanlarından Yakup Ağa’ya emanet eder. Adaya yerleşen Yakup Ağa, Katerina adında bir Rum ile evlenir. Bu evlilikten doğan çocuklar, isimlerini altın harflerle tarihe yazdırırlar. Bu çocuklardan biri de Barbaros Hayreddin Paşa’dır.

Asıl adı ‘Hızır’ olmasına rağmen hizmetlerinden dolayı Yavuz Sultan Selim ona dinin hayırlısı anlamına gelen ‘Hayreddin’ ismini vermiştir. Akdeniz’in Türk gölü olarak anılmasında aslan payı şüphesiz ki Barbaros Hayreddin Paşa’ya aittir. Hayatı boyunca büyük zaferler kazanan ve 1546 yılında vefat eden Barbaros’un kabri, dalgaların sesini duyabileceği Beşiktaş sahilindedir. Mekânı cennet olsun inşallah…

**